Zekeriya Aslan, Kamu Denetçiliği Uzmanı Ramazan Aktürk ile birlikte Hatay'ın İskenderun İlçesi'nde düzenlenen 'Yerel Yönetimler ve Ombudsmanlık' konferansına katıldı. Aslan, Türkiye kamu Denetçiliği Kurumu hakkında bilgi vererek şunları söyledi:

"Asla ve asla kurumları yargılamıyoruz ve denetlemiyoruz. Kurumları denetliyoruz ama yol arkadaşı olarak denetliyoruz. Şöyle yapsak daha iyi olur, böyle yapsak daha iyi olur diye. Kesinlikle bir mahkeme gibi yargılama yok bizde. Haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız, hakkım gitti, menfaatim gitti, ya da herhangi bir idare haksızlık yaptı diyorsanız, şikayet edip e posta yolu ile bize gönderiyorsunuz hepsi bu. Şikayet edip bırakıyorsunuz. Tabiri caiz ise beleş, hiç para yok. Hiç para vermiyorsunuz. Sizin adınıza her şeyi devlet yapıyor. Keşif ise devlet yapıyor, bilirkişi raporuysa devlet yapıyor, tanık dinlenecekse biz dinliyoruz. Bunların karşılığında şikayetçiden beş kuruş para alınmıyor. Böyle bir şey nerde var?"

"BÜROKRATİK BİR DEVLETİZ"

23'üncü dönemde parlamentoya girdiğini hatırlatan Aslan, şöyle devam etti:

"Ankara da bizim en büyük uğraştığımız alan bürokrasi. Kim ne derse desin bürokratik bir devletiz. Ben milletvekilliği yaptım, adalet komisyonunda çalıştım. Şunu gördüm, milletvekilleri Meclis'te hakikaten vitrin. Kanunların hepsini bürokratlar yapar. Yaşamış bir insan olarak üzülerek söylüyorum. Biz Meclis'te el kaldırıyoruz. Ama çoğu zaman niye el kaldırdığımızı doğrusu bilmiyoruz. Bu da yaşadığımız bir gerçek. Çünkü milletvekilinin o kanununu okumaya vakti yok ki. Ben onları eleştiremem. Millet Meclisi dediğiniz yasama yapar, kanun yapar. Bizim memlekette, yasamanın dışında her şey yapıyor. Belki en son yaptığı iş yasama, kabul etmek lazım. Bunları masaya yatırmak lazım ciddi ciddi."

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr