Cumhuriyet, dünyanın en saygın insan hakları ödüllerinden biri olan ve Alternatif Nobel olarak bilinen Doğru Yaşam Ödülünü, İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen törenle aldı. Törene bir mesaj görderen Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, “Bu değerli ödüle layık olmaya çalışacağımıza, demokrasiyi, özgürlükleri ve laikliği savunmaktan ne pahasına olursa olsun geri durmayacağımıza inanmanızı dilerim” dedi. Ödülü gazetemiz adına yazarlarımız Zeynep Oral, Işıl Özgentürk beraber aldı. Zeynep Oral törende yaptığı konuşmada “Karanlığı, baskıyı, şiddeti, hukuksuzluğun şiddetini püskürtebilecek tek güç demokrasi güçleridir, laikliği ve özgürlükleri ödünsüz savunmadır” ifadelerini kullandı. Right Livelihood Award Vakfı tarafından, her yıl daha iyi bir yaşam için çaba harcayan, küresel sorunların köklerine inen, öngörülü, örnek olabilecek çözümler geliştiren kişi ve kurumlara verilen Doğru Yaşam Ödülüne bu yıl gazetemiz Cumhuriyet’le birlikte Rus insan hakları savunucusu Svetlana Gannuşkina, Mısır’da kadın hakları konusunda çalışmalar yürüten Nazra adlı dernek ve kurucusu Mozn Hassan ve ‘Beyaz Kasklılar’ olarak bilinen Suriyeli sivil savunma birimi layık görülmüştü. ‘Alternatif Nobel’ olarak bilinen ödüller dün akşam İsveç’in Başkenti Stockolm’deki Vasa Müzesi’nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Törende, ödülleri İsveçli parlamenterler sundu.

Geri durmayacağız

Ödülü gazetemiz adına yazarımız Zeynep Oral aldı. Oral, yaptığı konuşmanın başında gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç’in mesajını okudu. Erinç’in mesajı şöyle: “Alternatif Nobel Ödülüne bizleri layık görerek onurlandıran, zor günlerimizde değeri ölçülmez bir destek veren jüri üyelerine, Cumhuriyet gazetesi adına teşekkürlerimi sunuyor ve ödülü paylaştığımız öteki dostlarımızı da kutluyorum. Bu değerli ödüle layık olmaya çalışacağımıza, demokrasiyi, özgürlükleri ve laikliği savunmaktan ne pahasına olursa olsun geri durmayacağımıza inanmanızı dilerim. Lütfen saygılarımızı ve selamlarımızı kabul ediniz.” Konuşmasının başında “Her Ödül önemlidir. Ancak Doğru Yaşam Ödülü gibi köklü ve insani değerleri yücelten bu ödülü almak, hele hele içinde bulunduğumuz şu günlerde almak, Cumhuriyet gazetesi için hayal bile edemeyeceğiniz bir anlam taşıyor” diyen Zeynep Oral, Orhan Erinç’in mesajını kendisinin iletmek istediğini ancak hakkındaki soruşturma nedeniyle yurtdışına çıkışının yasak olduğunu anımsattı. Cumhuriyet’in Türkiye’nin en eski gazetesi olduğunu, adını Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğunu koymuştur, Türkiye’de ve dünyada referans gazetesi olarak nitelendiğini vurgulayan Oral, “Cumhuriyet hiç bir sermaye grubuna bağlı değildir. Başka bir deyişle: O, patronsuz bir gazetedir. Sahibi Cumhuriyet Vakfı, yani çalışanlarıdır. Dünyada benzerleri çok azdır. Gazetemiz en büyük gücünü, okurları ve çalışanlarından alır. Bir de haksızlığa uğrayanın hakkını savunmasından... Ezilenin, sömürülenin yanında yer almasından... Sesi duyulmayanların sesi olmasından... Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmesinden... Doğayı ve çevreyi en yüce değer olarak korumasından... Şiddeti ve nefret dilini değil, barışı ve hoşgörüyü; teksesliliği değil, çok sesliliği savunmasından... Ve de hakikatin peşinde koşmasından alır” dedi.

 

Çizgimizden sapmayız

Cumhuriyet’in Türkiye’nin aydınlık ve çağdaş yüzünü temsil ettiğini belirten Oral, şöyle devam etti: “Onurlu tarihi boyunca gün oldu yazarları öldürüldü, gün oldu yazarları hapislerde çürütüldü. Türkiye’de demokrasinin, hukukun, kuvvetler ayrılığının, basın ve ifade özgürlüğünün neredeyse “yok” sayıldığı şu günlerde; Cumhuriyet gazetesi hoyrat ve haksız bir saldırıyla karşı karşıya kaldı. İktidar güçleri demokrasiyi, özgürlükleri, laikliği savunan etkili tek gazete Cumhuriyet’in susturulması için harekete geçti. 31 Ekim sabahı, yazarlarımızın ve vakıf yöneticilerimizin evleri sabah 05.00’te basıldı ve gözaltına alındılar. Cumhuriyet’i susturmak üzere düğmeye basılmıştı. Beş gün sonra iki yazarımız yurtdışına çıkış yasağı konarak serbest bırakıldı. 10 arkadaşımız ise yazdıklarıyla, çizdikleriyle, haberleriyle, görevleriyle, “teröre yardım ve yataklıktan” tutuklanarak hapishaneye kondu. Ne zaman mahkeme karşısına çıkacaklarını bilmiyoruz. Bu uzun bir süre de olabilir. Üstelik mahkemenin onları tutuksuz yagılanmak üzere serbest bırakıp bırakmayacağını da bilmiyoruz. Her şeye rağmen hapiste olmayan bizler gazetemizin yayınını devam ettiriyoruz. Demokrasiyi, basın özgürlüğünü ve laikliği ödünsüz savunma çizgisinden hiç sapmadan Cumhuriyet’i yaşatmaya çabalıyoruz. Evet, sayısız güçlükle, mali zorluklarla, baskılarla boğuşuyoruz. Bu doğru. Ama bunun üstesinden gelebiliyoruz. Okurlarımızın desteği, günün her saatinde adeta bir açık hava mitingine dönüşen bahçemiz, düşünce ve ifade özgürlüğüne bağlılığımız, haber alma hakkına saygımız, yolumuzu açıyor.”

Tek güç demokrasi

Türkiye’den ve dünyanın hemen hemen her ülkesinden gelen dayanışmanın Cumhuriyet için önemli ve çok değerli olduğunu vurgulayan Oral, şu ifadeleri kullandı: “Ancak, Alternatif Nobel Ödülü’nün bambaşka bir anlamı var. Yaşadığımız bu tehdit ve şiddet ortamında yalnız değilsiniz duygusunu bize iletiyor. Korkmamamız gerektiğini haykırıyor. Baskılar karşısında eğilip bükülmeyeceğimizi, yolumuzdan sapmayacağımızı bizimle birlikte dünyaya ilan ediyor: Düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü olmadan demokrasiye geçilemeyeceği; hiç bir hakkın, hiç bir özgürlüğün olamayacağını, bilgi üretilemeyeceğini, tartışma açılamayacağını, ileriye bakamayacağımızı, her hangi bir umut besleyemeyeceğimizin bilincindeyiz. Karanlığı, baskıyı, şiddeti, hukuksuzluğun şiddetini püskürtebilecek tek güç demokrasi güçleridir, laikliği ve özgürlükleri ödünsüz savunmadır. Ve bu dayanışmadan öte dayanabileceğimiz, direnme gücümüzü diri tutabileceğimiz başka bir güç yok. İşte tam da bu çok kritik dönemde gelen bu “Alternatif Nobel ödülü” bizler için bu dayanışmayı taçlandıran bir umut ışığı oldu. Bu ödüle layık olmaya çalışıyoruz, çalışacağız.

‘GÜCE KARŞI HEP DOĞRUYU SÖYLEDİLER’

Alternatif Nobel Ödülü’nü veren Right Livelihood Vakfı İcra Kurulu Başkanı Ole von Uexkull bu yılki ödüle layık görülenlerin, çok zor koşullar arasında çalışmak zorunda kaldığına dikkat çekerek “Suriye’den Mısır’a Rusya’dan Türkiye’ye modern zamanın en çalkantılı zamanlarına tanıklık ettik. (Ödülü kazananlar) Başarısız darbe girişimleri, durma noktasına gelen barış görüşmeleri, propaganda savaşları ve zulümler arasında yaşamı, eşitliği, eğitim ve ifade özgürlüğünü savunup, güce karşı doğruyu söylemekten hiçbir zaman korkmadılar” dedi. Cumhuriyet’in “korkusuz araştırmacı gazeteciliği, baskı ve sansür, hapis ve ölüm tehditleri altında ifade özgürlüğüne olan sadakati” sebebiyle ödüle layık görüldüğünü söyleyen Uexküll, yazar ve yöneticilerimizin bir an önce serbest bırakılmasını talep ederek “Türkiye’nin gazeteciler için en büyük hapishaneye dönüşmesi hayrete düşürücü” ifadelerini kullandı. “Suriye’deki sivilleri savaş felaketinden kurtarmak için gösterdikleri olağanüstü cesaretlerinden dolayı” ödüle layık görülen ve Beyaz Kasklılar olarak bilinen Suriye Sivil Savunma biriminin yöneticisi Raed el Saleh ise “Bugün sadece Suriye çapında çalışan üç bin gönüllü için değil aynı zamanda her gün korku içinde yaşayan ve ayrım gözetmeyen bombalı saldırıların hedefi olan sivil Suriyeliler adına buradayım” dedi. Mısır’da “şiddet, suiistimal ve ayrımcılık ortamında kadınların haklarını savunduğu” için ödül kazanan Nazra adlı dernek ve kurucusu Mozn Hassan ise tören için gönderdiği mesajda, “Bu ödül sadece Nazra’nın çalışmalarının değil, bizlere ilham olan Mısır’daki yüz yıllık feminist mücadelenin de tanınması anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Ödül kazanan isimlerden Rus insan hakları savunucusu Svetlana Gannuşkina ise “Bütün dünyada sağcı politik akımlar giderek güçleniyor. Radikallik, sivilm toplum için büyük bir tehdit haline geldi” diye konuştu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr