Mahkeme heyeti, 3 polisin beraatine, polis memuru sanık C.Ü.'yü ise meşru savunma ve zorunluluk hali içerisinde hareket ettiği gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Kararın ardından ağlayan anne Nurten Şar, “Çok üzgünüm karardan dolayı. Ellerini kollarını sallayarak çıktılar, gittiler. Ceza almadılar. Benim oğlumu kahpece arkadan vurmuşlardır" dedi.

KARAR DURUŞMASINA 4 TUTUKSUZ SANIK KATILDI
Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuksuz 4 polis memuru hazır bulundu. Öte yandan hayatını kaybeden Sinan Dağcı'nın annesi Nurten Şar ve kardeşi Serkan Dağcı da duruşmaya katıldı.

“AĞABEYİMİN SABIKALI OLMASI BÖYLE DAVRANILMASINI GEREKTİRMEZDİ"
Şikayetçi Serkan Dağcı da şikayetinin devam ettiğini belirterek, “Verilecek karar ne olursa olsun bu kişilerden birisi ağabeyimi öldürmüştür. Diğerleri de yardım etmiştir. Allah katında hesaplarını vereceklerdir. Ağabeyimin sanıklara ateş edip etmediği de belli değildir. Sabıkalı olması da böyle davranılmasını gerektirmezdi" diye konuştu.

“SANIKLAR YETERİNCE SERBEST GEZDİLER, MŞLARINI ALDILAR"
Şikayetçi Anne Nurten Şar da, “Adaletin yerine gelmesini istiyorum. Sanıklar yeterince serbest gezdiler, maaşlarını aldılar. Ancak benim çocuğumun ölümünden dolayı bizler ve çocuklarım mağdur olduk" şeklinde konuştu.

MAHKEME HEYETİ KARARINI AÇIKLADI
Mahkeme heyeti kararında, olay tarihinde hakkında yakalama kararı bulunan Sinan Dağcı'nın polislerden kaçtığı ve üzerinden daha sonraki tespitlere göre Glock marka 9 mm çaplı, bir tanesi atışa hazır toplam 15 mermi ve yine cebinde de 15 mermi bulunduğu halde kaçmaya başladığını belirtti.

“POLİSLERİN ŞÜPHELİYİ YAKALAMA VE BU AMAÇLA TAKİP ETMELERİ YASAL GÖREVLERİ.."
Sinan Dağcı'yı polislerden önce C.Ü.'nün daha sonra da L.E.'nin peşinden koşmak suretiyle yakalamaya çalıştıkları, polis C.Ü.'nün kaçmakta olan Sinan Dağcı'ya kendilerinin polis olduğunu ve kaçmaması gerektiğini belirtir, 'dur polis' şeklinde birden çok kez ikazda bulunduğu, bu sırada Sinan Dağcı'nın da kendisine ait tabancayı belinden çıkartıp, peşinden gelen polislere doğru doğrultarak kaçtığı kararda belirtildi. Olay yerinin kalabalıklığı, yerleşke durumu ve saati karşısında polislerin, kaçan Sinan Dağcı'yı veya başka kişiye ateş ederek herhangi bir zarar vermedikleri, havaya ateş edildiğinin de sabit olduğu, polislerin varlığı tespit edilen ve hakkında yakalama kararı bulunan bir şüpheliyi yakalamak ve bu amaçla takip etmelerinin yasal görevleri olup, muhataplarının karşı koyma şekli ve niteliği ile kullandıkları araç-gereç ve silahla orantılı olarak güç ve yetki kullanmalarının yasal düzenlemeyle var olduğu ifade edildi.


POLİSİN ELİNDEN KURTULMAK AMACIYLA SİLAHINI KULLANMASI AN MESELESİ OLDUĞU KAYDEDİLDİ
Takibe başlanılan Sinan Dağcı'nın diğer polis memurlarının da geldiği ortamda elinde silah ile kaçmayı sürdürdüğü anlatılan kararda, takip eden polislerin de Sinan Dağcı'nın ateş etmesinin büyük bir olasılık olarak görüldüğü koşullar içerisinde kendilerini koruyup kollayarak takiplerine devam ettikleri kaydedildi. Sinan Dağcı'nın takipten ve dolayısıyla polisin elinden kurtulmak amacıyla silahını kullanılmasının an meselesi olduğu kaydedilen kararda, polisin önce sözlü ikazlarda bulunup havaya ateş ettiği, sayısal çoğunluk ve buna bağlı silah ve mermi üstünlüğü karşısında atış mesafesinde başka birçok vatandaşın zarar görme olasılığının bulunduğu ifade edildi.

“ÖLDÜRME KASTI BULUNMAKSIZIN HAREKET ETTİ"
Polislerin keyfiyet taşıyan biçimde davranmadığı belirtilen kararda, görevli sanık polis memurlarından O. C. Y. Y. ve L. E.'nin atılı eylemi gerçekleştirmedikleri kaydedildi. Sanıklardan C. Ü.'nün de hayati tehlikeden kurtulmak için görev amaçlı ve doğrudan öldürme kastı bulunmaksızın hareket ettiği, kendisine yönelik tehlikenin ağırlığı takip edilen şüphelinin kullandığı vasıtanın niteliği dikkate alınarak zorunluluk içerisinde hareket ettiğinin kabulünün gerektiğinin altı çizildi. Mahkeme heyeti sanıklar O.C. Y.Y. ve L.E.'nin yüklenen suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olması gerekçesiyle beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyeti, sanık C.Ü.'yü ise meşru savunma ve zorunluluk hâli içerisinde hareket ettiği gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti.

İDDİANAME
Olay 8 Mayıs 2015'te gerçekleşmişti. İddianamede sanık polisler O.C., C.Ü.,Y.Y., L.E.,'nin, "Meşru savunma sınırının aşılması suretiyle adam öldürme" suçundan 3'er yıldan 6'şar yıla kadar hapis cezaları talep ediliyordu
ANNE : BENİM OĞLUMU KAHPECE ARKADAN VURMUŞLARDIR

Duruşmanın ardından gazetecilere açıklama yapan anne Nurten Şar, “Çok üzgünüm karardan dolayı. Ellerini kollarını sallayarak çıktılar gittiler. Ceza almadılar. Benim oğlumu kahpece arkadan vurmuşlardır" dedi.
“ADALET İSTİYORUM"
Serkan Dağcı da sanıkların hak ettikleri cezayı almadığını ve kardeşinin pisi pisine öldürüldüğünü belirterek, “Ben adalet istiyorum. Karara itiraz edeceğiz" dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr