İran’da yarın yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için nefesler tutulurken son virajda “ılımlı” ve “muhafazakâr” cephe arasında mücadele de kızıştı. Halihazırdaki Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin “ılımlı” kanadın favori ismi olarak yer aldığı seçimlerde en yakın rakibi ise dini lider Ayetullah Ali Hamaney’e yakın eski başsavcı İbrahim Reisi. Seçimlere günler kala ise 6 aday arasında yer alan muhafazakârlardan Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bakır Galibaf, Reisi’ye el vererek yarıştan çekilmiş, ardından da Ruhani lehine Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri’nin adaylıktan vazgeçtiği kararı önceki gün gündeme yansımıştı. Son dakika yeni bir çekilme olmazsa sandıkta kozlarını paylaşacak 4 aday Ruhani, Reisi’nin yanı sıra “ılımlı” cepheden Mustafa Haşhemitaba ile “muhafazakarlârdan” eski polis müdürü Mustafa Mirsalim.

Batı ile ilişkilere yön...

Yaklaşık 55 milyon seçmenin olduğu ülkede sandıktan çıkacak sonuç Tahran’ın uluslararası arenada gelecekte izleyeceği politika açısından da dikkatle takip ediliyor. Suriye ve Irak’ta artan etkinliğiyle birlikte Ortadoğu’nun önemli Şii aktörü İran’daki seçimlerde sandıktan çıkacak isim, Batı ile inişli çıkışlı ilişkilerin seyrini de etkileyecek. Uluslararası toplumla 2015’te tarihi nükleer anlaşmaya vararak dış izolasyonu kırma adına önemli bir adım atan Tahran’la, Washington arasındaki yıllara uzanan düşmanlık, Obama-Ruhani dönemiyle birlikte bir ölçüde geride bırakılmış, karşılıklı söylemler ılımlaşmıştı. Her iki ülke Suriye ve Irak’ta sahada askeri varlıkları ile yer alırken Şam yönetimine farklı bakış açılarına karşın ortak düşman IŞİD vurgusundan yola çıkarak adeta sessiz bir uzlaşıya da varmıştı. Ancak ABD’de Trump yönetiminin işbaşı yapmasıyla birlikte, Washington’dan İsrail yanlısı, Sünni Körfez ittifak vurgulu “geleneksel” söylemlere kısa zamanda dönüldü.

Ekonomik sorun sarmalı

ABD’den Tahran’a yönelik sert çıkışlar hiç kuşkusuz İran’daki iç siyasette de yankı buluyor. Nükleer anlaşmayla birlikte kimi uluslararası yaptırımları geride bırakan İran buna karşın yine de ekonomik darboğazdan çıkabilmiş değil. Enflasyonun kontrol altına alınması ve P5+1 ülkeleri ile nükleer anlaşmasının ardından hafifleyen ambargo Ruhani’ye puan kazandırsa da ancak pek çok İranlı uzlaşının iş, büyüme, yabancı yatırım gibi konularda ekonomiye pek de olumlu geri dönüşü olmadığı kanısında. İşsizlik oranlarının yüksekliği 68 yaşındaki hukuk doktoralı Ruhani liderliğindeki yönetime sert eleştirilerin başında. Batı ile uzlaşı çabaları çerçevesinde Ruhani’nin izlediği politikalarla ABD, İsrail karşısında “diz çöküldüğü” de muhafazakârların bir diğer eleştiri başlıklarından.

‘Aşırıcıların dönemi bitti’

Diğer yandan ise Ruhani’nin muhafazakâr cepheye karşı kampanyasının merkezine demokratik değerler, özgürlük vurgusunu oturtması da dikkat çekiyor. 2013 seçimlerinde “reformcu” ve “ılımlı” kanattan destek alarak işbaşı yapan Ruhani, “muhafazakâr” kanada yönelik “aşırıcılar... onların dönemi bitti” yönünde keskin ifadeleriyle öne çıkıyor. Ruhani’ye yakın bir kaynak da sandıktan çıkacak sonucun “ekonomik sorunların, özgürlük ile ilgili konulara üstün gelip gelmeyeceğine bağlı olduğu” görüşünü dile getiriyor. Geçmişte çok sayıda yönetim karşıtı genç protestocu hakkında idam kararlarına imza atan 56 yaşındaki eski Başsavcı Reisi ise Ruhani’nin aksine İran’ın yabancı yardımına ihtiyacı olmadığını savunan isimlerden. Ülkeyi “İslam Devrimi dönemi değerlerine” geri döndürmeyi vaadediyor. Analistlerin pek de gerçekçi bulmadığı, yeni iş imkanları yaratma söylemini dile getiriyor.

‘Reformcu'  kanat Ruhani'

2009’da Ahmedinejad’ın tartışmalı ikinci dönem cumhurbaşkanı seçilmesiyle patlak veren, çoğunu gençlerin oluşturduğu “reformcu” kanadın protesto gösterileri kanlı bir şekilde bastırılmıştı. “Yeşil Hareket” olarak adlandırılan eylemlerde yer alanların birçoğu Ruhani’den yana tavır izliyor. 2011’den bu yana ev hapsinde tutulan muhalefet liderlerinden Mirhüseyin Musavi de Ruhani’den yana destek veren isimlerden. Bu çevre muhaliflerin serbest kalmamasının arkasında muhafazakârların baskısının olduğunu, Ruhani’nin elinin kolunun bağlı olduğunu savunuyor. Öte yandan, seçim öncesi anketlere göre Ruhani az farkla önde. İlk turda kazananın belli olması için adaylardan birinin yüzde 50’den fazla oy alması gerekiyor, aksi takdirde yarış ilk turda en çok oyu alan iki aday arasında ikinci tura kalacak. Ruhani’nin olası bir yenilgisinin ülkedeki “ılımlılara” büyük bir darbe olacağı yorumları yapılıyor.

Mitinglere yoğun ilgi

İran’da adaylar televizyondan yayımlanan tartışmalarda kozlarını paylaşırken karşılıklı “yolsuzluk, acımasızlık” gibi sert suçlamalar havalarda uçuştu. Seçim yasakları bugün itibarıyla başlarken Hamaney’den de halka sandığa gidin çağrısı geldi. Öte yandan özellikle Ruhani ve Reisi’nin mitinglerine gençlerin, kadınların ilgisi de yoğundu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr