HPD ve DBP'li  belediyelere 'teröre destek' gerekçesiyle kayyum atanacağı tartışmaları üzerine bir araya gelen DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak, Fırat Anlı ile Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği ve Siirt Belediye Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, ortak basın toplantısı düzenledi.

DBP Eş Genel Başkan Sebahat Tuncel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın DBP'li belediyelere yönelik yaptıkları konuşmalara tepki gösterip, şunları söyledi:
"Partimize yönelik iktidar tarafından geliştirilen sistematik bir politika var. Bu, sistematik politikaların ayaklarından biri özellikle yerel yönetimlere yöneliktir. Belediyelerimiz halkın bin bir emeğiyle kuruldu.
Bölgede yıllarca devlet partileri yöneticilik yaptı. Belediyecilik yaptıkları sırada bölge halkına hiçbir hizmette bulunmadılar. Ne zamanki yerel yönetimlere halk kendi temsilcilerini gönderdi, o günden bu güne Diyarbakır başta olmak üzere belediyelerin bizde olduğu yerlerde çok güçlü projeler hayata geçirildi.

"HAR FIRSATTA BELEDİYELERİMİZİ HEDEF ALIYORLAR"

Şimdi ortaya çıkan, bu kazanımlara bastırmaya yönelik AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı tarafından bir baskı politikasıyla karşı karşıyayız. Her fırsatta Kürdistan'a gelen Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar her defasında belediyelerimizi hedef alıyorlar. Oysa onların muhatapları siyasi partilerken, dikkat edin onlar her geldiğinde belediyelerimizi konuşuyorlar. Bu normal bir durum değil. Bu, aslında AKP'nin neyi hedef aldığının da çok net bir göstergesidir. Burada asıl hedef demokrasidir, yerel yönetimlerimize saldırıdır. Her fırsatta, “Biz yerel yönetimler şu kadar para gönderiyoruz, ne yapıyorlar diye sorular sorup, hesap soruyorlar. Oysa hesap sorulması gereken bizleriz. Belediyelerimiz olanaklarını halka hizmet olarak sunuyoruz."

"ŞU ANKİ İKTİDAR BELEDİYELERİMİZİN HİZMETİNİ ENGELLİYOR"

AKP hükümetinin DBP'li belediyelerin hizmetini engellediğini öne süren Turcel, "Hatta şu anki iktidar belediyelerimizin hizmetini engelliyor. 2 yıldır belediyelerimizde sürekli müfettişler var. Son 1 yıldır belediyelerimizden çıkmadılar. Hangi belediye konusunda böyle bir çalışma yapılmış. Şimdiye kadar bu müfettişler, belediyelerimizin amacı dışında hizmet ettiğine dair, bir kalem dahi bulamamışlar. Aynı müfettişler İstanbul ve Ankara belediyelerine gitsinler. İddia ediyoruz, oradaki rantı, yolsuzluğu 1 yıl değil, bir günde ortaya çıkarır. Bütçe tartışması yapıyorlar. Ayıptır. Yeri geldiğinde 79 milyonun kardeşliğinden bahsediyorlar, bu halkın vergileriyle hizmet eden belediyelerimizi de hedef haline getiriyorlar. Mesele, AKP faşizan politikaları çerçevesinde yerel yönetimlerimize el koymaya çalışıyor, bir algı yaratmaya çalışıyor. Biz diyoruz ki, hodri meydan, AKP'nin en iyi bildiği belediye başkanını, çağırsın bizim belediye eş başkanlarımızla canlı yayında konuşsunlar. Kim bu halka hizmet ediyor, olanakları nereye kullanıyor, ortada varsa bir sorun tartışalım. Karalama kampanyası yapıyorlar, her gezdikleri yerde 'Biz para gönderiyoruz' diyorlar lütuf gibi. O para sizin paranız değildir. O para bu halkın parasıdır, bu halka hizmet için gönderilmiştir ve belediyelerimiz en iyi şekilde bu halka hizmet ediyor" dedi.

"BELEDİYELERİMİZE EL KONULAN DÖNEM 12 EYLÜL OLMUŞTUR"

Tuncel, belediyelere saldırı karşısında direniş göstereceklerini dile getirerek, belediyelerinin sahipsiz olmadığına vurgu yaptı. Tuncel, "Belediyelerin hizmeti karşısında çaresiz kalan siyasi iktidar, kayyum atamaları tartışmalarıyla belediyelerimize el koyma yöntemlerini değerlendiriyor. Şimdiye kadar, belediye yönetimlerine el konulan dönem, sıkıyönetim dönemleridir. 12 Eylül döneminde olmuştur. Şimdi, Tayyip Erdoğan ve şürekası, sıkıyönetim uygulamalarını hayata geçirerek, belediyelerimize el koymaya çalışıyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. DBP olarak, belediyelerimize yönelik geliştirilecek en küçük saldırı karşısında direniş noktasında olacağız. Halkımızla birlikte binbir emekle kazandığımız bu belediyeleri savunacağız. Buradan çağrı yapıyor, Türkiye'de 5 bin 800 belediyeyi bağımsız kuruluşlar gezsin, denetlesin. 25 Haziran günü belediye eş başkanlarımızla yapacağımız kapsamlı toplantıda yol haritamızı açıklayacağız. Kimse kusura bakmasın, bu belediyeler sahipsiz değildir. Bu halk da sahipsiz değildir. Şehirlerini yerle bir eden, halkın evini başına yıkan, savaşı şehirlere taşıyan, kıyamete karşı bize savaşı ön görenlere karşı direnmek bizim en temel hakkımızdır.

Kimse öyle hayallere kapılmasın, biz gidip belediyelere el koyup, kimse de sesini çıkarmaz diye rüyalara kapılmasınlar. Buradan, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanları, bu ülkeyi karanlığa gömenleri uyarıyoruz, biz buna karşı her yerde demokratik direnişimizi geliştireceğiz. Oturup, beklemeyeceğiz yasa değişikliği olacak mı, olmayacak mı? Ortada bir yasa yok, siyasi bir darbe var. AKP iktidarı, belediyelere el koyarım, milletvekillerini tutuklarım, Kürt halkının iradesini böyle kırarım diye heves ediyorsa, bunun karşısında güçlü bir direnişle karşılaşacağını bilmesi gerekir" dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr