Belçikalı paralimpik atlet Marieke Vervoort, çektiği acılar sebebiyle Rio’daki Olimpiyat Oyunları’ndan sonra ötanaziyi düşündüğünü açıkladı, yer yerinden oynadı...

Açılışı yapılan oyunlardan sonra kariyerine son vereceğini belirten 37 yaşındaki paralimpik sporcu, “Kariyerimi bıraktıktan sonra hayatın benim için ne getireceğini göreceğiz. Ötanazi’yi ciddi olarak düşünmeye başladım” dedi ve yaşamını sonlandırmakta kararlı olduğunu ifade etti...2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda el pedallı bisikleti ile 100 metre yarışında altın madalya kazanan Vervoort, tedavisi imkansız bir kas hastalığının pençesinde.

“TADINI ÇIKARACAĞIM”

Vervoort’un vücudu, yenileme özelliğini kaybettiği için ağrıları her gün daha da artıyor ve güçten düşüyor. Kadın sporcu, oyunlardan sonra ülkesinde yasal olan ötanazi ile yaşamına son verilmesi için başvuru yapmayı ciddi olarak düşündüğünü açıkladı. Vervoort, “Rio’dan sonra spor kariyerim bitecek. Hayatın bana ne getirdiğini görmek ve kalan anlarımın tadını çıkarmak için buradayım” derken, ötenazi için hazırlıklara başladığını da sözlerine ekledi. Büyük acılar çektiğini, kimi günler uyku yüzü görmediğini de belirten Vervoort şunları söyledi...

“CENAZEMDE ŞAMPANYA İÇSİNLER”

Kalan son bir hayalim var. Kariyerimi Rio’da podyum üzerinde bitirmek. Ötenazi kararıma saygı duyulmaması halinde intihar edeceğim. Ötenazi kağıtlarım imzalı bir şekilde elimde.◊ Hastalıkla savaştığım her gün büyük açılar çektim. Yüzlerce kez baygınlık geçirdim. Bu anlarda ise tek yardımcım yüzümü yalayarak ayılmamı sağlayan köpeğim. Cenaze törenimi de planladım. Dini bir tören istiyorum ancak pasta ikramı da yapılmasın. Beni hatırlamak isteyenler bir kadeh şampanya da içsinler.

HAYATI ADETA BİR ROMAN!

HİÇ PES ETMEDİ...

2000 yılında tekerlekli sandalyeye mahkum olan Belçikalı sporcu, bir köşeye oturup asla hayata küsmedi. Rehabilitasyon gördü, tedavi için her şeyi yaptı. Ancak imkansızı gördükten sonra da pes etmedi.

SAĞLIĞI ENGEL OLDU...

İlk olarak en çok ilgisini çeken şeye “basketbola” adım attı. Bir kulübe yazıldı. Ancak orada aradığını bulamadı. Ardından tüplü dalış yapmaya başladı. Belki de en çok sevdiği spor dalıydı. Ama buna da sağlık durumu el vermedi.

ZiRVEYE ÇIKTI...

2004 yılında bu kez korkarak da olsa yüzmeye başladı. Bu kez triatloncu oldu. Yaklaşık 6 aylık eğitimlerin ardından oyunlarda yer almaya başladı. 2007 yılında el bisikleti kategorisinde dünya şampiyonu oldu.

KİTAP BİLE YAZDI...

2009’da ise ağrıları katlanamaz bir boyuta geldi. Bir kitap yazdı. Köpeğiyle birlikte hayatına devam ederken belgeseli TV ekranlarında gösterildi. Kaburgasını kırmasına rağmen 2012 Londra Olimpiyatları’nda altın madalyaya ulaştı.

HER ŞEYİ KÖPEĞİ ZENN

MARİEKE Vervoort’un bu hayattaki en büyük yardımcısı köpeği Zenn’den başkası değil. Özel yetiştirilen ve rehber bir köpek olan Zenn’in bir kimliği de bulunuyor. Alışveriş merkezleri dahil her yere Vervoort ile birlikte girebilmesi için bu kart Zenn’e avantaj sağlıyor. Labrador cinsi Zenn, uysallığı ve yardımseverliğiyle biliniyor.
(Hürriyet)

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr