Daha çocuk denecek yaşta oturduğu mahallede boğazına bıçak dayayan bir dükkân sahibinin tecavüzüne uğramış. Annesi aile içi şiddetten ölmüş. Zor şartlarda okumayı başarmış. “Kendi bölgemde üniversiteye gidebilen tek kız ben olmuştum” diye anlatıyor...

Adı Muzvare Betty Makoni. Zimbabveli bir kadın aktivist. 40’ı aşkın küresel ödül sahibi. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Konferansı için geldi İstanbul’a. Konferans öncesinde Aydın Doğan Vakfı Başkanı Hanzede Boyner Doğan’ın düzenlediği yemekte sohbet ettik. Makoni’nin 1999 yılında kurduğu Dünya Kız Çocukları Ağı (GCNW) genç yaşta taciz ve tecavüze uğrayan kız çocuklarına bir nevi sığınak. Vakıf bugüne kadar 35 bin kız çocuğunun yaşamını değiştirmeyi başardı. Ağ sadece Zimbabve’de değil, Uganda, Sierra Leone, Tanzanya, Kenya ve daha birçok Afrika ülkesinde de aktif. Aslında öykü her yerde neredeyse ayrı. Makoni, “10 yaşından itibaren evlendiriliyor kız çocukları. Tecavüz çok yaygın. Çünkü bir bakire ile yatmanın kendilerine uğurlu geleceğine yönelik bir inanç var buralarda. Ve ne yazık ki tecavüzcüsü ile evlendiriyorlar bu çocukları. Kiliseye gidip ben bu kızı istiyorum diyorsun ve bitiyor iş” diyor. İşin kötüsü yıllar içinde durumun iyileşeceğine daha da kötüleşiyor olması. Ben yine şanslıydım en azından üniversiteye gidebildim diyor. Zimbabve’de her 10 bin kızdan sadece 1’inin üniversiteye gidebildiğini vurgulayarak. Makoni’ye göre sorun yoksulluktan öte, partiarkal bakış açısı. “Bu değişmedikçe arpa boyu yol alınamaz. Hıristiyanlıkta da Müslümanlıkta da benzer şeyler yaşanıyor” diyor. Makoni, GCNW bünyesinde, Zimbabve’deki kız çocuklarının eğitimini üstlenmek ve “onları güçlendirmek” için gerçekleştirdiği çalışmaları yüzünden ülkeyi terk etmek zorunda kalmış. Şu an dünyanın dört bir yanında yaşayan kız çocukları için İngiltere’den GCNW’nın çalışmalarını sürdüren Makoni hakkında Michealene Risley’in yönetmenliğini yaptığı, Umudun Goblenleri isimli bir de belgesel var.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr