Son günlerde motorlu taşıt sahiplerinin en büyük sorunu, zorunlu trafik sigortasındaki yüksek prim fiyatları ile sigorta şirketlerinin hasar bedellerini, kusur oranında istemelerine imkân veren değişiklik oldu. Ankaralı araç sahibi Abdülkadir Özgül adına avukatı Hakan Kahraman, düzenlemenin iptali için Danıştay 10’uncu Dairesi’ne başvurdu. Hakan Kahraman, “Sigorta şirketleri prim alacak, fakat aldığı prim karşılığında riski üstlenmeyecek. Risk tamamen sürücüye, sürücü vefat etti ise mirasçılarına ait olacak. Bunun uygulaması mümkün değildir” dedi.

Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarındaki değişiklikler, geçen yıl haziran ayında yürürlüğe girdi. Değişikliklerin sürücülere yansımasıyla birlikte tartışmalar da başladı.

İptal istendi

Yüksek primlerin ödenmesine neden olan değişikliklere göre sürücüler, kaza sonrasında oluşan tazminat tutarını, kusuru oranında sigorta firmalarına iade zorunda kalacak. Bu da, kazada büyük maddi zarar yaşayan araç sahiplerine, yeni mali yüklerin binmesine neden olacak.

Kahraman, düzenlemenin iptaline yönelik yaptığı başvuruda, “Kişiler sigorta yaptırarak, üçüncü kişilere verebilecek riskleri, prim karşılığında güvence altına almayı hedeflemektedir. Ancak mevcut düzenleme ile sigortalı kişi, rizikonun gerçekleşmesi ile hayatını kaybettikten sonra, sigortacının terekesine veya mirasçılarına rücu etmesi, sigortacılığın felsefesi ile uyuşmamaktadır. Mevcut poliçe sigortalıya güvence sağlamayan, ancak zorunlu olarak düzenlenmiş matbu bir evrak halini alacaktır. Bu sebeple görev, sebep ve amaç yönünden hukuka aykırı olan bu değişikliğin iptali gerekmektedir” görüşünü savundu.

Kahraman, yeni düzenlemeyle, örneğin bir trafik kazasında sürücü yüzde 25 kusurlu ve sigorta şirketi karşı tarafa 300 bin TL tazminat ödedi. Sigorta şirketi ödediği bu tazminatın 75 bin TL’sini sürücü veya mirasçılarından talep edebilecek. Bu durumda mirasçılar acılarını yaşarken bir de tazminat şoku ile karşılaşacaklar. Bu nedenle bu dava çok önemli. Araç işleteni ve sürücüsü olan herkes bu davaya müdahil olabilir” dedi.

Kusurda tanım net olmalı

Bir grup acente de yapılan değişiklikteki ‘kusurlu’ tanımlamasının sınırlarının çok iyi çizilmesi gerektiğini, aksi takdirde suiistimallerin olacağını dile getirdi. Ödeme yapmak istemeyen şirketin pek çok hasarı kusurlu tanım içine koyabileceğine dikkat çeken acentelere göre eğer kusur tanımı çok iyi yapılmadığı hatta tek tek belirlenmediği sürece hukuk, sigorta şirketlerinin kendi kurallarına göre işleyecek. O zaman da şirket istemediği sürece yaprak kımıldamayacak, hasar ödenmeyecek, bu durum da sigortalılık oranlarını düşürecek.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr