CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV'de açıklamalarda bulunuyor. Deniz Baykal'ın açıklamalarına yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Bir partinin genel başkanı, cumhurbaşkanı olmamalı" dedi ve belirlenecek aday için partinin yetkili kurullarını işaret etti.

CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar hakkında disiplin süreci başlatılmasına ilişkin olarak açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Bizim partimizde bütün arkadaşlarımız fikirlerini aktarırlar. Genel başkan dahil herkesi eleştirebilirler. Hiç kimse kendisini partinin üstünde görmemeli, eleştirinin dozunu kamuoyu önünde istediğim lafı söylememeli. Salı günü onu söyledi. Partiyi kim yıpratırsa kapının önüne koyacağım, nokta" diye konuştu.

 Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Ben çete diyorum"

Kılıçdaroğlu, referandum süreciyle ilgili şunları söyledi:

"Sandıklardan hayır çıktığını bütün dünya kabul ediyor. Evet sonucu meşru değil. YSK yasalara aykırı kararlar verildi. O kadar açık ki üzerinde tartışılamaz bile. Yasa geçersiz sayılır diyor geçerli saydılar. Ne hukuk ne kanun ne TBMM'nin iradesini bir kenara attılar. Ben çete diyorum. Yasalara aykırı bir oluşum bir grup bir araya gelir yasalara aykırı karar verir onlara çete denir. YSK benzer bir tercih yaptı. O nedenle hayır çıktığına yüzde yüz eminim. Siyasi otoriteden talimat aldılar yasaları açıkça çiğnediler ve eveti çıkardılar. Bu toplumun vicdanı bunu kabul etmez. Bütün uluslararası raporlarda da gayrimeşru bir referandum olarak tanımlanıyor. Hangi demokraside yasalara aykırı bir düzenleme meşru sayılır. Siz parlamentonun yetkilerini alıp bir kişiye teslim edeceksiniz ve bu ülkenin insanları buna evet diyecekler, hayır dediler."

"Başlangıçta mühürsüz oy pusulaları ayrılmıştı"

Kılıçdaroğlu "her sandık başında sizinde temsilciniz vardı. Sandıklar açıldı oylar sayıldı sizin temsilciniz not aldı belki tutanak tuttu. Var mı elinizde şu kadar oy mühürsüz pusulayla çıktı, o oylarda şu kadar evet bu kadar hayırdı gibi" şeklindeki soruya yanıt olarak şunları söyledi:

"Başlangıçta mühürsüz oy pusulaları ayrılmıştı. Dolayısıyla onlar tutanağa daha sonra sayılıp geçirilecekti. YSK bu kararı verip bir mesajla sayılacaktır dendiği andan itibaren hepsi sayıldı. Dolayısıyla kaç tane var kimse bilmiyor."

"Çalınan oy YSK'da gasp edildi"

"Çok memnun olurum. Eğer benimle ilgili çete lafıyla ilgiliyse suç duyurusu götürüp hakimin önüne bunu koyacağım. Başka illerdeki hakimlerin yazdığı muhalefet şerhlerini de koyacağım. Bazı hakimler muhalefet şerhi koydu yasa bu kadar açıkken biz bunu nasıl sayarız dediler. Kendileri muhalefet şerhleri yazdılar. Kanun böyle diyor, genelge böyle, eğitim filmlerinde de böyle, bütün uygulama böyle, sabahtan akşama böyle, 17'de bir talimat alıyorlar ve bir kişinin başvurusu üzerine bütün bunları yok sayıp yeniden sayıyorlar. O yüzden burada kazanan hayır. Çalınan oy YSK'da gasp edildi. YSK'nın nasıl olsa evet çıkaracağı konusunda o kadar eminler ki seçimler sonuçlanmadan biz kazandık dediler, balkon konuşması yaptılar vesaire. Ama bütün dünya bu olaya tanıklık etti ve bunun doğru olmadığını bütün dünya kabul ediyor."

"Önce AİHM'in konusuna girer mi girmez mi ona bakacaklar"

Kemal Kılıçdaroğlu, AİHM süreciyle hedeflediklerini şöyle anlattı:

"Gayrimeşruluğun hukuki olarak onaylanmasını bekliyoruz. Yasalara aykırılığı çok açık. Oradaki hakimlerde bakınca şaşıracaklardır büyük ihtimalle. Önce AİHM'in konusuna girer mi girmez mi ona bakacaklar. Bununla ilgili güzel bir dilekçe hazırlığımız var akademisyenlerle çalıştık ve önümüzdeki günlerde başvuruyu yapacağız. Bir yasa mühürsüz oy pusulaları geçersizdir diye tanımlar ve hakimde mühürsüz oy pusulaları geçerlidir diye karar verirse herhalde yargıç sen kendini ne zamandan beri parlamentonun üstünde konumlandırdın diyecektir. Ne zamandan beri TBMM'nin yetkilerini kullanmaya başladın diye soracaktır."

 "Biz sadece hayır oyu kullananların hakkını savunmuyoruz evet oyu kullananlarında hakkını savunuyoruz. Halk oylamasına şaibeyi bulaştıran evet veya hayır oyunu kullanan vatandaşlar değil. Şaibeyi bulaştıran YSK'da konumlanmış bir grup çeteci. Yasaya aykırı çıkıp karar almaları. Dolayısıyla evet oyu kullanan vatandaşın tercihi bizim başımızın üstünde. Siz seçimlerin s ağlıklı sonuçlandırılmasıyla görevlendirilmişken yasaları bir tarafa atıp ben bildiğimi okurum derseniz bu doğru olmaz. AİHM'e gideceğiz derken yeniden Avrupa'ya gittiler Türkleri devleti şikayet ediyorlar dediler. Biz devleti filan şikayet etmiyoruz. Bir haksızlık olduğu açık hiçbir yoruma vermeyecek kadar açık. Peki nasıl olur da ben haksızlık karşısında susacağım. Kim bana sen sus diyecek."

"Bütün dünyanın bildiği bir gerçeği yargı kararıyla tescillemek istiyoruz"

Kılıçdaroğlu, AİHM'in konuyu değerlendirmemesi durumunda olacaklara dair şunları söyledi:

"Onu bilemem. Değerlendiremeyiz demesi buna meşruluk kazandırmaz. Bizim bütün arzumuz kendi görev alanına girdiğiniz görüp bunu incelemesi. İncelediği andan itibaren bütün gerçekler ortaya çıkacaktır. AGİT raporunda var, Avrupa Konseyi'nde Türkiye'nin denetime alınmasında bu da var. Bütün dünyanın bildiği bir gerçeği yargı kararıyla tescillemek istiyoruz. Sandığa gitti bu vatandaşlar. Görevlerini yaptılar. Kimisi evet dedi kimisi hayır dedi. Siz kullanılan bu oyların tamamını yasalara aykırı şekilde gayrimeşru bir hale getiriyorsunuz. YSK üyeleri hakkında ayrıca suç duyusunda bulunacağız. Bir yargıcımız var ona saygı duyuyorum gayet güzel bir muhalefet şerhi yazmış. Hem anayasaya hem yasalara aykırılığı gayet güzel yazmış. Dolayısıyla diğerleri hakkında hem Danıştay hem Yargıtay üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Çünkü yasaları açıkça ihlal etmişler. Bunu anlamak için hukuk fakültesini bitirmeye gerek yok ilkokulu da bitirmeye gerek yok. Akıl sahibi olmak yeter."

"Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı adayı olmamalı"

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın AKP'ye yeniden üye olması içinse şöyle konuştu:

"Demokrasiden yana olanlar 'Hayır' dedi. Tüm baskılara rağmen yüzde '49' 'Hayır' dedi. Toplum karpuz gibi ortadan ikiye ayrıldı. İlk sakıncasını gördük, Cumhurbaşkanı partili oldu.Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı adayı olmamalı. Tarafsız olacağımıza namus ve şeref üzerine nasıl yemin edeceğiz? "

"Parti benim değil, Türkiye halkının partisi"

"Bizim partimizdearkadaşlarımız düşüncelerini rahatlıkla açıklayabilir. Genel Başkan'ı bile eleştirebilirler. Ama hiçkimse kendisini partinin üstünde görmesin. Parti benim partim değil. Parti, Türkiye halkının partisi. Parti olduğu için ben varım. Eğer biz böyle çalışmazsak onların bu partide yeri yoktur. Kim partiye zarar verirse kapının önüne koyarım. Salı günü bu konuşmayı yaptım 5 dakika alkış kesilmedi. Her kafadan bir ses çıkmaz. Ya oturacaksın parti için, ülke için çalışacaksın... Yüzde 49 gibi olağan üstü bir başarı var. Toplum ilk kez kutuplaşmadan bir araya gelerek bir ortak paydada buluştu. Kısır çekişmeler yapanın partide yeri yoktur. Herkes duysun. Kimse kusura bakmasın. Kısır çekişme yapan gidip dedikodu partisi kursun."

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr