RTÜK’ün iki aylık referandum kampanya döneminde 135 televizyon kanalından büyük bir çoğunluğunu adalet, fırsat eşitliği ve tarafsızlık ilkesi doğrultusunda izlemediği, denetlemediği ve YSK’ye raporlamadığı öğrenildi. RTÜK, ulusal ve yerel yayın yapan sadece 12 kanalı YSK’ye şikâyet etti. Kamu adına yayın yapan TRT’nin yayınları ile ilgili sadece bir ihlal raporu gündeme getirildi. “Referandum Rehberi” adlı “evet” oyuna yönelik program gündeme bile gelmedi. Sadece sandığa yönelik yayınlar değil hükümete yakın kanalların küfür ve hakaret içeren yayınları ya raporlanmadı ya aylarca rafta bekletildi.

RTÜK’ün, 2 aylık referandum kampanyası döneminde, yayınları kendi yasasındaki “adalet, fırsat eşitliği ve tarafsızlık” ilkelerine göre izlemediği, denetlemediği ve raporlamadığı öğrenildi. RTÜK’ün 135 televizyon kanalını, referandum yayınları açısından izlemesi, denetlemesi ve denetim raporlarını YSK’ya göndermesi gerekirken bu görevin yerine getirilmediği belirtildi.

135’te 15 bile değil

Edinilen bilgiye göre, 135 TV içinde ulusal yayın yapan A Haber ve TRT Haber için birer tane olmak üzere; Tele 1, Halk TV ve Ulusal TV ile ilgili denetleme raporları YSK’ye gönderildi. Yerel televizyon kanallarından ise sadece TVA, Bursa TV, Uzay Haber, Abant TV ve Manisa Medya TV hakkında tarafsızlık ilkesinin ihlali gerekçesiyle rapor hazırlandı ve YSK’ye gönderildi. Ancak kalan onlarca TV için rapor hazırlanmadı. Şikâyet dilekçeleri dikkate alınmadı, raporlanmadı.

RTÜK’ün işlevsiz hale getirilmesi ile ilgili olarak CHP kontenjanından seçilen Süleyman Demirkan ve İsmet Demirdöğen ile HDP kontenjanından seçilen Ersin Öngel, yazılı olarak isyan etti. Üyeler, “Referandum dönemi yayınları tüm uyarılarımıza rağmen adalet, fırsat eşitliği ve tarafsızlık anlayışı ve ilkesine göre izlenmemiş ve denetlenmemiştir. YSK’nin belirlediği 135 televizyondan çok az bir kısmı izlenip raporlanmış ve bunlar da YSK’ye gönderilmiştir. Büyük çoğunluğu ise denetimsiz bırakılmıştır” ifadelerini kullandı ve başta RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya olmak üzere tüm üst kurul yönetimini göreve çağırdı.

Üyeler ayrıca kamu yayıncısı olarak tarafsızlık ilkesine uyması gereken TRT’nin, kendi yasasına uyup uymadığını bile denetleyemedi. Örneğin TRT kampanya boyunca her gün günün belli saatlerinde “Referandum Rehberi” adında bir program yayımladı. Programlar boyunca vatandaşların paketle ilgili yorumlarına ve uzman bilgilendirmelerine yer verildi. Yaklaşık 5 dakikalık yayınların her birinde anayasa değişikliğinin bir maddesine yoğunlaşıldı. Ancak uzman ve vatandaş görüşlerinin hiçbirinin hayır yönünde olmaması dikkat çekti. Bu yayınlarla ilgili olarak da RTÜK’te herhangi bir değerlendirme yapılmadı.

RTÜK’ün, sadece referandum yayınları için değil, tüm yayınlardaki ihlaller karşısında işlevsiz hale getirildiği ifade edildi. TRT Spor’da 2 Nisan’da yayımlanan programda edilen küfür, TRT Haber’de Avrupalı siyasetçi Martin Shulz hakkında “Shulz ile bizim ne derdimiz olabilir, annesiyle mannesiyle bizim bir şeyimiz mi olmuş” sözleri, 2 Mart 2017’de ATV’deki spor programında edilen küfürler, şubat ve nisan aylarında AKİT TV’de İsmet İnönü hakkında edilen küfürler; Aralık 2016 ve Ocak ayında A Haber’de CHP’li milletvekillerine yönelik “Meczup, darbeci, faşist, CHP’li uşak, CHP’li ajan, vatan haini, kansız, soysuz” yönündeki ifadeler şikâyet edilmesine karşın uzmanlar tarafından raporlanmadığı için üst kurul gündemine getirilmedi.

Raporlar aylardır bekliyor

Yayın ihlali yapıldığı raporlanan bazı yayınlar ise aylardır RTÜK raflarında bekletiliyor. Beyaz TV, Akit TV, Kanal A’da CHP’ye, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Atatürk ve Atatürk devrimlerine yönelik hakaretlere ilişkin yayın ihlali dosyaları kasım ve aralık aylarından beri gündeme gelmeyi bekliyor.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr