Küresel piyasalara merkez bankalarının yön verdiği dönemde, artan iç ve dış riskler Türkiye için tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor. Dolar/TL dün de 3.0656 ile 25 Temmuz’dan bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in not indiriminden piyasaların ilk etapta çok fazla etkilenmemesi bir iyimserlik yaratmıştı. Ancak aradan geçen zaman diliminde liranın kayıpları daha da arttı. Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına çektiği 23 Eylül’den bu yana dolar/TL yüzde 3.7 yükseldi. Dün ise gün içinde 3.0656’ye kadar çıkan dolar/TL, serbest piyasada 3.0630’dan kapandı.

Düşüşte birinci

TL, yüzde 1 civarı kayıpla gelişen ülke para birimleri içinde en çok değer yitiren para birimi oldu. Borsa İstanbul da döviz varlığı olan şirketler öncülüğünde 796 puan yükseldi. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımına yaklaşması gelişen ülke piyasalarının tümünü etkilese de, Türkiye bunun etkisini en ağır hissedenlerden biri. Bu ise kendi ev ödevlerini yapmamasından kaynaklanıyor. Yani artan iç riskler, Türkiye’nin dışarıdaki gelişmelerden daha fazla etkilenmesine yol açıyor.

Reformlar lafta kaldı

Seçimlerden bu yana ekonomide reform yapması gerektiği vurgulanan Türkiye’de son Orta Vadeli Plan (OVP) gösterdi ki reformlar sadece lafta kaldı. Piyasaya güven vermek için kullanılan bir çapa olan OVP’de büyüme, cari açık, bütçe açığı tahminlerinin bozulması doların yükselişindeki ana etmenlerden biri. Türkiye’nin tüketim odaklı büyümesi ve dış finansmana bağımlı olması yumuşak karnı olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan OHAL’in uzatılmasının yatırımcı nezdindeki algı bozulmaları da TL’yi baskılıyor.

Ani çıkışlara karşı savunmasız

Ekonomistlere göre Fed’in yaklaştığı öngörülen faiz artışlarına rağmen Merkez Bankası’nın büyümeyi gözeten faiz politikası, ekonomiyi olası ani portföy çıkışlarına karşı savunmasız bırakıyor. Faiz oranı ile döviz kuru arasındaki denge bozulurken TL’de değer kaybı artıyor. Dün beklentilerin üzerinde gelen ABD ISM ve fabrika siparişleri verileri de faiz artışlarının yaklaştığının bir diğer habercisi oldu. OPEC’in Cezayir’deki gayriresmi toplantıda petrol üretiminde kesinti yapılması konusunda anlaşması, yüksek enerji açığı nedeniyle düşük petrol fiyatlarından olumlu etkilenen Türkiye için önemli dış risklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Petrol fiyatları yükseldikçe bu, dolar/TL’ye olumsuz yansıyor.

Dolar 3.10’a çıkabilir

Buna karşılık Avrupa’da da işler iyi gitmiyor. Deutsche Bank krizi, Avrupa bankacılık sistemine ilişkin endişeler ve İngiltere’nin Brexit kararı zaten piyasaları olumsuz etkilerken, dün de Avrupa Merkez Bankası’nın varlık alımlarını sonlandırabileceği iddiası geldi. Yetkililer bunu yalanlasa piyasalar artıya dönemedi. Kıtadaki bu gelişmeler doların küresel anlamda güçlenmesine neden oluyor. Tüm bu riskler birleşince Türkiye, iç meseleleri nedeniyle diğer gelişen ülkelerden olumsuz ayrışıyor. Reuters’a konuşan bir bankanın döviz işlemcisi de iç riskler nedeniyle TL’nin diğer gelişen ülkelerden daha kötü performans gösterdiğini belirterek “Doların seyri çok önemli. Not indirimi sonrası yabancı çıkışları hâlâ ana etken ve bunun ne kadar devam edeceği önemli. Grafik olarak bakınca her gün yükselen tepe ve dipler oluşuyor ki bu da kuvvetli bir yükseliş trendinin işareti. Dolar/TL’nin temmuzda yaklaştığı 3.10 görülen en yüksek seviye ve takip edilebilir” dedi.

Lira erimeye devam edecek

Capital Economics ekonomisti William Jackson yayımladığı müşteri notunda, “Son derece gevşek mali, ve özellikle de para politikası enflasyonu ve beklentilerini yükseltti ve enflasyon beklentileri çıpasız bir hal almış gibi gözüküyor” dedi. Jackson, “Artan enflasyon ortamı reel faiz oranlarını artırabilir, yatırım ve büyümeyi olumsuz etkileyebilir” şeklinde konuştu. Jackson, Türk Lirası’nın daha da düşebileceğini, yerel para cinsinden tahvillerde getirinin, özellikle de eğrinin uzun vadeli tarafında artmasının muhtemel olduğunu söyledi.

Döviz mevduatı artabilir

BloombergHT’de konuşan Tacirler Yatırım Başekonomisti Özlem Bayraktar Gökşen de dolar/TL’deki beklenmedik yükseliş için şunları söyledi: “Gelişen ülkelerde doların çok ciddi bir değer kaybı var. Bu durum dün ABD ISM imalat verisi sonrası çok hızlandı. Türkiye’ye özel bir diğer unsur da liranın diğer gelişenlere göre daha kötü ayrışması. 15 Temmuz sonrasında yerleşiklerin önemli bir satışı olmuştu. Yaklaşık olarak söylersek döviz mevduatlarında 10 milyar dolarlık bir erime söz konusu olmuştu. Sonrasında çok az bir kısmının yerine geldiğini gördük. Yaklaşık 2-3 milyar dolardan bahsediyoruz. Dolayısıyla, yerleşiklerin daha fazla pozisyonlarını artırma dileğinde olmasıyla kur üzerinde ekstra bir baskı da görebiliriz.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr