İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Hidayet Karaca, emniyet müdürleri Ömer Köse ve Yurt Atayün'ün de aralarında olduğu 9 isim Silivri Cezaevi'nden getirildi. Polis aileleri ile Karaca'nın ailesi de duruşmayı izledi. Tutuklu isimlerin savunma yapmak için zaman istemesi üzerine, müşteki olarak salonda bulunan Mustafa Kaplan yaklaşık 5 saat beyanda bulundu.

"17 AY CEZAEVİNDE YATTIM"

Kaplan, beraat ettiği "Tahşiye" davasından 17 ay cezaevinde yattığını belirterek, savunma hakkının elinde alındığını ileri sürdü. Mustafa Kaplan, kendisi hakkında hazırlanan iddianamede, terör örgütü El Kaide'nin "Türkiye Sorumlusu" olduğunun yer aldığını, kendisinin emniyet ve savcılık sorgusu tamamlanmadan mahkemeye sevk edildiğini ve böylece tutuklandığını anlattı.

"BENİ O ZAMANLAR KONUŞTURMAYANLAR BUGÜN SANIK OLARAK KARŞIMDA"

Kamuoyunda bazı siyasi ve din adamlarını eleştirdiği için medyada hedef gösterildiğini öne süren Kaplan, şunları söyledi:
"Hiç suçum, günahım yokken adını dahi bilmediğim bir örgütün yöneticisi suçlamasıyla 17 ay cezaevinde kahramanca yattım. Bu ülkede konuşmak suç olmuş. Suçum, yazdıklarım ve kalemim. Terör örgütü El Kaide'nin en önemli liderlerinden biri olduğum iddia ediliyordu. Hakkımızda daha emniyette bile ifade vermeden asılsız iddialarla medyada hedef gösterildim. Allah'ın işine bakın ki, beni o zamanlar konuşturmayanlar, bugün sanık olarak karşımda duruyorlar ve beni dinliyorlar."


AVUKATLAR TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDU

Konuşmasının devamında, Tahşiye Yayınevi sahibi Mehmet Doğan ve dini cemaatler ile siyasi oluşumlarla nasıl tanıştığını uzun uzun anlatan Kaplan, beyanlarının ardından duruşmadan ayrıldı.
Daha sonra, polislerin ve Hidayet Karaca'nın avukatlarının tahliye talepleri alındı.

TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Saat 22.00'de kararını açıklayan mahkeme heyeti, üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, dava dosyası, içeriği ve kapsamı, müşteki beyanları ve adli kontrol hükümlerinin yeterli olmayacağını gerekçe göstererek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Duruşma ertelendi.

İDDİANAME

İddianamede, Fethullah Gülen'e bağlı olan basın ve medya kuruluşları ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün değişik birimlerinde, farklı rütbelerde görev yapan polislerin, 2009-2010 yılında 'Tahşiye' ismi verilen gruba mensup olduğu iddia edilen kişilere yönelik soruşturma işlemlerinde kasten delil uydurulduğu, kasten aleyhe algı oluşturulduğu, soruşturmanın altyapısının tamamen Fethullah Gülen'in emir ve talimatları altında kasıtlı olarak oluşturulduğu belirtiliyor.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr