KHK ile ihraç edildiği işini geri almak için açlık grevi yaparken tutuklanan Semih Özakça, kaldığı cezaevinden mektup yazdı. Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut ise sağlık kontrolleri için Adalet Bakanlığı’na yazılan başvuruların reddedildiğini söyleyerek yetkililere çözüm için çağrıda bulundu.

OHAL KHK’si ile işinden atıldıktan sonra “İşimi, öğrencilerimi geri istiyorum” talebiyle eyleme başlayan, yaptığı açlık greviyle de tutuklanan öğretmen Semih Özakça, cezaevinde mektup kaleme aldı. Özakça, “Bir iktidarın halkı yönetmek için ekmeğiyle tehdit ederek, açlıkla terbiye etmek istemesi, gelinen son noktadır. Ekmek kutsaldır, yaşamanın en asgari şartı çalışma hakkıdır. Çalışma hakkı ellerinden alınan ekmeğiyle oynanan emekçilerin ne yapması beklenir. Susup oturması mı? Yaşam ve iş hakkı için direnmesi mi” diye sordu. Süresiz açlık grevinin 60’lı günlerinde başbakan yardımcısıyla ailelerin görüşmeleri için Özakça, “Kendilerinden beklenecek yüze gülüp arkadan saldırı yapıp saldırmışlardır. Bizi ilk tutuklamaya çalıştıklarında açlık grevine devam edeceğimizin mesajını vermiştik. Yapılan saldırılara rağmen, işkenceye ve baskıya rağmen işimizi istemekten vazgeçmeyişimiz karşısında iktidar için denenmemiş tek seçenek bizleri tutuklamaktı. Ya da işimize geri döndürmekti” dedi. Umutlarından, inançlarından milim kaybetmediklerini belirten Özatça, “Tam tersine ekmeğimizi şimdi daha gür bir şekilde istiyoruz. Yaşayacağımız, ödeyeceğimiz bedellere gülerek kucak açıyoruz. Bu direnişin bedeli belki çok ağır ödenecek, belki birileri tarafından daha ağır bedellerin ödemesinin önüne geçilemeyecek. İktidar yaptığı adaletsizlik ve haksızlıkları ısrarla savunmakta ve pişman olacağı dayatmaları uygulamakta kararlıdır” dedi.

İnsan Hakları Anıtı’nın günlerce abluka altında kalmasına ilişkin ise Öçakça, “Her yaptıkları uygulamada olduğu gibi bu durumun çelişkisini anlayamıyorlar. İnsan Hakları Anıtı bizim eylemimizle özdeşleştiğinden, bizi halkın gözünden uzak tutmak isterken, halka her gün burada ‘işini isteyenler var’ mesajını veriyorlar” ifadelerini kullandı.

‘Kandırılanlardan değiliz’

“Kandırıldım, bilmiyordum, göremedim” diyenlerden olmadıklarını belirten Özakça, “Biz devrimci-demokrat kamu emekçileriyiz. Bizi FETÖ dediklerinin arasına kaynatıp, işten atıp oldubittiye getirmeye çalışacaklardı, olmadı. Sesimiz Türkiye ve dünya halklarında karşılık bulduğunda, iktidara tepkiler yükseldi ve bu durumdan dolayı ne yapacaklarını şaşırdılar, telaşlandılar” dedi. Özakça, son olarak annesi ve eşinin de açlık grevine girdiğini hatırlatarak seslerini yükseltmek için aydın ve sanatçılara çağrı yaptı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr