Kıbrıs müzakereleri, 2 aylık aradan sonra bugün yeniden başladı. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis 2 aylık aradan sonra yeniden müzakere masasında bir araya geldi. Rum Meclisi’nin 10 Şubat’ta Enosis plebisitinin okullarda anılması kararıyla krize giren süreç, liderlerin durumu ele almak amacıyla 16 Şubat’ta gerçekleştirdiği görüşmede Anastasiadis’in toplantıyı terk etmesiyle durmuştu. Güney Kıbrıs’ta okullarda kutlanacak anma günlerini belirleme yetkisinin meclisten alınıp, Eğitim Bakanlığı’na verilmesini öngören yasanın Rum Meclisi’nde onaylanmasıyla müzakere süreci yeniden başladı. Cumhurbaşkanı Akıncı müzakere dönüşünde Cumhurbaşkanlığı’nda basına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geldikleri süreçte tarafların masa başı da konuları tek tek ele alıp bir konu etrafında dolanarak bir yere varmalarının şansının kalmadığını  kaydetti. Bunun 22-23 aylık müzakere sonrasında geldikleri nokta olduğunu vurgulayan Akıncı, ”Bu metotla epey ilerlemeler sağlandı, bu metod yine devam edecek ama BM’nin de bazı yaratıcı düşünceler geliştirmesine de, sürecin bu şekilde devam edecek olması bir engel değildir” dedi. BM’nin tarafsızlığını koruyarak  ve yazılı resmi öneri sunmadan, hakemlik rolüne de soyunmadan tarafların birbirleri arasındaki mesafeleri kapatıcı nitelikte köprü kurucu düşünceler geliştirebileceğini kaydeden Akıncı, BM’nin bunları sözlü olarak da yapabileceğini belirtti. Akıncı, kendilerinin Türk tarafı olarak bunları dinlemeye hazır olduğunu, Rumların da buna itiraz edeceklerini sanmadığını kaydetti. BM’nin, gerek liderler gerek müzakereciler seviyesinde arada gidip gelerek garantörler arasında da mekik diplomasisini yürüterek, bu sürece katkı yapmasıyla yeni bir konferans tarihini, daha sonraki bir aşamada saptamaya yöneleceklerini kaydeden Akıncı, buna göre bir sonuca ulaşıp ulaşamayacaklarını hep birlikte göreceklerini de ifade etti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bugünkü görüşmede,  önlerindeki müzakere dönemini programlamaya çalıştıklarını, ne öngördüklerini,  konulara nasıl yaklaşmaları gerektiğini, hangi tarihlerde buluşabileceklerini ve onun ötesinde nasıl sonuca ulaşabileceklerini birbirlerine karşılıklı olarak anlatma fırsatı bulduklarını kaydetti. Akıncı, 1.5 aylık dönem için  4 toplantı tarihi saptadıklarını ve 20 Nisan, 2 Mayıs, 11 ve 17 Mayıs tarihlerinde bir araya gelme kararı aldıklarını belirtti. Akıncı, müzakerecilerin ise yarından başlayarak gerektikçe bir araya geleceğini dile getirdi.

Resmi bir takvim ve müzakereler şu  tarihte biter şeklinde bir anlayış olmamakla birlikte, müzakerelerin uzayıp gitmesinin kimsenin işine gelmediğini dile getiren Akıncı, BM ve uluslararası kuruluşlar dahil,  adanın insanları ve en fazla da Kıbrıs Türk halkının bir sonuç alınabiliyorsa artık bu sonucun alındığını görmek istediğini belirtti.

2016 yılı sonunu çözüm için hedef olarak gösterirken, 2017 içinde yaşanacak potansiyel risk taşıyan olayların hep altını çizmeye çalıştığını beliren Akıncı, bunlardan birinin doğal gaz araştırmalarına ilişkin olduğunu kaydetti. Akıncı, Temmuz ayının ilk haftalarında Rum tarafında sondaj çalışmalarının yapılacağının açıklandığını, çözümün  ve bu konuda bir anlaşmanın olmadığı durumda bunun barındırdığı riskleri  söylemesine bile gerek olmadığını vurguladı. Bugün bu konunun da uyarısını bir kez daha yaptığını belirten Akıncı, Rum tarafının bu konuya biraz farklı yaklaşabileceğini, ancak 2014’te yaşananlar bulunduğunu, bu alanın tarafları birleştirici bir iş birliği unsuru olmasını istediklerini ifade etti. Doğalgaz yataklarındaki zenginliğin her iki topluma ait olduğu belirten Akıncı, tarafların yararına olabilecek bir konunun tarafları geren yeni gerginliklere neden olan bir unsur olmaması gerektiğini düşündüklerini belirtti. Akıncı, bu nedenle Temmuz’a kadarki sürecin önemine işaret etti. Rum tarafında seçimlerin Şubat ayında olacağını, seçim havasının Güney’de erken başladığını da   ifade eden Akıncı, takvim yok dense bile ortada doğal bir takvim olduğunun kendiliğinden ortaya çıktığını vurguladı.

Önümüzdeki süreçte BM’ye ne kendilerinin ne de Rum tarafının hakemlik atfetmediğini, BM’nin kendilerinden talebinin de bu olmadığını vurgulayan Akıncı, BM’nin masaya yazılı resmi öneri koymasının söz konusu olmadığını, bu konuda Rum tarafıyla görüşlerinin aynı olduğunu söyledi. BM’nin iki taraf kendilerinden istediği sürece istedikleri  oranda yardımcı olmaya hazır olduğunu kendilerine ilettiğini dile getiren Akıncı, Genel Sekreter Gutteres ile Brüksel’de yaptıkları görüşmede de görüşlerinin aynı çerçevede olduğunu teyit ettiklerini söyledi. Ancak geldikleri süreçte tarafların masa başında konuları tek tek ele alıp bir konu etrafında dolanarak bir yere varmalarının şansının kalmadığını da kaydeden  Akıncı,  “Bu 22-23 aylık müzakere sonrasında geldiğimiz noktadır. Bu metotla epey ilerlemeler sağlandı bu metod yine devam edecek ama BM’nin de bazı yaratıcı düşünceler geliştirmesine de, sürecin bu şekilde devam edecek olması  bir engel değildir. BM tarafsızlığını koruyarak ve yazılı resmi öneri sunmadan, hakemlik rolüne de soyunmadan tarafların bir birleri arasındaki mesafeleri kapatıcı nitelikte köprü kurucu düşünceler geliştirebilir. Bunları sözlü olarak da yapabilir. Biz Türk tarafı olarak bunları dinlemeye hazırız. Rumların da buna itiraz edeceklerini sanmıyorum” diye konuştu. İhtiyaç doğdukça bunu BM’ye aktaracaklarını kaydeden Akıncı, BM’nin de bu konudaki düşüncelerini kendileriyle paylaşacaklarını belirtti.

12 Ocak’ta Cenevre Konferansı’nda buluştuklarını, konferans sonrasında Mont Pelerin’de Garantör ülkelerin de katılımıyla müzakerecilerin ve teknik ekiplerin katıldığı bir çalışma yapıldığını anımsatan Akıncı, konferansın bir diğer beklentisinin “Güvenlik ve Garantiler dışındaki diğer başlıklarda da Kıbrıs’ta ilerleme sağlamak ve konferansın yeniden devamını getirmek olduğunu söyledi. Akıncı, şimdi bulundukları noktanın işte bu nokta olduğunu söyledi. İyi niyetle bugün müzakere sürecine başladıklarını, müzakerelerden yarından başlayarak gerekli oldukça bir araya geleceğini anlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, müzakerecilerin, kendilerinin belirlediği 4 toplantıdan daha fazla görüşeceğini ve hem kendileri hem de müzakerecilerin temasının da sık sık olacağını belirtti. Hedeflerinin, kendilerini konferansa taşıyacak noktaya varmak olduğunu kaydeden Akıncı, sonrasında bunu halka sunabilecek bir seviyeye getirip getiremediklerinin muhasebesini yapacaklarını  ve buna göre bundan sonraki adımları hep birlikte atacaklarını kaydetti. Akıncı, bugünkü başlangıcın gerçek anlamda bir yeni başlangıç olmasını da temenni etti.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’de görüşme sonrası verimli bir görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. Rum Başkanlık Sarayı’na dönüşünde açıklamada bulunan Anastasiadis, önümüzdeki süre içerisinde dört görüşme yapılması konusunda anlaşmaya vardıklarını; ilk görüşmelerinin 20 Nisan’da olacağını belirtti. Anastasiadis, yarın da müzakereciler arasında temasların başlayacağını ifade etti. Bugünkü görüşmede iki taraf arasında verimli bir görüş alışverişinde bulunulduğunu söyleyen Anastasiadis, yeni tur müzakerelerle Kıbrıs sorununda çözüme ulaşılması dileğinde bulundu. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ve BM’nin rolüne ilişkin bir soruya karşılık verdiği yanıtta, Anastasiadis, Eide’nin herhangi bir farklı role sahip olamayacağını, BM’nin rolünün de yükseltilmiş olmadığını belirterek, herhangi bir zaman takviminin bulunmadığını sözlerine ekledi. Akıncı’nın doğalgaz konusuna değinip değinmediğinin sorulması üzerine Anastasiadis, böyle bir konunun gündeme gelmediğini ifade etti. Kıbrıs sorununda yeni bir konferansın olması konusunda ise Anastasiadis, bunun olmasına müsaade edecek bir ilerlemenin olması gerektiğini söyledi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr