CHP’nin 35. Olağan Kurultayı’nda seçilen yeni Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantının başında konuşan Kılıçdaroğlu sözlerine “Demokrasiyi kendi evimizde olabildiğince oluşturmaya çalıştık, hep beraber seçildik ve buraya geldik. İşimizin zor olduğunu benim kadar eminim sizler de biliyorsunuz. Önemli olan kolay işleri değil, zor işleri başarmaktır” dedi. Ardından Mustafa Koç, Kamer Genç ve yazar Tahsin Yücel’in ölümlerinden duyduğu üzüntüyü dile getiren, 24 Ocak 1993’te katledilen Uğur Mumcu’yu da unutmayan Kılıçdaroğlu, “Acılar, kuşkusuz düşündüğümüz kadar kısa sürede gelip geçici bir süreç değil. Bazen derinden de yaşayabiliriz. Yineleyerek farklı anlamlar katabiliriz. Uğur Mumcu’nun katledilişi gibi. O da törenlerle anılacak, onu da hiçbir zaman unutmayacağız” diye konuştu.

 

‘Cevabını alırsın’

Son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sert eleştiriler yönelten Kılıçdaroğlu, PM öncesi de Erdoğan’ın kendisi hakkında söylediklerine yanıt vererek eleştirilerini sürdürdü. Kendisi için muhtarlarla düzenlediği toplantıda “Aslında bu zatın asıl karın ağrısını da ortaya dökerim, ama inanın bana ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum” dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a elindeki bilgi ve belgeleri açıklaması için grup toplantısının yapılacağı salı gününe kadar zaman verdi.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Benim karnım ağrımıyor, ama senin karnının ağrımasını da istemem. Açıkla, ben salı günü sana tek tek cevabını vereceğim. Açık ve net bütün belgeleriyle ortaya koyacağım. Karın ağrısı çekme, salı gününe kadar açıkla, biz de öğrenmiş olalım. Ama açıklamazsan salı günü cevabını alacaksın.”

 

Biden göndermesi

Türkiye’nin demokrasi açısından hızla kan kaybettiğini, bu durumun artık sadece Türkiye için değil, uygar dünya için de sorun haline geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Biden’in Türkiye ziyaretine değindi. CHP lideri, “Bir ülkenin eğer başkan yardımcısı gelip, büyükelçiyi de alıp demokrasinin erdeminden söz ediyorsa oturup düşünmemiz lazım. O zaman soru neydi? ‘Kendi içinde demokrasi olmayan bir siyasal parti ülkeye getirebilir mi?’, hayır bu kadar açık.”

Suriye konferansı düzenleneceğini anımsatan Kılıçdaroğlu, konferansta Türkmenlerin yer alıp almayacağını merak ettiklerini söylerken de “Silah gönderiyor, ilaç gönderiyor, Türkmenlere gönderiyormuş. Rus uçağı düşürülüyor, ‘Türkmenleri bombalıyordu’ diyorlardı. O zaman bunların hiçbirisini yemeyeceksin, yutmayacaksın. Türkmenler o masada olacak biz bekliyoruz bunu” dedi.

 

Terörü lanetliyoruz

Kılıçdaroğlu’nun gündemindeki bir diğer konu da Diyarbakır’da karne günü bir okulun bahçesine atılan el yapımı bombaydı. “Bunlarda vicdan, ahlak yok. Terörün acımasızlığını görmek istiyorsanız, okulun bahçesine atılan el bombasına bakacaksınız” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Hangi ahlak, hangi inanç, hangi amaçla bir okulun bahçesine el bombası atıyorsunuz. O nedenle diyoruz ki terörü lanetliyoruz, terör insanlık suçudur. Terörün amacı, kimliği, inancı ne olursa olsun hep beraber karşı durmak zorundayız. Çocuklardan ne istiyorsunuz siz? Okulun bahçesine bomba mı atılır?”

 

Davutoğlu'na 10 maddelik çağrı

Konuşmasında Türkiye’nin büyük mücadelelerle kurulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, buna karşın Türkiye’nin hâlâ özgürlükçü demokrasiyi oturtamadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Bunu kendi ülkenize getiremezseniz, asla ve asla uygar bir dünyanın parçası olamazsınız. Bizim hedefimiz neydi, çağdaş uygarlığı yakalamak değil, aşmaktı. Nasıl aşacağız? İçeride kavga ederek, birbirimizin gözünü oyarak mı, birisi hak talep ettiği zaman ağzına bant çekip, ‘etme’ diyerek mi. O zaman özgürlükçü demokrasiye dönük bir devrime ihtiyacımız var.” Kılıçdaroğlu, konuşmasında özgürlükçü demokrasinin sağlanması için Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da 10 maddelik bir çağrıda bulundu. “Bu ülkeye demokrasiyi birlikte getirelim. Neden birileri bedel ödesin, neden birileri dayatsın?” diyen Kılıçdaroğlu bu maddeleri, “hukukun üstünlüğüne inanan devletin oluşturulması”, “darbe hukukunun temizlenmesi”, “yargı bağımsızlığının sağlanması”, “Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası’nın değiştirilmesi”, “ifade özgürlüğünün sağlanması”, “medyanın anayasada dördüncü güç olarak tanımlanması”, “Kürt sorununun TBMM’de çözülmesi”, “din ve vicdan özgürlüğünün sağlanması”, “insan odaklı, hak temelli sosyal devletin kurulması” ve “akademik özgürlük” olarak sıraladı. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’na “Bu ülkeye demokrasiyi birlikte getirelim. Neden birileri bedel ödesin, neden birileri dayatsın?” diye seslendi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr