Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Bugün bu çocuklar bütün insanlığın ortak problemi. Türkiye’de bu çocuklar misafir ediliyor diye dünyanın geri kalanı sadece para vererek bu sorumluluktan kurtulamaz. Türkiye bir toplama kampı değildir." dedi.

Çelik, Suriye krizi başladığı andan itibaren yaşanan insani trajedinin sona ermediğini, Halep’te yaşanmakta olan insani trajedi neticesinde yeni göç dalgalarının ortaya çıktığını söyledi.

SLOVAKYA NÜFUSUNUN YARISI KADAR MÜLTECİ

Türkiye’de Suriye ve Irak’tan gelen toplam 3 milyon sığınmacının olduğunu söyleyen Bakan Çelik, "Bunların 200 bini kamplarda yaşamaktadır. Kalan 2 milyon 800 bin kişi şehirlerimizde yaşamaktadır. Bu Slovakya nüfusunun yarısıdır. Yani AB’deki bir ülkenin nüfusunun yarısı kadar mülteci bizim topraklarımızda yaşamaktadır. Yine bizim en çok mülteci alan illerimizden bir tanesinin adı Kilis. 127 bin nüfusu olan Kilis 130 bin mülteciyi yani kendi nüfusundan daha fazla mülteciyi misafir etmektedir.”

"ONLARI SONSUZA DEK MÜLTECİ STATÜSÜNDE TUTAMAYIZ"


“Biz bu mültecilerin önüne bir umut ve şerefli bir hayat seçeneği koyamazsak, bunları ebediyen mülteci statüsünde tutmak insan haklarına aykırıdır. Onların ihtiyaçlarını karşılamalıyız. Ama, onları sonsuza dek mülteci statüsünde tutamayız. Asıl yapmamız gerekken onların daha iyi bir hayata kavuşması için imkanlar yaratmaktır.

Bizim ülkemizde 3 milyon mülteci var ve bunların 800 bini çocuk. Bizim bu 800 bin çocuğu eğitmemiz lazım. Eğer bunları eğitemezsek o zaman önümüze birinci olarak bu çocuklar bir kayıp nesil olarak gelir. Bu çocukların hepsini kaybederiz. İkinci olarak bu çocukların radikal akımların, aşırı akımların etkisine girmesine yol açar ve bu dünyanın önüne daha büyük güvenlik maliyeti olarak gelir. Çünkü bütün bu mülteci çocukların peşinde bir takım örgütler var. DEAŞ terör örgütü var, PKK terör örgüt var ve pek çok terör örgütü bu çocukları kendisine militan yapmak için gayret sarf ediyor. Bu çocukları takip ediyor.”

Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak bir gün içinde Suriye’den 100 bin kişiyi aldık. 100 bin kişi ölümden kaçıyorlardı, aldık. Açık kapı politikası uyguluyoruz. Sınırlarımızı açıyoruz. Suriye’den ve Irak’tan bize dönük terör saldırısı var. Biz bu terör saldırısıyla mücadele ediyoruz. Bu mültecilerin içine karışıp bizim şehirlerimizde terör eylemi yapmak isteyenler olduğunu biliyoruz ve ciddi terör saldırılarıyla uğraşıyoruz. Ama buna rağmen bu güvenlik riskini de göze alıyoruz ve bu insanları ölüme terk etmiyoruz.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr