Türkiye’de tasarruf açığı ekonominin en büyük sorunlarından biri olmayı sürdürürken, tasarruf oranının düşüklüğü zorunlu BES’ten çıkışların gerekçesini de gözler önüne seriyor. Otomatik katılımın devreye girdiği ocak ayından bu yana gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimali yüzde 11.2 azaldı. Aynı dönemde tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali yüzde 1.3 arttı. Hem tasarruf ihtimalinin düşüp hem borç kullanma ihtimalinin artması şimdiye dek 974 bin kişinin caydığı otomatik katılımdan çıkışların devam edeceğini gösteriyor.

Yarısı caydı

 Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) otomatik katılım 1 Ocak 2017’den itibaren devreye girdi. Bu tarihte ilk olarak 1000 ve üzeri çalışanı olan işletmelerden 1.8 milyon kişi otomatik BES’e dahil oldu. Ancak bu kişilerin 974 bini cayma hakkını kullandı, 836 bini ise sistemde kalıp tasarrufa başladı. Bireysel Emeklilik Sistemi’nden 974 bin kişinin cayması, sisteme zorunlu olarak dahil olan çalışanların yüzde 54’ünün iki ay sonra BES’ten çıktığını gösteriyor. Diğer yandan nisan ayından itibaren 250-1000 kişi arası çalışanı bulunan özel sektör işletmeleri sisteme dahil olacak. 2.5 milyon memur ve 1.5 milyon özel sektör çalışanı daha BES’e zorunlu geçiş yapacak. Ancak tasarruf etme ihtimali düşerken katılımların ne kadar kalıcı olacağı belirsiz.

Gelir payı yüzde 13.5

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre mart ayında yurttaşın tasarruf etme ihtimali endeksi yüzde 5.6 oranında azaldı. Şubat ayında 21 olan endeks, martta 19.9 değerine düştü. Bu, tüketicilerin gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimallerinin bir önceki aya göre de azaldığını gösteriyor. Verilere göre Mart 2016’da da 21 seviyesinde olan endeks, son bir yılda da yüzde 5.6 düştü. Öte yandan borçlanma ihtimali ocak ayından bu yana yüzde 1.3, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 1 arttı. Hanehalkı borçluluk düzeyinde artış devam ederken şubat verilerine göre kişi başına borç miktarı zaten 5 bin 300 doları geçiyor.

Zorunlu harcıyoruz

Türkiye’nin harcamalar cinsinden gayri safi yurt içi hasılasına (GSYH) bakıldığında nihai özel tüketim harcamalarının GSYH’deki payının yüzde 60 civarında olduğu görülüyor. Diğer deyişle toplumun bir yılda yaptığı her 100 TL’lik tüketim harcaması, yatırım harcaması, kamu harcaması ve dış ticaret harcaması toplamının 60 TL’si tüketim harcamasına gidiyor. TÜİK verilerine göre hanehalkı tasarruf değerinin kullanılabilir gelir içerisindeki payı 2015 yılında yüzde 13.5 seviyesinde bulunuyor. Bu oran 2014’te yüzde 13.6 idi. Hanehalkı tüketim harcamasının dağılımına bakıldığında ise en yüksek payın gıda, konut, ulaştırma gibi zorunlu harcamalarda olduğu görülüyor. 2015 verilerine göre yurttaş, harcamalarının yüzde 20.2’sini gıdaya, yüzde 26’sını konut ve kira, yüzde 17’sini ulaştırmaya yapıyor. Ulaştırma harcamalarındaki artış benzine yapılan zamlardan kaynaklanıyor. Harcamalarını kısıp tasarrufa yönlendirebileceği lokanta ve oteller, eğlence ve kültür, alkollü içkiler, tütün gibi alanlarda harcama oranları zaten oldukça düşük.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr