1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin aralarında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da bulunduğu 19 şüpheli hakkında açılan davada mahkeme, Susurluk döneminde kaybolduğu iddia edilen ve cinayetlerde kullanıldığı ileri sürülen kayıp Uzi marka silahların balistik raporlarının İsrail Devleti’ne sorulmasına karar verdi. Mahkeme, emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün tanık olarak dinlenmesine hükmetti. Susurluk çetesinin işlediği 19 faili meçhul cinayetlere ilişkin Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 14. duruşması dün görüldü

Ayhan Çarkın dışarı atıldı

Sanıkların duruşmada vareste tutulmasına rağmen, sanık özel harekâtçı polis Ayhan Çarkın duruşmaya katıldı. Duruşmada CHP Milletvekili Tuncay Özkan tanık olarak ifade verdiği sırada, Çarkın, soru sormak istedi. Mahkeme Başkanı’nın izin vermemesine rağmen, Çarkın’ın mahkeme heyetine ve tanığa yönelik olarak soru sormakta ısrar etmesi ve hakaret içeren cümleler kullanması üzerine duruşma salonundan polis zoruyla çıkartıldı.

Tanık olarak dinlenen gazeteci Hikmet Çiçek, faili meçhul cinayetlerin işlendiği gecelerde Susurluk kazası sırasında hayatını kaybeden Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ’ın nöbetçi olduğunu iddia etti. Çiçek, “Emniyette her gece asayişten sorumlu bir müdür nöbetçi kalır. Faili meçhul cinayetlerin işlendiği tarihlerde emniyette sorumlu nöbetçi müdür daima Hüseyin Kocadağ’dır. Kocadağ da Susurluk kazasında ölmüştür” dedi.

Hanefi Avcı: Çeteleşme

Eski İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, telekonferans yoluyla tanık olarak dinlendi. Avcı, şunları kaydetti: “Ana hatları ile söylersem, bir dönem için güvenlik kuvvetleri içerisinde terörle mücadele adı altında ‘bunlarla mücadele hukuk sınırları içinde olmuyor, bu sınırları aşarak onların anladığı dille yapmamız gerekir’ gibi bir zihniyetle, yarısı resmi yarısı sivil kişilerin örgütlenerek, başlangıçta terörle mücadele ediyoruz diye başlayıp sonra çeteleşmeye dönüşen birtakım olaylar yaptıklarını biliyorum.”


Kaynak: Cumhuriyet.com.tr