Van Gölü Havzasındaki tatlı su kaynakları yeni bir tehlike ile karşı karşıya. Van, Ağrı, Bitlis ve Iğdır'daki tatlı su kanyaklarında çalışma yapan YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Araştırma Görevlisi ve Doğa Gözcüleri Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü Havzasının 3-4 yıldır yeni bir tehlikenin söz konusu olduğunu söyledi. Akkuş şöyle dedi:

"Bu tehdit, Van bölgesinde doğal olarak yaşamayan ve 'Tatlı su kereviti' olarak bilinen canlıların yüzlerce kilometre uzaklıktan özel tanklar içerisinde taşınarak Van'daki baraj ya da akarsulara bırakılma tehlikesidir. Burada yaşayanlara ve resmi kuruluşlara büyük görevler düşüyor. Van'daki su kaynaklarını tehdit eden küresel iklim değişimi, atık su tesisinin çalışmaması, kirlilik gibi birçok sorundan bahsedebiliriz. Fakat son 3-4 yıldır Van'da bulunan su kaynakları bu yeni tehdit ile karşı karşıyadır."

"HASTALIĞI BÖLGEYE TAŞIMIŞ OLUYIORUZ"

Hemen yanı başımızda bulunan Ağrı ve Iğdır'da birçok su kaynağına batıdan getirilen tatlı su kerevitlerinin bırakılarak burada hasat edilmeye başlandığını da anlatan Akkuş, şöyle devam etti:

"Son derece yanlış ve riskli bir uygulama olan bu işlem, ülkemizde resmi kuruluşlar tarafından ya da ekonomik amaç taşıyan ticari firmalar tarafından ülkemizin değişik bölgelerinde yapılmaktadır. Ülkemizde son olarak Şanlıurfa'da yapılan bu işlemin temel amacı; bölgelerin balıkçılık potansiyelini canlandırmak ve yeni iş alanları oluşturmak olarak tanımlanmaktadır. Fakat bu işlemin Van'da uygulanmasının sonucu belirsiz birçok riski beraberinde getireceği açıktır. Van'da bulunan akarsulara ya da baraj göllerine tatlı su kereviti bırakılmasının ortaya çıkaracağı en büyük risk bölgemizde olmayan birçok hastalığın insan eliyle yüzlerce kilometre öteden bölgemize taşınmasıdır. Van'da bulunan sular batı illerine göre hastalık bakımından çok daha temizdir. Kerevitlerin taşıdığı birçok değişik hastalıklar var. Bu da akarsularda yaşayan canlı türlerine zarar veriyor. Biz bu sulara tatlı su kereviti veya farklı bir balık türü getirdiğimiz zaman, yüzlerce binlerce öteden hastalığı bu bölgeye taşımış oluruz. Buradaki sular stratejik öneme sahip gelecekte kullanacağımız su kaynaklarıdır" dedi.

 

     Kaynak: Cumhuriyet.com.tr