Almanya merkezli tarım ürünleri ve ilaç üreticisi Bayer Türk’ün Üst Yöneticisi (CEO) Hubert Braun, Türkiye’de çiftçi başına düşen üretim alanının 7 hektar ile rakiplerine oranla çok düşük olduğunu vurgularken, diğer yandan en büyük sıkıntılardan birinin de Avrupa Birliği’ne  (AB) ihracat için gerekli koşulların sağlanamaması söyledi. Bu yüzden bir çözüm ortağı olarak özellikle küçük çiftçinin mahsulündeki kalıntı oranının düşürülmesi için çalışmalar yaptıklarını belirten Braun, “Burada yürüttüğümüz ilişki mantığı aslında daha az ürün kullanmalarıyla sonuçlanıyor. Biz kâr amaçlı bir şirketiz niye böyle yapıyoruz derseniz daha gelişmiş iş ortaklarımız olması için. Dijital tarım uygulamalarının verimliliğin arttırılmasında önemli rol oynayacağı görüşündeyiz” dedi.
Bayer’in Almanya’nın Leverkusen kentinde küresel finansal sonuçlarını açıkladığı toplantı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Braun, domatesten armuta, tarım ürünlerindeki pestisit gibi kimyasal kalıntıların azaltılması için Türkiye’de yürüttükleri çalışmaları şöyle sıraladı:
 
++ Domates üreticilerinden Merko bünyesindeki bir domates tarlasına küresel bir domates hastalığı yönetim sistemi kurduk. TomCast isimli bu cihaz ile hava durumu, sıcaklık ve yaprak ıslaklığı verilerini analiz edilerek optimum ilaçlama zamanlamaları tespit ediliyor. Böylece erken yanıklık, geç yanıklık, yaprak lekesi ve mantar hastalığı gibi hastalıklara yapılması gereken ilaçlamanın takvimi oluşturulabiliyor.
 
++ Türkiye’deki armut üreticilerinin çoğunluğu mahsullerindeki aktif kalıntı ve genel niteliklerle ilgili sorun yaşıyordu. Özellikle Avrupa ülkelerine ihracat için gerekli koşulların sağlanması konusunda sıkıntı vardı. Soruna çözüm bulmak için Kristal Armut projesini başlattık. Projeyle aktif sayısı üçe düşürüldü. Kalıntı miktarı yüzde 70 azaltıldı.
 
Rusya dolaylı etkiledi
 
++ Türkiye’nin pamuk ihtiyacını iç pazardan karşılayabilmesi için, ekilebilir alanını 2-3 kat büyütmesi gerekiyor. Biz de kaliteli üretimi artırmak için “Fibermax Sertifikasyon Programı”nı başlattık. FiberMax Sertifikası, ürünün tek tip pamuktan oluştuğunu ve kalite standartlarının üst seviyede olduğunu gösteriyor. Böylece üreticiler ürünlerini çok daha kolay, karlı ve güvenle satabiliyor. Program kapsamında 2010 yılından bu yana 25 farklı pamuk işleyiciden 130 bin balya sertifikalandı.
 
++ 2007’den bu yana, çiftçilere hububat üretimlerini arttıracak modern tarım tekniklerini gösteren ve en gelişmiş tarım koruma ürünlerini anlatan AgroArena etkinliklerini gerçekleştiriyoruz. Neyi nasıl üreteceği konusunda bilgi sahibi olmayan çiftçiler için örnek tarlalarımız var. 
 
 
Rusya ile krizden iş ortakları üzerinden dolaylı olarak etkilendiklerini dile getiren Braun “Antalya’daki çiftçileri desteklemek zorundayız. Çoğu şirketin buna benzer bir yılı atlatacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

Braun’un verdiği bilgiye göre Türkiye’de 3 milyon çiftçi bulunuyor ve çiftçi başına ortalama 7 hektar ekili alan düşüyor. Buna karşılık Avrupalı bir çiftçi yaklaşık 27 hektardan sorumlu iken, Kuzey Amerikalı bir çiftçi 121 hektardan fazla bir alanı yönetiyor. Türkiye’de toplam ekilebilir alan 38 milyon hektar. Bu, Fransa gibi büyük tarım ülkeleri ile karşılaştırılabilir bir boyut. Ancak Fransa’nın üretimi Türkiye’nin iki katı.
 
İlaçta ilk beşte
 
Bayer; ilaç, tüketici sağlığı ve tarım ürünleri olmak üzere üç bölümde yönetiliyor. CEO Hubert Braun, Türkiye’de her üç alanda da çift haneli büyüdüklerini söyledi.

Türkiye’nin 80 milyon nüfusuyla önemli bir ilaç pazarı olduğunu ifade eden Braun, reçeteli ilaç birimlerinin Türkiye’de ilk beşte yer aldığını belirtti. Braun’un verdiği bilgiye göre şirket; kadın sağlığı, kardiyoloji, oftalmoloji, hematoloji ve nöroloji alanlarında öne çıkıyor.

Braun, reçetesiz ilaç pazarında ikinci sırada yer aldıklarını belirterek, sürdürülebilir bir sağlık sistemi için Türkiye’de reçetesiz ilaç kanununun olması gerektiğini vurguladı. Braun, Türkiye’de sağlık okuryazarlığı düşük olduğu için reçetesiz ilaçların satış noktalarının hali hazırda olduğu gibi eczanelerde sınırlı tutulması gerektiğini düşündüklerini belirtti.

Aspirin, vitaminler, soğuk algınlığı ilaçları, dermatolojik ilaçlar ve mide ilaçları bu sınıfa giriyor. 
Türkiye’de klinik araştırma faaliyetleri de olduğunu söyleyen Braun, “Türkiye’deki doktorları uluslararası birer fikir önderi olarak görüyoruz” dedi. Akciğer ve pankreas kanseri üzerine kullanılan yeni bir radyoaktif ilaçlar geliştirdiklerini söyleyen Braun, ilacı yıl sonuna dek Türkiye’^ye getireceklerini belirtti.

Moncento birleşmesiyle ilgili de konuşan Braun, Montenco’nun Türkiye’deki operasyonunun çok küçük olduğunu, bu yüzden Türkiye’nin bu birleşmeden çok az etkileneceğini söyledi. 

LEVERKUSEN
 
Kura rağmen çift haneli büyüdü
 
Türkiye, Bayer dünyasındaki ilk 20 ülke arasında yer alıyor. 31 Aralık 2016 itibarıyla 1331 çalışanı bulunan Bayer Türk, 2016’da Türkiye’de 325 milyon Avro ciro elde etti. İlaç hammaddesinin bir kısmı yurtdışından geldiği için kurdaki değişimlerden etkilendiklerini, ancak buna rağmen Avro bazında çift haneli büyüme kaydettiklerini belirten Braun, Türkiye’ye bugüne kadar yaptıkları yatırımların 200 milyon Avro’yu aştığını söyledi.

Kuruluşundan beri Türkiye’de 7 binden fazla kişiye istihdam sağlayan Bayer, 40’ın üzerinde Türk yöneticiyi de küresel pozisyonlar için yurtdışı ofislerine gönderdi.

Şirketin Gebze’de bitki koruma ürünleri, Topkapı’da ise sağlık ürünleri ürettiği iki tesisi bulunuyor. Şirket, Topkapı’daki üretimi 2018 sonundan önce Zentiva'nın Lüleburgaz'daki fabrikasına taşımayı planlıyor. Bayer’in tohum biriminin 26 küresel Ar-Ge merkezinden biri ise Antalya’da bulunuyor. Merkezde hem Türkiye hem de Doğu Avrupa ve Ortadoğu’ya yönelik üretim yapılıyor.

Öte yandan Bayer’in grup satışları 2016’da kur ve portföy etkisinden arındırılmış olarak yüzde 3.5 artarak 46.8 milyar Avro’ya ulaştı. İlaç bölümünün satışları yüzde 8.7 artışla 16.4 milyar Avro’ya çıkarken, tüketici sağlığı yüzde 3.5 büyüyerek 6 milyar Avro ciro elde etti. Grup, bu yıl 49 milyar Avro’nun üzerinde satış hedefliyor.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr