10 yazar ve yöneticimizin tutuklanmasının ardından Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ve Friedrich Ebert Stiftung Derneği üyeleri dün Şişli’deki gazetemiz binasına gelerek destek ziyaretinde bulunarak, dayanışma duygularını iletti. Heyeti karşılayan yazarımız Aydın Engin, yurtdışından verilen desteğin çok önemli olduğunu belirterek, “Sırtımızı yaslayabileceğimiz tek şey dayanışma. Biz gözaltındayken Gezi Ruhu, Cumhuriyet’in önünde canlanmış. İçerde buranın Gezi Direnişi gibi olması gözlerimizi yaşarttı” diye konuştu. IFC Genel Sekreter Yardımcısı Oliver Money-Kyrle “Çok teşekkür ederiz Can Dündar bizim konferansımıza katılmıştı. İleriyi ön görerek çok etkileyici bir konuşma yapmıştı. Uluslararası düzeyde görev yapan arkadaşların hepsi sizinle baraber. Kampanyalarımız, projelerimiz, çalışmalarımız sizinle. Aslında bizim işlerimiz kolay Brükselden raporlar isteyip hazırlıyoruz. Bütün riski alan, mücadele eden sizlersiniz. Bu mücadeleyi bizim için verdiğinizi biliyoruz. Bu yüzden size saygı duyuyoruz. Minnettarız” dedi.

Karanlık günlerden geçiyoruz

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ve Friedrich Ebert Stiftung Derneği tarafından gerçekleştirilen “Olaganüstü hal dönemlerinde örgütlenme ve uluslararası dayanışma” başlıklı konferansta tutuklu gazetecilerin durumu ve örgütlenme üzerindeki baskılara dikkat çekildi. 13 ülkeden 35 temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda verilen mesajlar şöyle:

Basın özgürlüğü yok denecek halde

TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Türkiye’nin karanlık günlerden geçtiğini ve basın özgürlüğünün yok denilecek seviyeye kadar düştüğünü söyledi. Durmuş, “Bugün 100 den fazla gazeteci cezaevinde ve binlercesi işsiz. Türkiye basın özgürlüğü açasından karanlık günler yaşıyor. OHAL iktidara alabildiğince güç veriyor” dedi.

Daha fazla bir araya gelmeliyiz

IFJ Genel Sekreter Yardımcısı Oliver Money-Kyrle Türkiye’ye her gelişinde daha zorlu şartlarla karşılaştığını belirterek, “Arkadaşlarımız zorlu şartlarda enerjileri ve dayanışmaları ile her zaman bize iyi örnek oldular. Böyle dönemlerde biz de yapılan işi güçlendirmeli ve daha fazla bir araya gelmeliyiz” diye konuştu.

Gazetecilik halkın iyiliği için yapılır

EFJ Genel Başkan Yardımcısı Nadia Azhgikhina ise Avrupa’nın en önemli kaygılarından birinin tutuklu gazeteciler sorunu olduğunu vurgulayarak, “Sendikalarımız ve gazeteciler TGS’yi ve Türkiye’deki gazetecileri kendi kardeşi gibi benimsedi. Baskıya karşı mücadele etmeliyiz ve gazeteciliğin halkın iyiliği için yapıldığını anlatmalıyız” dedi.

Devlet ideolojik geçiş içinde

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu OHAL sonrasında gözaltına alınan gazetecilerin hangi şartlarda gözaltında tutuldukları, prosedürleri, ziyaret şartları ve tecrit koşullarını bildiren bir veriye sahip olunamadığını söyledi. Önderoğlu, “Türkiye’nin en köklü ve eleştiren meslek örgütleri tehdit altında ve tasfiye edilmek isteniyor. OHAL ile birlikte devlet ideolojik geçiş içinde. Devlet tüm kamu kurumlarını ve STK’larını kendi idoeolojik yapılarına uydurmaya çalışıyor” dedi.

Meslek bütünlüğünü sağlamalıyız

Makedonya’dan Tamara Chausidis de kendisini Üsküp’de gibi hissettiğini ancak Türkiye’deki durumu daha radikal gördüğünü söyleyerek, “Biz meslek örgütleri stratejimizi saptamalıyız ve nasıl ortak eylemler yapacağız bunu belirlemeliyiz. Çünkü mesleğimizin bütünlüğünü sağlamak gibi bir zorunluluğumuz var” dedi.

Türkiye’deki çöküşe sessiz kalamayız

Yunanistan’dan Nelly Katsma Türkiye’deki olup bitenden yeteri kadar bilgi alamadıklarını ve uluslararası çalışma alanının mekanizmasına yerleştirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Sendikalar, federasyonlar ve hatta yurttaşlar birlikte hareket etmeli. Avrupa olarak Türkiye’deki bu çöküşe sessiz kalamayız” diye konuştu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr