İktidarın gündeme getirdiği "Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nı değerlendiren Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, iktidarın amacının yüksek yargıda tasfiye olduğunu söyledi. Kaboğlu, "Fabrika kurar gibi Yargıtay ve Danıştay kurulmaz" diyerek tasarıyı eleştirdi.

Hükümet tarafından gündeme getirilen ve "yüksek yargıya müdahale" olarak değerlendirilen "Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" Meclis'te kabul edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayını bekliyor. Gündemde olan tasarıya hukukçulardan tepkiler de sürüyor. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, tasarıyı Yargıtay ve Danıştay üyelerine yönelik iktidar operasyonun son halkası olarak nitelendirdi. Kabaoğlu, başta muhalefet partileri ile Yargıtay ve Danıştay üyelerinin hemen Anayasa Mahkemesi'ne yürütmeyi durdurma kararı için başvuru yapması gerektiğini söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin de anayasaya aykırı olan bu düzenlemenin durdurulması yönünde karar vermesi gerektiğini sözlerine ekleyen Kabaoğlu, AYM'den sonuç çıkmadığı takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapılmasını önerdi.

Yargıtay ve Danıştay'a yönelik yapılan düzenlemenin nedeninin 12 yıl önce gündeme getirilen Bölge Adliye Mahkemeleri'nin çalışmaya başlaması olarak açıklandığını ancak bunun sadece Yargıtay'ın görev ve yetki tanımını yeniden yapma gereğini ortaya çıkardığını vurgulayan Kaboğlu, bu durumun Yargıtay üyelerin tasfiyesini gerektirmediğini söyledi. Danıştay ve Yargıtay'a bu şekilde müdahalenin başta Anayasa'nın 138, 154 ve 155'inci maddelerine aykırı olduğunu sözlerine ekleyen Kabaoğlu, durumun çok ciddi bir yargısal operasyon olarak niteledi.

"ORTADA İNSAN HAYATININ KATLİAMI VAR"

Yüz yıllardan beri yüksek yargı üyelerinin tarafsızlık ve adalet adına özellikle Avrupa'da farklı görüşlerden farklı mesleki birikimlerden seçildiğini hatırlatan Kabaoğlu, söz konusu değişik ile bu kriterlerin yok sayılacağını da dile getirdi. "Bir fabrika kurar gibi Yargıtay ve Danıştay kurulmaz" diye devam eden Kabaoğlu, şunları söyledi: "Ortada adaletin tecellisi gibi bir kaygı yok. Ortada, hukukun katliamı değil, adaletin katliamı değil aynı zamanda insan onurunun katliamı da var. Kendisine yüksek yargı değimiz insanları bir anda görevinden alarak 'sen yoksun' diyorsun, 'Sen işini yapamıyorsun' diyorsun. Bu da kabul edilemez."

'DEHŞET VEREN BİR DURUM'

Hukuk devleti adına herkesin dehşete kapılması gerektiğini de ifade eden Kabaoğlu, "Dehşet içeren bir durum. Toplumun her kesimi bu değişikliğe karşı tepki göstermeli ve esefle karşılamalı" dedi. Kolluk kuvvetlerine verilen hukuk dışı yetkiler nedeni ile toplumun da giderek sessizleştiğine dikkat çeken Kabaoğlu, son dönemde yapılan hiçbir yasal değişikliğin halkın can güvenliğini korumak için yapılmadığını aksine halka zarar verdiğini kaydetti. Yargıtay ve Danıştay'daki değişikliği Türkiye'nin 2010'dan bu yana maruz kaldığı yargı operasyonun son halkası olarak tanımlayan Kabaoğlu, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin değişmesi ile birlikte Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerinin üyeliklerinin de düşeceğini belirtti. YSK'daki değişikliği de "tehlikeli" olarak tanımlayan Kabaoğlu, bu noktada da Anayasa'ya aykırılık olduğunu söyledi.

'HUKUK DEĞİL KANUN DEVLETİ BİLE DEĞİLİZ'

Bu son değişiklerle birlikte Türkiye'nin hukuk değil kanun devleti olarak bile tanımlanamayacağını belirten Kabaoğlu, şunları söyledi: "Zaten bilindiği gibi iki yıldır sayın Cumhurbaşkanı 'bu anayasa artık gereçli değildir' demeye başladı. Bunu açıkça söyledikleri alanlar var açıkça söylemedikleri alanlar var. Bunu, bir devletin hukukun üstünlüğüne, hukukun üstünlüğüne yemin etmiş olan bir cumhurbaşkanının söylemesi hukuk devletinin ve anayasayı tanınmadığı anlamına geliyor. Yargıtay ve Danıştay'ın bir tek kişinin iradesi anlamına gelen bu yasa asla kabul edilmemeli. Ana muhalefet partisi başta olmak üzere Yargıtay ve Danıştay üyeleri Anayasa Mahkemesi'ne de yürütmeyi durdurma kararı alması için hemen başvuru yapması gerekiyor. AYM'den sonuç çıkmazsa mutlaka AİHM''e başvuru yapılmasını öneriyorum."

 

(Kaynak: D)

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr