Ressam, fotoğrafçı ve gazetemiz yazarı Fikret Otyam, ölümünün birinci yılında, törenle anıldı. Hacıbektaş Çilehane Tepesi’ndeki mezarı başında düzenlenen törene, Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, Otyam’ın eşi Filiz Otyam ve sevenleri katıldı. Selmanpakoğlu, Hacıbektaş Dostluk ve Barış Ödülü sahibi Otyam’ın Cumhuriyet’teki söyleşilerinde Alevilik ve Bektaşiliğin tanınması yönünde yaptığı katkıların unutulmaz olduğunu vurguladı. Maraş Katliamı’ndan önce, bölgede Alevilere yönelik bir katliamın planlandığını önceden duyum alan ve dönemin İçişleri Bakanı’na bunu bildiren Otyam’ın uyarılarının dikkate alınmadığını belirten Selmanpakoğlu, “Ancak bir süre sonra Otyam’ın uyarıları gerçekleşir ve katliam olur. Uyarılarını dikkate almayan İçişleri bakanı hakkında, Otyam ağır eleştiriler kaleme alır. Ve bir süre sonra İçişleri bakanı istifa etmek zorunda kalır. Otyam, sorumlu aydın olmanın gereğini yerine getirmiştir. Otyam, aydın olmanın gereğini yerine getirmek kadar, sanatçı duyarlığının da hakkını vermiştir” dedi. Fikret Otyam için mezarı başında bir de çınar ağacı dikildi. Ayrıca içinde gazetemiz eski imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk ve usta çizer, ağabeyi Turhan Selçuk ile Sivas Şehitleri için özel bölümlerin de olduğu Karanlıktan Aydınlığa Müzesi’nde, Otyam için de özel anma alanı oluşturuldu.

Kızından duygulu satırlar

Dünkü törende, Fikret Otyam’ın kızı Elvan Baransel’in tören için gönderdiği mesajı duygusal anlar yaşattı. Baransel, babası Fikret Otyam’a seslendiği mektubunda şunları yazdı:

“Sevgili babacığım,

Küçükken bizi tatile götüreceğini söylediğinde zaman bir türlü geçmezdi. Sıkılırdık. Ama artık zamanın çabuk geçtiğini önce annemizde, sonra sende acı bir şekilde öğrendik. Gideli bir yıl oldu. Özlemin ise katlanarak büyüyor. Yokluğunu hâlâ kabullenemedik. Sanki her zamanki gibi Antalya’dasın. Arayıp çekirdeksiz nar, reçel, nar ekşisi, nar çayı ya da arşivinde bulduğun eski bir fotoğrafımızı göndereceğini söylemeni bekliyoruz hâlâ.

Böyle düşününce katlanmak daha kolay gibi. Ama inan ki kolay değil. Çok özlüyoruz. Seni çok seviyoruz. Bizlere ve torunlarına her şart ve ortamda insanı insan yapan en güzel değerlerin ne olduğunu bıkmadan usanmadan anlatırdın. Sana minnettarız. O değerleri bugüne kadar özenle uygulamaya ve korumaya hep dikkat ettik.

Sadece bilgimiz, becerimiz ve donanımımızla birey olmaya özen gösterdik.

Seninle hep gurur duyduk, duyuyoruz.

8 Ağustos Pazartesi günü gömütünün başında birlikteydik. Bugün de diğer sevenlerinle berabersin. Katılanlara en içten sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr