Yazın açık havada aktivitelerin artması, öğrencilerin sanayi gibi alanlarda çırak olarak çalışması, hasat döneminde kırsal kesimde kullanılan, iş güvenliği bulunmayan tarım araçları gibi nedenlerden uzuv (organ) kopmalarında artış yaşanmasına neden oluyor. İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi El Cerrahisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Türker Özkan, rekonstrüktif mikrocerrahi (vücutta bütünlüğü, anatomisi, fonksiyonu bozulmuş bir dokunun mikroskop altında başka bir bölgeden damar ve sinirlerle ayrılan dokularla yeniden oluşturulması) sayesinde son on yılda acil el cerrahisi, kol ve yüz nakli konularında büyük ilerlemeler yaşandığını, çok ağır hasarlı hastaların klasik yöntemlerle çözülemeyen sorunlarının da çözülebildiğini vurguladı. Dünyada her yıl ortalama 270 milyon iş kazası meydana geliyor. Ülkemizde ise yılda yaklaşık 200 binin üzerinde iş kazası yaşanırken, yaklaşık 600 kazada travma sonucu organ kaybı oluyor.

Çıraklara dikkat

TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı Yönetim Kurulu üyesi de olan Prof. Dr. Özkan, ülkemizde uzuv kopmalı yaralanmaların en çok yaz döneminde gerçekleştiğini söyledi. Özkan, yazın bina dışı aktivitelerin arttığını vurgulayarak “Hasat döneminin başlaması, geçici tarım işçi sayısındaki artış, öğrencilerin sanayi gibi alanlarda çırak olarak çalışmaları gösterilebilir. 1986-1996 yıllarına ait Kanada Kaza, Yaralanma Bildirim ve Değerlendirme (CAIRE) veri tabanının değerlendirildiği bir araştırmada da yaralanmaların yaz aylarında daha sık görüldüğü belirtilmiştir” dedi. Özkan, kopan kol, parmak gibi pek çok uzvun kurtarılma ve yeniden eski fonksiyonunu göstermesinin hastanın yaşı ile, kopuk yerinin seviyesi, yaralanmanın şekli, cerrahi ve rehabilitasyon ekibinin bilgi- deneyimi, hastanın ve yakınlarının motivasyonu gibi faktörlere bağlı olarak değiştiğini anlattı. Kopan uzuvlarda hücre ölümünün başladığını dile getiren Prof. Özkan, bu süreci yavaşlatmak için yaygın olarak kullanılan yöntemin hipotermi olduğunu anlattı.

Kopan organı dondurmayın

Özkan “Kopuk parça, üzerinde çalışılmadığı süre içinde 4-10 derece arasında saklanmalı, ama asla dondurulmamalıdır. Replantasyonun (parmak, el, saçlı deri, kulak gibi uzuvların kopmalarından sonra kopan uzuvların kan damarları, sinir varsa kemik dokular ve diğer dokuların yerine uygun tekniklerle dikilmesi ile doku canlılığının tekrardan kazandırılması) zaman sınırlarının kesin olarak belirlenebilmesi zordur. İlk 6 saatlik sürenin ideal olduğu söylenebilir. Ancak uygun hipotermi koşullarında adale dokusunun bulunmadığı parmak amputasyonlarında 24 saat sonra yapılmış ve başarılı olmuş replantasyonlar da vardır” diye konuştu.

İş kazaları önlenebilir

Özkan, ülkemizde mikrocerrahiye ilginin giderek azaldığını da kaydederek “Genç cerrahlar hem zor hem de ekonomik olarak hiç cazip olmayan bu cerrahi yan dalı seçmemektedir” değerlendirmesinde bulundu. Prof. Türker Özkan, özellikle iş kazalarında yaşanan birçok uzuv kopmasının önlenebileceğine de dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Etkili önleme planları, işyerinde gerçekleşen el travmaları yüzde 50’ye kadar azaltılabilir. İşverenlerin de alması gereken birtakım önlemleri var, bunların başında ise eğitimler geliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu en son İş Kazası ve Meslek Hastalığı İstatistikleri’ne göre, 2015 yılı içinde tespit edilen iş kazaları sonucu 241 bin 547 kişinin yaralandığı tespit edilmiş, bunların içinde travma sonucu organ kaybı yaşayan 532 kişi (36 kadın, 496 erkek) olduğu görülmüştür. Ülkemizde Replantasyon merkezi olarak yetkilendirilen 74 merkez (Sağlık Bakanlığı, özel sektör, devlet ve vakıf üniversitesi) var. ”

'STERİL OLMALI'

Prof. Türker Özkan, kopan uzuvların nasıl muhafaza edilmesi gerektiğini şöyle anlattı: “Kopan uzuv bol serum fizyolojik ile yıkanmalı, mümkünse steril bir gazlı bez ile sarılarak plastik bir torbaya koyulmalı, bu torba da içerisinde buz parçaları bulunan diğer bir kap içerisine yerleştirilerek hasta ile birlikte zaman geçirilmeden, mümkünse 112 ambulansı ile ilgili replantasyon uygulayabilecek merkeze gönderilmelidir.”

Mikrocerrahi nedir?

Vücudumuzdaki küçük yapılar üzerinde hassas ameliyatların yapılabilmesi için özelleşmiş ameliyat mikroskopları ve çok küçük, özel aletlerin kullanıldığı bir cerrahi alanıdır. Çıplak gözle görülenden 40 kat daha büyütme altında, saç kadar ince dikişlerin kullanıldığı bu alanda cerrahlar, çapları 1 mm’den küçük olan kesik damar ve sinirleri onarabilmektedir.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr