Lara Di Lara ile nerede buluşacağımızı sorduğumda “Karaköy’deki fasulyecide”! cevabını alıyorum. Karaköy’deki “Fasuli” adlı lokantaya gidiyoruz. Dışarıda Galataport’un inşaat çalışmaları var. İş makineleri etrafımızda, gürültü dorukta... Fotoğraf çekerken fonda ister istemez iş makineleri oluyor. Pilav üstü fasulyenin yanında sohbetimize başlıyoruz. Lara Di Lara, Sony Müzik’ten çıkan “Hazineler İçindesin” albümüyle aslında kişinin kendine ait hazinesi değil de “biz bir hazinenin içindeyiz ve etrafına baktıkça bunu fark edersin”i vurgulamak istiyor.

- Açılış parçanız “İyiyim ama Değilim”. Neden iyisiniz ama değilsiniz?

Aslında bu duygumu parçada anlatmaya çalıştım. İyiyim çünkü varım, yaşıyorum, sağlığım yerinde, yapmak istediğimi yapmaya çalışıyorum... Ama olan bitenlere kayıtsız kalamıyorum. İyi olduğum halde kendimi iyi hissetmiyorum.

- Ceylan Ertem’in yeni albüm lansman konseri öncesi sahneye çıktığınızda “Ben Lara Di Lara” diyerek önce kendinizi tanıttınız. Sahneye çıkan sanatçıların isimlerini söylemesine alışkın değiliz. O yüzden soralım, kimdir Lara Di Lara?

Daha önce de solo çalışmamla sahneye çıktım. Ama her konserde yeni tanıştığım dinleyici oluyor ve bence tanışmak için ismini söylemek kendini tanıtmak önemli bir şey. İsmim Dilara Sakpınar’dır ve Lara Di Lara 2015 yılından bu yana hayata geçirdiğim solo projem. “Oraya Doğru” isminde 6 parçadan oluşan bir albümüm, “Hayal” isminde bir single’ım ve yeni çıkan “Hazineler İçindesin” albümüm var. Genellikle kendi yazdığım parçalardan oluşur. Bunun dışında “123” ile 2009 yılından bu yana çalıp söylemekteyim. Toplamda 5 albümümüz var. “123” ile grupça hareket ediyor, parçaları beraber yazıyoruz. Ayrıca Levni ile beraber yıllardır üstüne çalıştığımız projemiz Alike Places var. Viyana temelli bir proje bu. İlk ep’miz “Room” iki hafta önce çıktı. Diğer projelerimde olduğu gibi tüm dijital platformlarda bulunabileceği gibi kaset olarak da temin edilebilir.

- Müziğinizi tam olarak tanımlayacak olursanız...

Eskiden pop, rock, caz, klasik gibi tanımlar daha keskindi. Fakat bu tanımlar gittikçe birbirine karışmaya başladı bence. Doğal bir karışım diyebiliriz hatta. Yeni şeyler keşfettikçe, yeni yollara doğru ilerledikçe, deneyler arttıkça bu sınırlar sanki ortadan kalktı gibi.. Ben de kendi müziğimi böyle keskin bir şekilde tanımlamakta güçlük çekiyorum açıkçası ama İngilizcede “singer songwriter” diye bir tanım vardır mesela, belki de en yakın ve kolay bu şekilde anlatabilirim müziğimi. Şarkıcı ve şarkı yazarı.

- Şarkı sözlerinizi ve şarkı söyleme halinizi tanımlayacak olursam sakin derim...

Mizacımdan olabilir. Kişi olarak da sakin olduğumu söylerler. Sakin, ağırbaşlı. Çıldırdığım anlar oluyor pek tabii, ama genelde sakinlikle konuşarak uzlaşma yönüne doğru gitmeyi tercih ederim.

- Bir parçanızda “Varolmayı unuttum” diyorsunuz.

Siz de buraya gelmeden önce başka bir söyleşi yapıp geldiniz. Özellikle şehir yaşantısında çok hızlı ilerliyoruz. Kendimi düşündüğüm zaman durup “ben ne yapıyorum”, “kimdim”, “nasıl bir varoluşum var” diye düşünüyorum. Çünkü sorgulamayı unutuyoruz. Çok pratik ilerliyoruz. Ye, iç, git, yap, dinle... Biraz daha düşünmeli, “var oluş”u biraz daha sorgulamalı.

- Albümde doğaya, havaya, topraklara, inançlara neden teşekkür ediyorsunuz?

Çünkü şükrediyorum bunun için. Köklerimin hep doğaya, havaya, suya, toprağa, hayvanlara gittiğini fark ediyorum ve o yüzden hep teşekkür ederim. Her gün var olduğum için, bir şeyler yapmaya çaba gösterdiğim için şükrediyorum, teşekkür ediyorum.. Ağaca baktığım zaman “o ağaç zaten orada var” deyip geçmiyorum. Hep daha derinine inmek gerektiğini düşünüyorum. Hep kafamda sorular oluyor ve onlarla beraber geziyorum. Bir yük gibi değil ama.. Soruyorum ve kendi kendime cevaplar bulmaya çalışıyorum, cevabın başkasında olduğunu düşünüyorsam da o soruları onlara soruyorum.

‘Ceylan’la kız kardeş gibiyiz’

- Konser günü Ceylan Ertem için “Kız kardeşim” dediniz. O da sizi sahnede onurlandıran şeyler söyledi. Alternatif müzik dünyasının kadın sanatçıları birbirini çok tutuyor. Hep kardeş ve sevgi vurgusu yapılıyor. Biz “Bir numara benim, ikinci kim?” gibi çıkışları, kavgaları okumaya alışmışız…

Birbirine destek olmak çok güzel! Evet belki anne babalarımız farklı ve farklı geçmişlerimiz var fakat kendimizi “kız kardeş” gibi hissediyoruz. Gündelik hayatımızda böyle hissettiğimiz için sahnede de bunu paylaşma gereği duyuyoruz herhalde. Ayrıca bunu vurgulamakta da bir sakınca görmüyorum çünkü kadının kadına desteği önemli! ‘Kadın-erkek farkının hep bu kadar vurgulanıyor olmasının bir sonu olmalı’ diye düşündüğümüz için biz de aslında hep var olan bu kız kardeşliğimizi, dostluğumuzu daha da dile getiriyoruz, belki bir örnek olur diye. “Ben daha iyiyim” değil de “ben de bunu yapıyorum” ve “bunu yapmaya devam edeceğim, sen de ne yapıyorsan onu yap” düşüncesinde ve enerjisindeyiz. Birlikten kuvvet doğar.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr