Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, "Gelecekte Akdeniz havzasında kuraklığı daha fazla hissedeceğiz, buna karşılık Karadeniz'de taşkınla daha çok karşılaşacağız." dedi.

Kınacı, yaptığı açıklamada, bakanlık olarak İklim Değişikliği ve Uyum Projesi hazırladıklarını anımsattı.
Gerek taşkın gerek kuraklık planlarını yapabilmek ve geleceği tahmin etmek açısından söz konusu projenin çok önemli olduğunu vurgulayan Kınacı, proje ile 2100 yılına kadar değişik iklim projeksiyonlarına göre Türkiye'nin karşılaşacağı kurak ve yağışlı dönemlerin belirlendiğini kaydetti.
Kınacı, bu kapsamda hazırlanan rapora göre gelecek yıllarda yağış miktarlarının Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgelerinde azalmasının, buna karşılık Karadeniz bölgesinde artmasının öngörüldüğünü bildirdi.

"KARADENİZ'DE TAŞKINLA DAHA ÇOK KARŞILAŞACAĞIZ"

Gelecekte Akdeniz havzasında kuraklığın daha fazla hissedileceğini dile getiren Kınacı, şöyle konuştu:
"Buna karşılık Karadeniz'de taşkınla daha çok karşılaşacağız ancak bu şu demek değil, burada kuraklık olunca, taşkın olmayacak demek değil, tam tersine kısa sürede şiddetli yağışlar görülebilecek. Bu, kurak bir yıl içerisinde aynı zamanda yağışla karşılaşmanız anlamına gelmektedir. Bunu değişik kurak bölgelerde hatta çöllerde bile görmekteyiz."

Kınacı, hazırladıkları kötümser tabloya göre Akdeniz'de sıcaklığın 4,5 derece, en iyimser tabloya göre ise 2,5 derece yükseleceğini söyledi.

"KONYA HAVZASINDA ÜRÜN DESENİ DEĞİŞMELİ"

Belli dönemler için kuraklık beklentisi olduğunu vurgulayan Kınacı, "Ama sıkıntılı olan, ardışık yıllarda kuraklığın meydana gelmesi. Yani bir yıllık kuraklıklarda Devlet Su İşleri yaptığı depolama yapılarıyla baraj ve göletlerle tolere edebiliyor ama 3-5 yıl arka arkaya kuraklık meydana gelirse bu kurak dönemlerde nasıl su ihtiyaçları karşılanacak, acil ihtiyaçlara ne kadar öncelik verilebilecek bunun önceden planlanması lazım." ifadesini kullandı.

Hazırlanan rapora göre, 2037-2041 yıllarında Konya kapalı havzasında da 5 yıl süreyle ardışık kurak bir dönem beklendiğine işaret eden Kınacı, bu 5 yıl da su açığının nasıl karşılanacağının önemli bir problem olduğunu söyledi.

Konya havzasında su ihtiyacı çok fazla olan şeker pancarı yetiştirildiğini ifade eden Kınacı, kuraklık riskine göre ürün deseninin değiştirilmesi gerektiğini bildirdi.

"TÜRKİYE'NİN BULUNDUĞU BÖLGENİN ÇÖLLEŞMESİ SÖZ KONUSU"

Dünyada çöl olan bölgelerde petrol miktarının fazla olmasının, bir zamanlar o coğrafyalarda gür ormanlar bulunduğunu ortaya koyduğunu dile getiren Kınacı, şunları kaydetti:

"Zamanla oralar toprak altında kalarak fosilleşip petrole döndü ve bu bölge kuzeye doğru genişliyor. Yani şu anda Türkiye'nin bulunduğu bölgenin gelecekte çölleşmesi söz konusu ama bu ne kadar sürede olur, 500 yıl, 1000 yıl sonra. Bizim bu geçiş sürecini iyi yönetmemiz ve bu dönemde önceden tedbirleri planlamamız gerekiyor."

Kınacı, Akdeniz Bölgesi'nde yer alan Antalya'nın bu yıl uzun yıl ortalamalarına göre yüzde 50 yağış kaybına uğradığına dikkati çekerek, "Bu, birkaç yıl daha devam etse hatta bir yıl daha aynı derecede devam edecek olursa, burada su sıkıntısı çekileceği anlamına geliyor." dedi.

ŞEBEKE SUYUNDA YÜZDE 50'LERE VARAN KAYIP

Su israfının sadece vatandaşın kullandığı suyun israfından ibaret olmadığını, şebekelerde ciddi miktarlarda kayıp ve kaçak olduğunu kaydeden Kınacı, bu kaçağın ülke genelinde ortalama yüzde 50'nin üzerinde olduğunu bildirdi.

Kınacı, "Yani içme suyu şebekesine verilen suyun yüzde 50'den fazlası kaçağa gidiyor. Bu değer oldukça yüksek. Yani 100 litre su veriliyorsa şebekeye bunun yarısı kayboluyor. Diğer yarısının vatandaş tarafından bedeli ödeniyor ama bu bedel kaçak kullanımların da bedelini de kapsıyor. Eğer bu kaçak miktarı azaltılsa Türkiye'nin içme suyu ihtiyacı yarıya düşecek." şeklinde konuştu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr