Medipol Başakşehir’in başarılı forveti Mehmet Batdal, Türkiye Futbol Federasyonu’nun resmi yayın organı Tamsaha’ya konuştu.
2006 yılında bir 2. Lig oyuncusu olarak Ümit Millî Takım formasıyla sahne alacak kadar sivrilen, Bucaspor’la şampiyonluk yaşayıp Galatasaray’a transfer olacak sıçrama yapsa da arkasını istediği gibi getiremeyen Mehmet Batdal, birkaç kiralık denemesinden sonra Bucaspor’da ikinci kez doğdu, Medipol Başakşehir’de ise yeniden zirveyi buldu.
“En büyük hayalim dediği” EURO 2016 finallerinde oynama hedefine her geçen gün biraz daha yaklaştığına inanan Mehmet Batdal, 10 yıl önce kendisini Ümit Millî Takım’a seçen Fatih Terim’le ikinci kez bulaşacağı günlerin hayalini kurduğunu dile getiriyor.

“EN BÜYÜK HAYALİM AVRUPA ŞAMPİYONASI”
En büyük hayalinin Fransa’daki Avrupa Şampiyonası’nda milli takım forması giymek olduğunu söyleyen Batdal, şu açıklamalarda bulundu:
“Benim bölgemde oynayan çok sayıda yerli oyuncu yok. Aslında olabilecek oyuncular var ama fazla fırsat bulamıyorlar. Yabancı oyuncular tercih ediliyor. Bu anlamda çok şanslı ve avantajlıyım. Fransa’ya gidebilmek için elimdeki şansı da iyi kullanmaya çalışıyorum.
En büyük hayallerimden birisi EURO 2016’da yer almak. Ve bu hayale de sanki gün geçtikçe yaklaşıyorum. 2005’te Ümit Millî Takım’a seçilmemde de rol oynayan Fatih Hocamdı. Üzerinden 10 sene geçti. İnşallah A Millî Takım’da da tekrar buluşma fırsatımız olur.
Geçmişten günümüze doğru baktığım zaman vazgeçmeyen bir Millî Takım görüyorum. Mucize denilen noktalarda o mucizeleri başarıyoruz. Herkesin gardının düştüğü noktada oyuncu grubunun inanıp geri dönmesi gerçekten çok zordur. Biz bunu başarıyoruz.”

“İSPANYA BİLE KARŞIMIZA RAHAT ÇIKAMAYACAK”
“İspanya bile rahat çıkamayacak bizim karşımıza. Çünkü artık futbolu çok ciddiye alan, alan daraltan, çok koşan bir Türkiye var. Orta sahamız bence o harikalar yaratan İspanya orta sahasının kıvamında. Birlikte oynayan bir A Millî Takım bu turnuvaya ağırlığını koyar.
Emre Belözoğlu bence 1 numara. Çok zeki. Süper bir futbolcu. Oyunun iki yönünde de var. Her defans onunla oynamak ister. Her orta saha yanında Emre Belözoğlu olsun ister. Her golcü arkasında böyle bir futbolcu olsun ister.”

“BUCASPOR’A DÖNMEK HAYATIMIN ÖNEMLİ BİR NOKTASI”
“Kendini çok geliştirdi, müthiş bir çıkış içerisinde” diye yorumlar yapıldığını görüyorum. Evet, bazı konularda kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum. Ama aslında bana sakatlıklar engel oldu. “Eskiden oynuyordu başarısızdı; şimdi oynuyor başarılı” anlamı çıkmasın. Bu algı çok yanlış.
Bucaspor’a dönmek hayatımın aslında çok önemli bir noktası… Bugünlerde çok mutlu olmamın temeline döneceğim yer orası… Galatasaray’da şampiyonluk yaşamışım ama çok anlam yükleyemiyorum bu duruma. Çünkü neden? Ben futbol oynayamadım.
Sait Hocam bana “Bazen daha uzağa sıçramak için bir adım geri atmak gerekir” demişti. Bucaspor’a döndüm. “Acaba bir daha şampiyonluk olur mu?” dedim kendi kendime. Nitekim oluyordu da az kalsın… O gün, orada verdiğim karar, hayatımın en doğru kararlarından birisi oldu.”

“ÇOK DOĞRU BİR HAMLE YAPMAM GEREKİYORDU”
“Güzel geçirdiğim sezondan sonra birkaç Süper Lig takımından teklif almıştım. Ama kendime kabul ettiremediğim bir durum vardı. Çünkü bir daha gidip, bir daha yapamazsam ya da bir aksilikle karşılaşırsam toparlamam zor olabilirdi. Çok doğru bir hamle yapmam gerekiyordu.
Cihat Arslan, beni İBB’ye istedi. “Ben İBB’ye gideceğim. Kadrosu mükemmel. Bu takımla Süper Lig’i yakalarım” dedim. Bu şekilde bir transfer oldu. Güzel bir şampiyonluk yaşadık. Rahat bir şampiyonluk. Kendime güvenim çok yükseldi. Çünkü oynayarak şampiyon oldum.
Abdullah Hocanın buraya transferi ve bize aşıladığı doğru futbol, birlikte futbol, benim futbol anlayışımı çok değiştirdi. Öyle bir şey oldu ki, maçları izleme şeklimiz bile değişti. Çünkü sahada ne olması gerektiği bize empoze edildi. Yaşadığımız başarılar kesinlikle şans değil.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr