Türkiye Yazarlar Sendikası’nın (TYS) her 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yayımladığı geleneksel bildiriyi bu sene “Bu satırları okuduğunuzda 10 Ekim Barış ve Demokrasi Derneği kurulmuş olacak” diyen 10 Ekim Der Kurucu Başkanı Av. Mehtap Sakinci Coşkun kaleme aldı. İşte o bildiriden bir bölüm: “(...) Biz 10 Ekim’i yaşayan kadınlarız. Ankara’daki barış mitinginde patlayan bombanın tam içinde olan kadınlarız, şu satırları yazabiliyorsak şans eseri hayatta olduğumuzdandır. Şans demek ne kadar doğruysa... Bombanın parçaları bize değil, hemen yanımızdaki arkadaşlarımıza geldiği için yaşayan kadınlar...

Barış umudumuzun tam ortasında patlatılan bomba o kadar çok insanı aldı ki bizden. O kadar güzel insanı, çok güzel gülen kadınları, resimlerine her baktığımızda en güzel gülüşlerimizi aldılar bizden. Şimdi bu katliamın peşinde koşuyoruz. Ceza davasının peşindeyiz, gizlilik kararına rağmen takip ettiğimiz bir dosyanın peşinde koşuyoruz. Bir yandan ailelerimizle, yaralılarımızla tekrar ayağa kalkmaya çalışıyoruz. Başka katliamlar olmasın diye örgütleniyor aileler ve yaralılar.

Bu satırları okuduğunuzda 10 Ekim Barış ve Demokrasi Derneği kurulmuş olacak. Sonra yaralılarımız iyileşmeye başlıyor (...)

 

‘Karanlığı yırtıp atacağız’

Dört bir yanımızdaki devlet şiddeti bu yıl biz kadınların yaşadıklarını ne kadar görünmez hale getirdi farkında mısınız? Oysa kadın cinayetleri hız kesmeden devam ediyor, şiddet, taciz ve tecavüzler de öyle (...) Kadına yönelik şiddeti önlemek için devlet hiçbir şey yapmıyor. Hepimiz kaderimizle baş başayız. Sığınmaevleri, şiddete karşı aktif önlemler bunların hiçbiri yapılmıyor. Her şeyden daha kötü olan ise bize ‘eşit falan değilsiniz, eşitlik istemeyin size adalet verelim’ diyorlar.

(...) Bu şiddet ortamı içinde biz kadınların yaşamını iyice yaşanmaz hale getirmek istiyorlar. Nefes alacak, hayata umutla bakacak tek bir nokta bırakmak istemiyorlar. Yapacak hiçbir şey yok, hiçbir şeyi değiştiremezsiniz diyorlar. Susun ve kaderinize razı olun.

Şimdi bu 8 Mart, susmuyoruz demenin 8 Mart’ı olmak zorunda. Direniyoruz, pes etmiyoruz, bombalarınıza rağmen sokaklardayız, birlikteyiz demenin zamanı. En çok ihtiyacımız olan bu, birbirimizden güç alarak, birbirimizin gözlerine bakarak hadi deyip ayağa kaldırmalıyız oturanlarımızı. Kadın dayanışması işte böyle zamanlarda esas gücünü gösterecek. Bu karanlığı biz kadınlar yırtıp atacağız, başka şansımız yok.

Yaşasın 8 Mart!

Yaşasın Kadın Dayanışma!”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr