CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasında AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay'ın 'Biz saftık, kandırıldık. Kılıçdaroğlu biliyordu, yargılanmalı' sözlerine sert sözlerle yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Ama da büyüttünüz dediler. Herkesin gelip kandırdığı adam Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetebilir mi? Yarın öbür gün birileri daha gelip sizi kandırısa ne olacak? Her gelen sizi kandırdı, yetmedi mi artık? Siz kandırılacaksınız biz yargılanacağız. Şu akla bakın" dedi.

CHP'nin 2013 yılında Gülen yapılanmasına ilişkin Meclis önergesini yandaş gazete manşetleriyle hatırlatan Kılıçdaroğlu, "'Saftık, kandırıldık' diyorlar. Siz kandırılmadınız. Bir şey söyleyeceğim ama burda söylenmesi ayıp" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Kanun Hükmünde Kararname ile rektör atamalarının Cumhurbaşkanlığına bırakılmasyla ilgili ise "Parlamentoya bir kanun geldi, rektör seçimi kaldırılıyordu. Buna itiraz edildi, Adalet ve Kalkınma Partisi de bunu geri çekti. Daha sonra KHK ile bu düzenlemeyi yaptılar. TBMM Başkanı'na sorum şu, niye itiraz etmiyorsunuz. Parlamentonun saygınlığını korumak önce sizin görevinizdir. Aklını kiraya verenler, geleceğini iki kişinin dudağı arasında arayanlar TBMM Başkanlığı yapamazlar. Yeri gelince milli irade diyorlar. Üniversitelerde seçim yapacaklar. Koskoca profesörler kendilerie başkan seçecekler, YÖK de üç aday gönderiri bu kadar basit. Kaldırdılar bunları. Bir yerde bir olay olduğu zaman tümüyle kaldırmak mı lazım? 12 Eylül'e döndüler. Kenan Evren de kendisi atıyordu.

Kimse bizim Ahıska Türkleri'ni unuttuğumuzu zannetmesin. Ve bugün Filistin devletinin kuruluş yıldönümü. Geçmişte Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelelerine katkı verdiği Filistin Halkı. Mahmut Abbas'ın şahsında, onlara sa sevgilerimizi ve saygılarımızı gönderiyoruz. Biz aynı zamanda Filistinliler'in partisiyiz. Biz Filistin'e hükümetin yaklaştığı gibi yaklaşmıyoruz. Mavi Marmara gemisini kaçak gönderdiler. 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bizden özür dilenmeden asla ama asla İsrail'le barışmayacağız dediler. Aradan bir süre geçti resmi bir özür mektubu olmadan anlaşma yaptılar. 20 milyon dolara Türkiye'nin itibarını sattılar. Onlar 20 milyon dolara Türkiye'nin itibarını sattılar biz sizin gücünüzü sonuna kadar savunaağız" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Mavi Marmara gemisini gönderdiler, kaçak gönderdiler. Cesaret edip resmi gönderemediler, 9 yurttaşımız uluslararası alanda hayatını kaybetti. Kıyameti kopardılar, biz de kopardık. Gazze ablukası kalkmadan İsrail'le barışmayacağız dediler, aradan bir süre geçti yeri göğü inletenler resmi bir özür mektubu olmadan dahi kabul ettiler. Gazze ablukası kalkacaktı, kalkmadı. 20 milyon dolara Türkiye'nin itibarını sattılar. Filistinli kardeşlerime söylüyorum; onlar bizim itibarımızı sattı, biz sizin itibarınızı, sizin gücünüzü sonuna kadar savunacağız. Dediler ki; tazminat olarak vermeyiz dediler. Bizimkiler de süklüm püklüm vakıf gösterdiler. Şimdi merak ediyorum bu 20 milyon dolar o hayatını kaybeden çocukların ailelerine verildi mi? Verilmedi, verilmiyor. Gelin açtığınız davalardan vazgeçin, imzanızı atın, sonra bu parayı size vereceğiz diye. Ben diyorum ya size bunlarda insanlık, ahlak yoktur. Ailelerin davasını sonuna kadar takip etmezseniz biz takip edeceğiz biz! "

KHK İLE REKTÖR ATAMALARI

Parlamentoya bir kanun geldi, rektör seçimi kaldırılıyordu. Buna itiraz edildi, Adalet ve Kalkınma Partisi de bunu geri çekti. Daha sonra KHK ile bu düzenlemeyi yaptılar. TBMM Başkanı'na sorum şu, niye itiraz etmiyorsunuz. Parlamentonun saygınlığını korumak önce sizin görevinizdir. Aklını kiraya verenler, geleceğini iki kişinin dudağı arasında arayanlar TBMM Başkanlığı yapamazlar. Yeri gelince milli irade diyorlar. Üniversitelerde seçim yapacaklar. Koskoca profesörler kendilerie başkan seçecekler, YÖK de üç aday gönderiri bu kadar basit. Kaldırdılar bunları. Bir yerde bir olay olduğu zaman tümüyle kaldırmak mı lazım? 12 Eylül'e döndüler. Kenan Evren de kendisi atıyordu. Peki ne zaman kalktı? DYP ile SHP bir koalisyon yaptı o koalisyonda rektörün seçimle gelmesi için gereği yapıldı. Şimdi 12 Eylül dönemine dönerek üniversitelerde seçim yapılması engellendi. Gülay Barbarasoğlu aylarca bekledi. Yüzde 86 oy aldı. Atamayı yapmadılar. Arkasından da hiç yarışa girmemiş birisini alıp rektör atadılar. Bunların demokrasi anlayışı budur.

Avrupa'da hemen hemen tümünde bir seçim ile rektör atanıyor. Harvard'da rektörü oradan mezun olanlar seçiyor. O nedenle dünyanın en saygın üniversitelerinden biridir. Kendi kültürünü, geleneğini oluşturmuştur. Bizde de ODTÜ, Boğaziçi kendi geleneklerini, kültürlerini oluşturmuşlardır. Bunu reddediyorlar. Benim sözüm var, CHP iktidarında seçimi getireceğiz. Öğrenci temsilcileri de oy kullanacak. Üniversiteleri özerk hale getireceğiz.

Önümüzdeki salı günü ağırlıklı olarak esnafların sorununu dile getireceğim. Hangi sorununuzu dile getirmemi istiyorsanız bana yazabilirsiniz. Onlar mektuplardan korkarlar, biz korkmuyoruz. Eleştirebilirsiniz de, biz vatandaşın düşüncesine hep saygı gösterdik, saygı göstermeye devam edeceğiz. Biz milletimizi seviyoruz, ona hizmet etmeyi de kutsal bir görev sayıyoruz.

Türkiye bu hale liyakat sistemi çöktüğü için geldi. Liyakat sisteminin üzerinde neden bu kadar duruyoruz? Devlet ayakta kalsın diye. Devleti yöneten kişilerin gelecek hedefleri olmalıdır. Efendim 2023'te ithalatımız şu kadar olacak, böyle olacak. Bu hedef değildir, hangi yöntemi izleyerek gerçekleştireceksin? Bunu ortaya koyamıyorlar, ceplerini düşünüyorlar. Biz zulmedene karşıyız, onlar zalimlerden yana. Bunun yolu nedir? Planlama arkadaşlar. Yumurta üreticisini planlayacaksın, tarım ürünlerini lanlayacaksın, gelecek hedefi koyacaksın. Türkiye ne olacak, nüfusu ne olacak, hangi sektörler öncelikli olacak? Emin olun bunlardan haberleri yok. Sabah akşam konuşuyorlar, ama tamamen boş konuşuyorlar. Halk uzun vadeli düşünmez arkadaşlar, dünyanın hiçbirinde düşünmez. Uzun vadeli düşünen devleti yöneten siyasetin aklıdır. Ama bunlar kendi ceplerini düşünmekten Türkiye'nin geleceğini ateşe atmış bulunmaktadır.

"BU SORULARI HERKES VİCDANINA SORSUN"

Bunlar kendi ceplerini düşünmekten Türkiye'yi ateşe attılar. Bu soruları herkes vicdanına sorsun: Koskoca Türkiye cumhuriyeti neden saman ithal eden noktaya geldi. Türkiye bir dönem ortadoğu'ya canlı hayvan ihraç ederdi, neden ithal eden noktaya geldi? Türkiye'nin 2015 milli gelirine göre çiftçilere 24 milyar dolar destek verilmesi gerek. Çiftçilere mazotu KDV'siz ve ÖTV'siz vereceğiz.

Dolar'ın yükselmesi Türkiye'nin gücünü gösterir diyor Saray'ın danışmanı. Bu kadar halkın aklıyla dalga geçen olmadı. Allah akıl fikir versin. Bunlar ceplerini düşünüyor. Çiftçinin sorunu var sanayicinin sorunu var bunları getirin destek verelim. Ama bunlar başkanlık diyor. Türkiye ateş yerine dönmüş bunların bir derdi var. 'Türkiye'de başkanlık olacak diyorlar' olmayacak. Başkanlık rejim tartışmasıdır. Cumhuriyeti diktaya dönüştürmek istiyorlar.

Bir Genel Başkan Yardımcısı profesör Anadolu Ajansı'na açıklama yapıyor. "Haydi biz saftık onların hain olduğunu bilmiyorduk. Kılıçdaroğlu biliyordu,  Kılıçdaroğlu yargılansın" diyor.

Sevgili Yasin Aktay, 2008 yılında bir rapor önünüze konuldu. Ama da büyüttünüz dediler. Herkesin gelip kandırdığı adam Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetebilir mi? Yarın öbür gün birileri daha gelip sizi kandırısa ne olacak? Her gelen sizi kandırdı, yetmedi mi artık? Siz kandırılacaksınız biz yargılanacağız. Şu akla bakın!

Bakın onların yandaş gazetesi ne manşet atıyor. 'CHP'den Gülen'i bitirin önergesi'. Sonra başka bir manşet atıyorlar 'Gülen'i AK Parti kurtardı'. 'Saftık, kandırıldık' diyorlar. Saf değildiniz şimdi size başka bir şey diyeceğim ama burada söylenmez. Safmışsınız.

"SİZE DE ZIKKIMIN KÖKÜNÜ YİYİN DERLER"

Türkiye'yi bu hale kim getirdiyse onların yargılanması lazım. Mazluma 'Ağacın kökünü yesinler ' diyorlar. O zaman size de 'Zıkkımın kökünü yiyin' derler. Kim mağdursa ben ona gider ve sahip çıkarım. Bu en klasik anlamıyla benim ailemin ban aöğrettiği terbiyedir.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr