Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye, Rakka’ya yönelik bir operasyona YPG/PYD ile gidilmesine karşı olduğunu açıklarken, Ankara’nın, Washington’a ilettiği gerekçeler arasında “Rakka Arapların bölgesi” söylemi de var. Fırat Kalkanı’nda 33. gün geride kalırken ABD askerlerine tepki olarak bazı ÖSO gruplarının ayrılması alınan köylerin de kaybedilmesine yol açmıştı. Türkiye’nin, ABD ile yaptığı ikili diplomatik görüşmelerde ABD’ye yönelik bu tepkiyi Rakka operasyonu için de örnek gösterdiği öğrenildi. Rakka’nın Arap toprağı olduğunda ısrar eden Türkiye, düzenlenecek bir operasyonun da Arap güçlerin öncülüğünde yapılması gerektiğini savunuyor.

Üst düzey bir yetkili, Rakka’ya düzenlenecek bir operasyonun başarılı olabilmesi için Araplar tarafından düzenlenmesi gerektiğinin önemini vurgularken, “Kürtlerle bunu başaramazsınız. Öyle olsa eğitimli olan ve yıllardır bekleyen peşmergelerle Musul’a operasyon düzenlenirdi. Kürtlerle Arap toprağı alınabilecek olsa ABD neden hâlâ beklesin ki” dedi.

Videolu mesajlar

Fırat Kalkanı operasyonunun Al Bab’a yönelmesinin ardından ABD Özel Kuvvetleri’nin Çobanbey’e girmesi ÖSO’da da kopuşlara neden olmuştu. Amerikan askerlerinin operasyona dahil olması üzerine Sukur El Cebel, Ahrar El Şarkiya ve Tel Rıfat’tan 5’inci birlik Fırat Kalkanı’na verdiği desteği çektiğini açıklamıştı. Öte yandan Ankara, ÖSO’daki kopuşları durdurmak için harekete geçti. Ahrar al Şam (Ş), Fırat Kalkanı’na katılacağını açıklarken Katar da Ş’nin etkin desteği için girişimlerini sürdürüyor. Fetih el Şam adını alan Nusra ise yayınladığı videoda bir ÖSO’lu komutanı Fırat Kalkanı operasyonuna katıldığı için idam etti. Ankara, ABD’nin YPG/PYD’ye verdiği silahların IŞİD’e geçtiğini söylerken IŞİD de yayınladığı videoda ÖSO’dan ele geçirilen silahları sergiledi.

Dışişleri: Savaş suçu

Halep’teki ateşkes sürecinde ABD’nin Rusya’nın yardım konvoyunu vurduğu iddiasına karşı sessiz kalan Ankara peş peşe ölümlerin ardından yaptığı açıklamada son saldırıları ‘savaş suçu’ olarak niteledi.

Ancak Dışişleri’nin açıklamasında Rusya’nın adı yer almadı onun yerine “Suriye’de rejim ile destekçileri” ifadesi kullanıldı. Dışişleri, Rusya’nın adını anmazken Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere, ABD ve AB ise yaptıkları ortak açıklamada çatışmaların durdurulması sürecine geri dönülmesi sorumluluğunun Rusya’nın üzerinde olduğunu açıkladı. Açıklamada tüm silahlı gruplara Nusra ile işbirliğini sona erdirmeleri çağrısı yapılırken, Rusya’nın taahhütlerine yönelik isteksizliğine karşı gösterilen sabrın sınırsız olmadığı vurgulandı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr