Van 100. Yıl Üniversitesi’ne yönelik 2005’te tutuklanan Genel Sekreter Enver Arpalı, cezaevinde intihar edince ailesi hukuk mücadelesi başlatmıştı. Arpalı ailesinin açtığı tazminat davası reddedilmiş, intihar olayına ilişkin soruşturmada da takipsizlik kararı verilmişti. Bunun üzerine Enver Arpalı’nın ailesinin avukatları Turgut Kazan ve Aslı Kazan, AİHM’ye başvurmuştu. AİHM, 23 Şubat 2015’te Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nden savunma istedi.

Hükümet adına AİHM’ye savunma gönderen Adalet Bakanlığı, 6 Ağustos 2015’te gönderdiği savunmada, Enver Arpalı’nın 11 Temmuz 2005’te tutuklandığı, 19 Eylül 2005’te ise cezaevi yönetiminden iki adet çamaşır ipi talebinde bulunduğu belirtildi. Arpalı’nın 13 Kasım günü kendini asarak intihar ettiği anımsatılan dilekçede, cezaevi yönetiminin bu ölümde bir kusurunun olmadığı iddia edildi. Arpalı ailesinin, intihar olayında cezaevinin verdiği çamaşır ipinin etkili olduğu suçlamasına yer verilen dilekçede, çamaşır ipi verilmesinin intiharı kolaylaştırmadığı öne sürüldü. Dilekçede, “Hükümet, tutuklu ya da hükümlülerin çarşaflarını ya da giysilerini yırtarak ipe dönüştürmek suretiyle intihar edebildikleri gerçeğini mahkemenin dikkatine sunar. Bu bağlamda hükümet, ip verilmesinin intihar olayını kolaylaştırmadığını ve riskin öngörülebilir olduğunun kabul edilemez olduğunu belirtir” denildi.

'Arpalı daha fazla acı hissetmiş olabilir'

Her insanın cezaevinde tutulduğu süre içerisinde bir miktar sıkıntı ve acı yaşadığı savunulan dilekçede, şu ifadeler kullanıldı: “Başvurucuların bahsettiği gibi, akrabaları bu durumu kültürel ve sosyal yapı itibarıyla biraz daha şiddetli yaşamış olabilir. Fakat hükümet bu durumun başvurucuların akrabasına yönelik aşağılayıcı ya da onur kırıcı sıra dışı bir davranıştan kaynaklanmadığını belirtir. Başvurucuların kötü muamele iddialarına ilişkin olarak Türkiye hükümeti, hükümlü ve tutukluların cezaevi koşullarına uyum sağlaması ve depresyon yaşamaması için psikolojik yardım aldığını vurgular.

 

11 yıldır ağlıyoruz itirafçı diye kurtulmasın

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne 25 milyon dolarlık malzeme alımında yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açılan davada dönemin Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ile tutuklanan ve cezaevinde intihar eden Enver Arpalı hakkındaki davayı da cemaatin yönlendirmesiyle açtığını itiraf eden savcı Sarıkaya, mağdurların tepkisini çekti Enver Arpalı’nın kardeşi Dursun Arpalı, yaşananlara isyan etti. 11 yıldır ağladıklarını belirten Arpalı, “Ağabeyim defalarca sağlık probleminden dolayı tahliyesini istedi. Dilekçelerini okumadan reddettiler. O iddianameyi hazırlayan, yurtdışına giderek FETÖ’den para alan adam şimdi kalkmış itirafçı olmuş. Adam biraz utanır. Geçmişte bu savcının girdiği davalar hepsi incelenmeli. İtirafçı oldu diye kurtulmak yok” dedi. Ferhat Sarıkaya’nın ceza alması halinde biraz olsun vicdanının rahatlayabileceğini anlatan Dursun Arpalı, her gün ağabeyinin fotoğraflarına baktığını ve o dönemde çıkan gazeteleri defalarca okuduğunu söyledi.

 

 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr