Son günlerde üst üste yaşanan terör saldırıları, toplum ruh sağlığı üzerinde derin yaralara yol açıyor. Yaşanan terör olayları ve patlamalar sonrası insanların kalabalık yerlerden kaçınma, sırt çantalı veya sakallı birine karşı endişe ile yaklaşması gibi davranışlar sergilediğini anımsatarak “Ülke, panik atak halinde. Şüphecilik, paronaya, anksiyete (kaygı bozukluğu) artıyor. İnsanlar gergin, mutsuz, kaygılı, öfkeli” dediler.

Ankara’da 6 ay içinde üçüncü kez bombalı saldırının yaşanması ve İstanbul gibi metropoller için de uyarıların yapılması, toplumdaki endişeleri arttırdı. Psikiyatrist ve psikologlar, terör olaylarının ruh sağlığı üzerindeki etkilerini gazetemize değerlendirdi. Uzmanların yorumları şöyle:

Her an saldırı korkusu

Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkan Yardımcısı Klinik Psikolog Dr. Serap Altekin: Terör, toplumda ve bireylerde izleri nesiller boyu taşınacak derin yaralar açar. Terörün neden olduğu en karakteristik etki, toplum genelinde yarattığı korku, tedirginlik halidir. Her an her yerde kendisinin veya sevdiklerinin başına bir şey gelebileceği korkusu, insanlarda gerilim ve kaygıyla birlikte zaman zaman bir çaresizlik, umutsuzluk yaratabilir. İnsanları günlük rutinlerinden uzaklaştırır, işlevselliklerini, üretkenliklerini bozar, hayattan aldıkları tadı, doyumu azaltır. Bir dizi terör olayı sonrasında insanlarda gerginlik, mutsuzluk, korku ve kaygı, kızgınlık, öfke ve suçluluk duygularının yanı sıra, tetikte olma hali, ani sesler karşısında aşırı hassasiyet ve irkilme, uyku düzeninde ve iştahta bozulmalar, kötü rüyalar, kâbuslar gibi tepkiler de son derece yaygındır.

Yalnızlık başlar

Aile ve Toplum Psikolojisi Derneği Kurucu Başkanı Psikiyatrist Dr. Muzaffer Uyar: Böyle patlamalar oldu mu toplum yaralarını bir kez sarar ama arkadan yine olunca yaranın iyileşmesi gecikir, kapanmaz... Önce devlete güven sarsılır, yalnızlık geliyor. Sonra komşuya, yaşadığı şehre de yalnızlık başlıyor.

Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul: ‘Bana birşey olmaz’ düşüncesi giderek ‘ya birşey olursa ne yaparım’ düşüncesine dönüyor. Biraz hızlı hareket eden insanı gördüğümüzde, ya da şüpheli davranışları olan biriyle karşılaştığımızda paniğe kapılıyoruz. Ülke panik atak noktasına geldi.

Bağlar onarılmalı

Psikiyatrist Dr. Cemal Dindar: Yaralıların iyileşme sürecinde ruhsal zorlanmalar beklenir. Ne denli bireysel olursa olsun, iyileşmenin en iyi dermanı, bizi birbirimize bağlayan toplumsal bağların ve duygu birliğinin yeniden onarılması.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr