Adı, rengi ve yapısı maskeden maskeye bürünen iki zıt kutbun bitmek bilmeyen mücadelesi yer yüzündeki dönemsel beşeriyeti yıkarken, buz dağının görünmeyen yüzündeki zamansız köklerimizi güçlendiriyor. Evet, hangi dönemde ve hangi coğrafyada olursak olalım; sıcak cephelerde çarpışmadığımız her an “görünmez düşmanlara karşı” soğuk savaş yürütmeye devam ediyoruz. Ve bu savaş, ister sevelim istersek nefret edelim; bilim ve teknolojimizin hızla gelişmesine neden oluyor. Fakat objektifimizi, ülkemizin de içinden geçtiği karanlık gündemimize çevirmeden önce, “Soğuk Savaş” adının hakkını veren hatta onu dilimize kazandıran o  esas döneme gidelim.
Yazı dizisinin birinci bölümünde Büyük Bilim Fenomeni, ABD vs SSCB rekabeti, iki süper gücün teknoloji ve bilime bakış açısı ve Uzay Yarışı konularına değineceğiz.

1) Big Science / Büyük Bilim Fenomeni

Soğuk Savaş; (İngilizce: Cold War, Rusça: Холодная война), iki süper gücün; yani ABD önderliğindeki Batı Bloku’yla Sovyetler Birliği önderliğindeki Doğu Bloku’nun arasında 1947’den 1991’e kadar süren siyasi ve askeri gerginliğe verilen genel isim… Bu savaşa “Soğuk” deniyor; çünkü beklendiği -hatta o dönemlerde arzu edildiği üzere- Dünyamızı yok oluşa sürükleyen bir nükleer savaş gerçekleşmedi. Sovyetler Birliği dağılana kadar hiçbir nükleer füzenin fitili “ateşlenmediği” için, ismindeki “Soğuk” takısını hürmetle yad ediyoruz.
Bu dönemi iyi anlamak için, özellikle 1960’larda lügâtımıza giren “Big Science” yani “Büyük Bilim” hareketini incelemek gerekir. O dönemde, II. Dünya Savaşı’nın hemen ardından iyice hareketlenen bilim sahnesini ve ulusların kaderini değiştiren dev buluşlara gebe olan teknolojik fenomenleri tanımlamak için kullanılan bu isim, günümüzde büyük bütçeli ve disiplinler arası geçişleri olan mega araştırmaları içeren projeleri kapsıyor. (Örn; CERN, ISS, VLA, James Webb Uzay Teleskopu vb.)
Yazının devamını okumak için buraya tıklayınız

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr