Göğüs cerrahı uzman doktor Ersin Arslan, 17 Nisan 2012 tarihinde 24 yıl hapis cezası verilen hasta yakını Murat Geceken tarafından 3 yıl çalıştığı ve şu anda ismini taşıyan hastanede bıçaklanarak öldürüldü. Ersin Arslan öldürüldükten sonra Sağlık Bakanlığı tarafından 'görev şehidi' sayılarak ailesine 25 Haziran 2012 tarihinde o dönem de Sağlık Bakanı olan Recep Akdağ imzalı 'Şehitlik Belgesi' verildi. SGK tarafından da gelir tespiti yapılan Ersin Arslan'ın çalışmayan annesi Hatice Arslan'a, gelirinin 2 asgari ücretin toplamından az olduğu için 5434 sayılı kanunu kapsamında 15 Mayıs 2012 tarihinde 300 lira 68 kuruşluk yetim aylığı bağlandı. SGK, muhtaçlık kararı verilen yetim aylığını, 16 Aralık 2013'te 6495 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2013'ten itibaren 5434 sayılı kanun kapsamında 'vazife malullüğü'ne dönüştürdü. Yaklaşık 3 yıl maaş ödenen Hatice Arslan'ın aylığı, SGK tarafından "Kusura bakmayın memur hata yapmış. Yanlış oldu" denilerek geçen yıl Haziran ayında kesildi. SGK ayrıca, Arslan'a 3 yıl boyunca ödenilen yasal faiziyle birlikte toplam 11 bin 896 lira 40 kuruşu geri istedi. SGK'nin talebiyle Gaziantep 13'üncü İcra Müdürlüğü de aileye icra takibi başlattı.

MAHKEME, SGK'NİN TALEBİNİ REDDETTİ

Aile, avukatları Metin Kınacılar aracılığıyla Gaziantep 1'inci İş Mahkemesi'ne başvurarak istenen paranın iadesinin iptalini istedi. SGK ise, bunun üzerine icra takibini durdurup aileye 'haksız itirazı sebebiyle yüzde 40 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi, yargı giderleri ile vekaletin dava üzerinde bırakılması' istemiyle geçen yıl 25 Kasım'da dava açtı. Davayla ilgili duruşma Gaziantep Adliyesi'nde 29 Eylül'de görüldü. 1'nci İş Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, SGK'nin itirazlarını haksız bulup talebini reddetti.

ANNE ARSLAN: BENİM OĞLUMUN ŞEHİTLİĞİ YETER

Gerekçeli kararın ilerleyen günlerde açıklanacağı davayla konuşan Ersin Arslan'ın annesi Hatice Arslan, 300 liraya muhtaç olmadığını belirterek, oğlunun şehitliğinin kendisine yettiğini söyledi. Hatice Arslan, şöyle dedi:

"Ben burada çayını pişiriyordum eline veriyordum, anne 'Hastam ölmesin. Ben bu çayı bulurum, hastayı bulamam' diyordu. Meyvesini ben eline veriyordum, arabasının içinde yiyordu. Ben sağlığında çok yararlanıyordum. Dizlerimden hastayım. Ama ben bir şeyinden yararlanamıyorum şimdi. Ben umreye gitmek istedim beni yazmadılar. Buraya geldiler sordular. Ben her şehidin annesini, babasını gönderiyormuşsunuz dedim. 'Onu düşünmemiz lazım' dediler bana. Ben de bir şeylerden yararlanmak istiyorum. Ben 300 liraya muhtaç değilim. İster versin, ister vermesin. Benim maaşım da yeter, benim oğlumun şehitliği de yeter."

Kalp hastası ve epilepsi olan Ersin Arslan'ın babası Ramazan Arslan ise, oğlunun sağlık alanında seve seve hizmet ettiğini gerekenin devletin düşünmesini istedi.

AĞABEYİ: MŞ ERSİN'İN YERİNİ DOLDURMAZ

Arslan'ın ağabeyi Erkan Arslan da, anneye verilen hiçbir maaşın tutarının kardeşinin yerini tutamayacağını ifade ederek, şunları söyledi:

"Burada söyleyeceklerim yanlış anlaşılmasın. Diğer şehitler gibi bazı haklardan annem ve babam yararlanamadı. Onun yoksulluğu anne ve babayı çok üzdü. Baba bir evladını kaybetti ve onun yoksulluğunu her ortamda hissediyor. Sosyal Güvenlik Kurumu gelir tespiti yaptı. Anneye düşkünlük maaşı adı altında cüzi bir miktarda aylık bağlandı. 1- 1,5 sene ödendikten sonra 'Biz bunu yanlış ödemişiz' diye tekrar ödeme geldi. Biz avukatımız aracılığıyla dilekçe verdik. Tekrar 'Yanlış yapmışız, bu yanlıştan dönüldü' diye aylığı tekrar verdiler. Ben Ersin Arslan'ın bu gibi şeylerle gündeme gelmesini istemiyorum. Yani bir maaş 300, 500, 5 bin liralık olsa bile o, Ersin'in yerini doldurmaz. Onun yaptığı sağlığa yaptığı hizmetlerden dolayı hala Ersin'in hastaları anne ve babayı arayarak hal hatırlarını soruyor, bayramda ziyaret ediyorlar. Ama burayı bir Sağlık Müdürü, bir Başhekim bayramda, seyranda gelip ziyaret etmiyor. Bir asker şehit olduğunda bile oranın karakol komutanı, mülki idare amiri gidip başsağlığı diliyor. Ama bu yokluğu anne ve baba her zaman hissediyor."
Ailenin avukatı Metin Kınacılar da, ailenin rant peşinde olmadığını ailenin devlete tazminat davası açıp açmayacağının ilerleyen günlerde kararlaştırılacağını ifade ederek şunları söyledi:

"Yargılama sonunda mahkeme karar verdi. Bunu görev şehidi saydı. O paranın da tekrar SGK'ya iadesinin yapılmayacağına dair karar verdi. Bu haliyle pardonlarla veya 'Memurumuz yanlış yaptı'larla ya da görev başında ölmüş olmasına rağmen görev şehidi saymayanlara vurulmuş bir şamardır, silledir. Şu anda benim müvekkilim yani Ersin Arslan görev şehidi sayıldı mahkemece. Benim müvekkillerim para canlısı olsaydı, rant peşinde olsalardı; gerek eşi, gerekse de aile şimdiye kadar bu ölüm olayı nedeniyle devlete karşı dava açılırdı. Alınacak tazminat miktarı da 11 bin 800 lira değil, bunun yüzlerce katı olması ihtimali daha yüksekti. Böyle bir dava şimdiye kadar açılmadı. Devlete karşı dava açılıp açılmaması hususunda ailece bir karar verilecek. Eğer buradan 1 lira dahi kazanılsa bu aile içinde dağıtımı söz konusu olmayacak kesinlikle. Bu Ersin Arslan adına bir okul, sağlık ocağı ya da başka bir hayır kurumuna bağış olarak verilecek."

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr