Türkiye’de yıllardır tartışılmaya devam eden depremle mücadele yöntemleri, üniversitelerden gelen teknoji adımı ile yeni bir boyut kazandı. Dünyanın depremle mücadelede yıllardır kullandığı teknolojiyi Türkiye ile tanıştıran Prof. Dr. Uğurhan Akyüz, 1999 depremi sonrasında yasalarla zorunlu hale getirilen denetlemelerin ciddiyetle ele alınmadığını belirterek, Türkiye’nin yeni bir depreme ne kadar hazır olduğuna ilişkin, “Maalesef bu konuda iyimser değilim, bizim hafızamız pek iyi olmadığı için bunlar unutuluyor. Kanun çıkartmak yetmez, uygulamaları denetlemek gerekir” dedi.

Kullanımı çok az

ODTÜ İnşaat Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Uğurhan Akyüz, depreme karşı dünyanın yıllardır kullandığı, Türkiye’de ise yeni yaygınlaşmaya başlayan Sismik İzolasyon teknolojisini Cumhuriyet’e anlattı. Japonya’da depreme karşı yüzde 70’lere varan kullanımıyla dikkat çeken teknoloji, akademi ve devlet işbirliği ile yaygınlaştırmaya çalışılırken Türkiye’de kullanımı ise yüzde 1’in altında. “Uluslararası Sismik İzolasyon Çalıştayı” ile dünyanın dört bir yanından bilim insanını, mühendisleri, mimarları, kamu yöneticilerini, üreticileri ve yüklenicileri bir araya getiren Akyüz, “Türkiye’de depremden önce önlem alma alışkanlığı henüz yerleşmese de amacımız bir bilinç yaratabilmek” diye konuştu.

‘Sadece bekliyoruz’

Deprem konusunun Türkiye gündeminde çok az tartışıldığını ve depremden önce gereken çalışmaların yapılmadığına dikkat çeken Akyüz, “Buradaki amaç depremden önce önlem alarak, deprem olduğu andan sonra 10 dakika içinde hastaneleri kullanabilmek ve normal hayata devam edebilmektir” dedi.

Japonya’da çok sık deprem olduğu için orada önlem alınmasının bir alışkanlık olduğunu kaydeden Akyüz, “Biz alışık değildik ama bu sismik izolasyonla artık biz de depremden önce önlem alabiliyoruz” diye konuştu.

Hastaneler ve okullar

Türkiye’nin yaptığı enerji anlaşmalarını hatırlatan Akyüz, “Yaptığınız nükleer santrallar deprem bölgesinde ise herhangi bir depremde sızma olmasını kabul edemezsiniz. Dolayısıyla hasarın kabul edilemeyeceği binalarla başlayacak ve daha sonra yaygınlaşmalı ve okullarla devam etmeli. İnşaat mühendisliğinde asıl amaç can kaybını önlemektir, ikincisi yapıların hiç hasar olmayacak şekilde tasarlanmasıdır” diyerek konunun önemini vurguladı.

Maliyeti yüzde iki

Sismik İzolasyon teknolojisine ilişkin en korkulan noktanın maliyeti olduğunu belirten Akyüz, teknolojinin yaygın olarak kullanıldığı Avrupa, ABD ve Japonya’da bu maliyetlerin uygulama öncesinde ciddi olarak hesaplandığını söyledi. Türkiye’de yeni olan teknoloji için çalışmalarının devam ettiğini aktaran Akyüz, “Bir hastane binası için sismik izolasyonun maliyeti yüzde 2 ile 5 arasında ama eğer bir deprem olursa ve bu teknolojiyi kullanmadığınız bir hastaneyi sizin kuvvetlendirmeniz gerekirse maliyet yüzde 40’lara, 50’lere kadar çıkıyor. Dolayısıyla maliyet yaklaşık olarak 10 kat artıyor ama deprem sırasında hasar olmayacağı için aslında bu bir artış değil bir kazanca dönüşüyor” dedi.

           Kaynak: Cumhuriyet.com.tr