Son yıllarda istikrarlı bir büyüme ve gelişme gösteren dünyanın en iyi petrformans gösteren Türkiye konut piyasasının ilk başıkta, patlamaya hazır bir balona ilişkin pek fazla işaret göstermese de ciddi bir borç yükü altında olduğuna dikkat çekildi.

Piyasanın uzun vadeli konut kredilerine bel bağlamadığı ve Türk konut sahiplerinin, geçen yıl tüm ülkelerden daha hızlı artan konut fiyatlarının yardımıyla, borçlarını güvenilir bir şekilde geri ödediğine dikkat çeken analistler, inşaat sektörünün ülkenin yatırımlarında en güçlü büyümeyi gösteren Çin’dekinden daha fazla bir pay aldığı bir dönemde riskin, konut sahiplerinden ziyade konut inşa edenlerde olduğuna dikkat çekti.

İkiye katlandı

Türkiye’de konut geliştirme şirketlerinin borçlanma payı, Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre, son 10 yılın en yüksek seviyesine çıkmış durumda ve tüm şirket borçlanmalarının yaklaşık beşte birini kapsıyor. Bu borçların artan kısmı kötüye gidiyor ve sektörün takipteki kredilerinin payı son beş yılda yaklaşık ikiye katlandı.

Öte yandan kısa bir süre önce Türkiye İnşaat Sektörü İşverenler Sendikası’nın (İNTES) hazırladığı bir raporda inşaat sektörünün başlıca zayıf yönleri müteahhit sayısının fazlalığı, yüksek işçilik maliyetleri, sertifikalı işçi sayısının azlığı ve finansman altyapısının zayıf olması sıralandı.

Küresel Darboğaz

İNTES’in raporunda emtia fiyatlarının düşmesi ile petrol ihracat eden ülkelerdeki ekonomik darboğaz, inşaat sektörünü tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra dünya ekonomisindeki dalgalanmaların doğrudan doğruya Türkiye ekonomisini etkilemesi nedeniyle geleceğe ilişkin olumsuz öngörülerin oluşması, kamu ihale mevzuatı ve uygulamalarının çözümleyemediği aşırı düşük tekliflerin sektör karlılığını engellemesi, Ortadoğu’daki karışıklıklar ile AB ekonomilerindeki dalgalanmalar, diğer tehdit unsurları olarak sıralandı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr