Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen "Beyoğlu Hareketleniyor" festivalinin ikinci etabı Altın Eller Festivali birbirinden yetenekli ve farklı hikayeler barındıran ustaları ağırlıyor.    Bu ustalardan biri de yılların keçe ustası Ahmet Yaşar Kocataş. Baba mesleğini sürdüren Ahmet ustanın meziyeti ülke sınırını aşmış durumda. Kendisinin dört keçesi British Museum'da sergileniyor. İşte Ahmet ustayla gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşi....   -Kaç yaşında başladınız bu mesleğe?   Ben bir keçeci çocuğuyum. Ayağım yer tuttu babamla beraber dükkana gitmeye başladım. Bizim ömrümüz dükkanda geçti. Baba mesleğinden de öte dede mesleği bu bizim.Yaklaşık 60 senedir bu mesleğin içindeyim. Babam da keçelerin arasına doğmuştur.    -Keçe sanatının incelikleri nelerdir?   Keçe sanatı döverek yapılan bri sanattır. Keçe dövdükçe küçülür, incelir güzelleşir. Dokuma değildir. Dille tarif edilecek bir şey değil. Küçüldükçe sağlamlaşır. Yün sıkışma yapışma hassasiyetiyle ortaya çıkmıştır.    O yapışmadan istifa ederek yeni işler üretiyoruz. Bu da bize zevk veriyor. Çok daha güzel işler yapıyoruz.    -Bu festivallerin mesleğinize katkıları neler?   Bu sergiler malı elimizden çıkarıp daha iyisini yapmamızı sağlıyor. Yaptığım işi satamazsam daha iyisini yapamam. Eşyanın tabiatı böyle. O yüzden böyle sergiler tanıtımlar önümüzü açıyor.    Tasarımcılar geliyor onlardan fikir alıyoruz. Fazla ürün üretemiyoruz. Biz el sanatçısıyız. Fazla ürettiğimizde önemi kalmaz. Bizim gayemiz az ve öz şey üretmek.    -Sanatınızı nerede icra ediyorsunuz?   Afyon'da yaşıyorum. Atölyem orada. Kültür Bakanlığı tarafından davet edildik, geldik.Bu festivaller mesleğimin yaşamasını sağlıyor.   -Çocuklarınız da bu mesleği yapıyor mu, çırak yertiştiriyor musunuz?   İki tane kızım var öğretmen.İki kızım da keçeciliği biliyor biri Diyarbakır'da öğretmenliğini yapıyor. Öğrenciler yetiştiriyor. Hepimiz ailecek mesleğimizi seviyoruz ve yaşamasını istiyoruz.    -British Museum'da keçeleriniz sergileniyor, nasıl böyle bir talepte bulundular?   Keçelerimiz aracı vasıtasıyla oraya gitti. Bir hocamız keçelerimizi yaptırdı. Hala daha sergileniyor. Bu sene 2015 UNESCO ödülüne layık görüldüm. Çok gururluyum.    -UNESCO ödülü kazandığınıza göre keçelerinizin bir sırrı olması gerek...   Ustalık ve iyi malzemenin birleşmesi. Yeni Zelanda'dan gelen bir yün kullanıyorum mesela ben. Bu birleşmeden güzel bir ürün ortaya çıkıyor.   Kaynak: Cumhuriyet.com.tr