Kamuoyunda İzmir askeri casusluk davası olarak bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davasında tüm sanıklar beraat etti. Aralarında Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin de bulunduğu 88'i muvazzaf 357 sanığın yargılandığı son kumpas davasına bakan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği beraat kararıyla “kumpas davaları dönemi” sona erdi. Dava sürecinde yaşamını yitiren sanıklardan Alaattin Parmaksız, aklandığını göremedi.

Amerika Maryland'deki [email protected] adresinden atılan ihbar e-postasına ve sonrasında davanın 1 Numaralı sanığı yapılan Bilgin Özkaynak'ın Sapanca'daki evinde bulunduğu ileri sürülen dijital veri tabanı “pandora”ya dayanarak yargılanan sanıklar 2 yıldan müebbete kadar hapis istemiyle yargılanıyordu. Savcı Ali Ertan'ın tüm sanıklar hakkında beraat istediği mütalaanın ardından davanın karar duruşması gerçekleştirildi. 

Bu 'hale' nasıl geldi? 

İzmir Askeri Casusluk Davası, 10 Ağustos 2010'da, Amerika Maryland'deki 108.3.215.165 IP numarasını taşıyan bilgisayardan [email protected] adresiyle İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne atıldığı ileri sürülen bir ihbar e-postasıyla başladı. Ancak her şeyin başladığı e-postada adı geçen 15 kişi, hiçbir şekilde dava dosyasına girmedi. “Örgütün 1 Numarası” olduğu ileri sürülen Bilgin Özkaynak'ın Sapanca'daki evindeki aramalarda ele geçirilen hard-disklerde, davanın temelini oluşturan “pandora” veri tabanında ve diğer dijital materyallerde “bulunduğu tarihten sonra kaydedilmiş” pek çok belgeye rastlandı. “2 Numara” olarak kamuoyuna yansıtılan Narin Korkmaz ve arkadaşlarıyla birlikte davaya “fuhuş” imajı da eklendi. Devamında aralarında şimdiki Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin de bulunduğu, daha çok Deniz Kuvvetleri mensubu askerler ile bürokrasideki pek çok kişinin yaşamının rotası değiştirilmeye çalışıldı. Bazılarında “başarılı” da olundu. 

'Özel' bir dava 

Dosyanın iddianamesi “özel yetkili mahkemeler” döneminde, özel yetkili savcı Zafer Kılınç tarafından hazırlandı. “1938” sayfa ve 126 bin sayfayı bulan 315 ek klasörden oluşan iddianame, yaklaşık 3 yıllık çalışma sonunda 22 Ocak 2013'te tamamlandı. Özel yetkili İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 55’i muvazzaf olmak üzere 88’i tutuklu 357 sanık, 196 müşteki ve 831 mağdurun ismi yer aldı. Dava aşamasında sanık avukatlarının çürüttüğü delilleri mahkeme heyeti dikkate almadı. Ta ki, Fethullah Gülen Cemaati ile AKP hükümeti arasındaki çatışmaya kadar. 

57. saniyeye dikkat! 

Kavgayla birlikte savcı ve heyet değişince, davanın seyri de değişti. Hatta, özel yetkili mahkemeler kaldırılınca davayı devralan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Orhan Kızıltaş, “2 Numara Korkmaz”ın evinde yapılan polis arama görüntüsünü, duruşmada “57. saniyeye dikkat” diyerek izlettirdi. Bu anda, polis, buzdolabının arkasına siyah bir poşet koyuyor, sonrasında içinde dijital materyallerin olduğu poşeti “eliyle koymuş gibi” buluyordu. Ancak özel yetkili savcı Kılınç, yetkileri kaldırılmak üzereyken dosyaya bin 216 sayfalık ek iddianame daha armağan etti! 

Pandora'nın peşinde 

Davanın temelini oluşturduğu iddia edilen Pandora veri tabanındaki dijital deliller süreç içinde tek tek çürütüldü. Dosyadaki CD sayısının, sanıkların evlerindeki arama tutanaklarına yazılanlardan çok daha fazla olduğu ortaya çıkarıldı. Okuma yazma bilmeyen kadının fişleme yaptığı, 7 yaşındaki kızın casusluk yaptığı gibi garabetler, duruşma sürecinde kamuoyuna yansıdı. TÜBİTAK'a ısmarlanan bilirkişi raporlanının “kopyala yapıştır” olduğu duruşmalarda belgelendi. Heyetler değiştikten sonra belirlenen son bilirkişi heyeti, dijital delillerin sahte olduğuna kanaat getirdi. Savcı Ali Ertan da, 15 Şubat'ta açıkladığı 400 sayfalık mütalaasında tüm sanıklara beraat istedi. Savcı Ertan, mütaalasını açıklamadan hemen önce eski özel yetkili savcı Kılınç ile davaya bakan Hakim Serdar Ergül, HSYK tarafından görevden uzaklaştırıldı.

 

 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr