CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü’nün büyük bir azim ve kararlıkla sürdüğünü belirterek, iktidardan gelen eleştirilere dikat çekti. Kılıçdaroğlu, “Eğer bizim yürüyüşümüz onları rahatsız ediyorsa, bu da bizim amacımıza hizmet ediyor. En azından amacımızı gerçekleştirmek için, umarım duyarsız vicdanlar duyarlı hale gelir” dedi. Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a başlattığı büyük Adalet Yürüyüşü’nün üçüncü günü için Kazan ilçesine 2 kilometre kala kurulan kamp yerinden, dün sabah ayrıldı. Kılıçdaroğlu, 3. güne başlamadan önce eşi Selvi Kılıçdaroğlu, oğlu Kerem Kılıçdaroğlu ve gelini Mine Alşan ile birlikte basının karşısına çıktı. Büyük bir azim ve kararlılıkla adalet için yürüdüklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, iktidardan gelen eleştiriler için “Değişik kesimlerden özellikle iktidar kanadından eleştirileri de saygıyla karşılıyoruz. Eğer bizim yürüyüşümüz onları rahatsız ediyorsa bu da bizim amacımıza hizmet ediyor. En azından amacımızı gerçekleştirmek için umarım duyarsız vicdanlar duyarlı hale gelir” dedi.

Çifte standart olmaz

Kılıçdaroğlu, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan, sonra sağlık gerekçeleriyle serbest bırakılan İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın tutuklanmasını doğru bulmadığını söyledi. Yargıda çifte standart olmaması gerektiğini, aslolanın tutuksuz yargılama olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Kesin mahkûmiyet kararı çıkmadığı sürece insanların tutuklanmalarını doğru bulmuyorum” diye konuştu.

Yürüyüşte çok SP’li var

Kılıçdaroğlu katıldığı bir canlı yayında da “Gelen sivil toplum, gelen meslek kuruluşları var, sendikalar var, sade yurttaşlar var, dolayısıyla adalet arayışında olan herkese kapımız ve yürüyüşümüz açık. Yürüyüşte çok sayıda Saadet Partili vatandaş var” dedi.

EMEP de katıldı

Konuşmasının ardından yürüyüşüne başlayan Kılıçdaroğlu’na ailesi eşlik etti. Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan ve partinin MYK üyesi Levent Tüzel de yürüyüşe katıldı. “Adalet bu dönem sadece iktidar yakını damatlara işliyor” diyen Gürkan, demokrasinin ve adaletin sokakta, halkın talepleriyle kazanmasının önemli olduğunu düşündüklerini vurguladı.

Gazeteciler yanında

Kılıçdaroğlu, yürüyüşünün ilk molasının ardından, ikinci etaba gazeteci örgütleri ile başladı. G9 Gazeteciler Platformu, Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlatılan Adalet Yürüyüşü’ne destek verdi. G9 Platformu Dönem Sözcüsü ve Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Genel Başkan Yardımcısı Doğan Tılıç, platformun bileşenleri Çağdaş Gazateciler Derneği (ÇGD) Başkanı Tevfik Kızgınkaya ve Yönetim Kurulu üyeleri Başak Kaya, Tümay Berkin, Türkiye Gazeteciler Sendikası yöneticisi İklim Öngel ve Haber-Sen Genel Sekreteri Burak Ustaoğlu, Kılıçdaroğlu ile birlikte yürüdü. Tılıç, Türkiye’nin en büyük gazeteciler hapishanesi durumuna gelmesinin temel nedenlerinden birinin adalet sorunu olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu ise “Tüm gazeteciler için, Cumhuriyet ve Sözcü gibi gazetelere yapılan baskı için, görevine son verilen akademisyenler için, ölüm sınırına gelmiş arkadaşlar için, açlık grevi yapan ve sivil bir eylem yaptığı için gözaltına alınan sonra tutuklanan iki akademisyen için yürüyoruz. Bunun bir siyasi partiyle, etnik kimlikle ilgisi yok. 80 milyon insan adalet istiyor” diye konuştu.

Kimse itiraz edemez

150’den fazla gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Haber yaptı diye insanlar tutuklanmaz. Medya iktidarı eleştirdi diye insanlar tutuklanmaz. Gazeteci gazetecilik görevini yaptığı için gözaltına alınmaz, tutuklanmaz. Bunu yaparken belli bir siyasal kimlik altında yaplıyoruz. İnsan olarak, insanın adalete duyduğu ihtiyacı dile getirmek için yapıyoruz. Hiç kimsenin itiraz etmeyeceği bir kavramdır adalet. Kimse itiraz edemez” dedi. 15 Temmuz darbe girişiminin andından adı değiştirilen Kahramankazan’da yürüyüş için alınan güvenlik tedbirleri arttırıldı. İki TOMA yürüyüşe eşlik etti, drone sayısı da arttırıldı. Kılıçdaroğlu Kahramankazan tabelasının önünde yaptığı açıklamada “Bütün Kazanlılara 15 Temmuz darbe girişimi sırasında verdikleri mücadeleden dolayı teşekkür ediyorum. Onlara şükran borçluyum. Bu yürüyüşümüz bir Adalet Yürüyüşü’dür, şehitler için bir yürüyüştür, adaletsizliğe uğrayanlar için bir yürüyüştür. Bu yürüyüşün siyasi, etnik, inanç kimliği yoktur. Adalet, adalet ve adalet. Adaletten yana olan herkesi kucaklıyoruz ve herkesi bekliyoruz” dedi.

MHP’lilere çağrı

Yürüyüşe destek ziyaretinde bulunan eski MHP milletvekili Hasan Basri Coşkun, “Bu yürüyüşü MHP’li yurttaşların da desteklemesi gerekmektedir” dedi.

3. gün 15 kilometre

Kılıçdaroğlu 15 kilometre sonra 3. gün için belirlenen kamp alanına ulaştı. Konaklama alanında bekleyenler alkışlarla ve “adalet” sloganları ile Kılıçdaroğlu’nu karşıladı.

Doktordan Kılıçdaroğlu'na yakın takip

Adalet Yürüyüşü’nün ikinci gecesinde konaklanılan kamp alanında, polis kapsamlı güvenlik önlemleri aldı. Kamp alanı polis bariyerleri ile kapatıldı. Girenlerin üzerleri arandı. 3. gün yürüyüşü öncesinde, konaklayanlar için Yenimahalle ve Çankaya belediyeleri sandviç, meyve suyu, çay ve mercimek çorbası ikram etti. 3. günde, Kılıçdaroğlu, spor doktoru tarafından takip edildi. Doktor, yürüyüşlerin öncesinde ve sonrasında Kılıçdaroğlu’nun yapması gerekenler, egzersiz hareketleri, beslenme biçimleri konusunda bilgi aktardı, bir program çıkardı. Kılıçdaroğlu’nun mola süreleri, yürüyüş mesafesi de doktorun tavsiyeleri üzerine belirlendi.

Görünmez kaza

Yürüyüş sırasında CHP’li Mahmut Tanal başını alçak zemine çarparak hafif şekilde yaralandı. Başında sıyrık olan Tanal, konvoya eşlik eden ambulansa bindirilerek tedavi edildi. CHP’nin doktor milletvekili Ali Şeker, Tanal’ın başının sargılı olduğu fotoğrafını paylaştığı twitter mesajında, “Mahmut abi adalet diye diye kafayı sıyırdı diyorlar! Şaka şaka mola kazası. Bir hekim olarak söylüyorum zehir gibi” dedi. Tanal ayrıca, her iki ayağının da daha önce kırıldığını belirterek “Böyle yürümek her babayiğidin harcı değil” dedi.

Türkiye’nin dışarıdaki imajı ilk defa değişiyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ise yürüyüşün uluslararası platformda nasıl karşılandığına ilişkin bilgi verdi. Çok sayıda büyükelçi ile görüştüğünü; ABD, Avrupa ve Arap dünyasından telefonlar aldığını dile getiren Yılmaz, “Dışarıda büyük bir destek olduğunu görüyoruz. Bizimle görüşenlerin, yönetimlerin ve halkların bu sivil demokratik harekete destek verdiğini söylüyorlar. Demokrasiye inanan güçler hâlâ ayakta. Bu sivil hareket çok önemli bir ders verecek. Bizim AB ile ilişkilerimiz bitti, resmen tüketildi. Ortadoğu’da tablonun dışına itildik, ABD ile tarihte en gergin döneme girdik. Diplomatik nezaket kuralları bir tarafa tutuldu, Hasmane tutum içerisinde siyaset izleniyor. İçeride demokrasi bitirildi. Türkiye’nin dışarıdaki imajı ilk defa değişti” ifadelerini kullandı.

Keşke başbakan da saklanmayıp yürüseydi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, hükümetten gelen “adalet sokakta aranmaz” tepkisine “Başbakan, 28 Şubat döneminde başörtüsü yasaklarına karşı sokaklarda ‘Başörtüsüne Özgürlük İçin El Ele’ adıyla yapılan insan zinciri yürüyüşlerini hatırlıyor olmalı. Belki kendisi de katılmıştır. Başörtüsü yasağına karşı da sokakta adalet aranmadı mı? Demek ki gerektiğinde adalet sokakta da aranabiliyor” karşılığını verdi. Cankurtaran, Yıldırım’ın açıklamasında CHP’yi darbeye karşı yürümemekle suçladığını belirterek, “Sanırım Sayın Başbakan da o gece darbeye karşı yürümek yerine Ilgaz Dağı’ndaki bir tünelde saklanıyordu. Keşke kendisi saklandığı tünelden çıkıp darbeye karşı yürüseydi” dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr