Varisin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ancak yöntemin çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Okan Dost, müdahale şeklinin ileride bir hastalık durumu düşünülerek yapılması gerektiğini belirtti. Dr. Dost, "Varisler sadece görüntü veya şikayetlerden ibaret bir problem değil. Varislerin tedavisinde önemli olan ne şikayet ne görüntü aslında. Varislerimiz aslında yedek damar, by-pass damarı dediğimiz damarlardan oluşuyor. Bu damarları korumak çok önemli. Çünkü bu yedek damarlar, by-pass ve beyin ameliyatlarında, organ nakillerinde kullanılır. Maalesef Türkiye'de özellikle bu damarlar genelde lazerle yakılarak, köpükle yapıştırılarak yani yok edilerek tedavi yapılıyor" dedi.
TEDAVİ ÖNCESİ HEKİME SORUN

Hastanın varis tedavisi öncesi hekimine, yedek damarların korunup korunmayacağı konusunda konuşması gerektiğini söyleyen Dost şöyle konuştu:

"Varis tedavisi yapılırken bu damarlarımızı aslında koruyabiliriz. Doğru tedavi yapılırsa, vücut problemli yerleri kendisi düzeltebiliyor. Yani birinci amaç varisin görüntüsünü düzeltmek olmamalı. Varisi tedavi ederken birinci amaç bu yedek damarları korumak olmalı. Biz genetiği kötü bir milletiz ve damar hastalıkları özellikle bizim Akdeniz, Güneydoğu, Doğu Anadolu'da inanılmaz yüksek oranda görülüyor. Hepimiz bir gün o damara muhtaç kalabiliriz. Dolayısıyla bu konuda tedavi olurken hangi hekime giderseniz gidin burada hastaların da sorgulaması gereken şu, 'Benim yedek damarımı koruyacak mısın, Ne kadarını koruyacaksın?' Yani önemli olan burada 15-20 yıl sonra başımıza gelecek bir damar rahatsızlığında kullanılabilecek bir damarımız kalacak mı kalmayacak mı tedavide önemli olan o. Yoksa hiçbir suni damar bunun yerini tutmuyor."

VARİS GENETİK HASTALIK

Varis hastalığının genetik olduğunu belirten Dr. Dost sözlerini şöyle sürdürdü:

"Varis, sizin genetiğinizde varsa olacaktır. Genetiğinde olan bir şeyi engellemen mümkün değil. Ancak yavaşlatabilirsiniz. Bizim ülkemiz için çorap deniliyor. Bir çok hekim bunu söyler ama varis çorabı bizim ülkemizde önleme açısından çok kullanılabilir değil. Tedavisini yaptığımız veya yapmadığımız sağlıklı insanlara da diyoruz ki, diz altı koruyucu çorabı kasım ile nisan ayı arasında kullanabilirsiniz, özellikle çalışanlar. Çalışmayanlara çok önermiyoruz ama örneğin çalışan bir bankacı diyoruz ki 'Sizin nisan ayı ile ekim ayı arasında giymeniz mümkün değil. İklim şartları Türkiye genelinde buna müsaade etmiyor. Su yüzden bizim önerimiz, 5 santim topukluyu geçecek ayakkabılar giymeyin. Dar sıkı kıyafetler giymeyin. Kabız olmayacak şekilde beslenin diyoruz. Bol sıvı alın diyoruz ve mümkün mertebe sıcak suyla duş almayın. Hamam, sauna bunlardan mümkün mertebe uzak durun. Bir de bazı televizyonlarda kremle tedavi yapılabileceği anlatılıyor. Bazı ürünler satılıyor, deniliyor ki, 'sürüyorsun 20 dakikada varisin geçiyor' bunlar tamamen yalan."Kaynak: Cumhuriyet.com.tr