İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi.. 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Kadına Yönelik Şiddet Raporu’nu açıkladı. İHD verilerine göre, geçen yıl 25 Kasım ile bu yılın 25 Kasım tarihleri arasında 94 kadın güvenlik güçlerinin ya da failin erkek olduğu aile içi ve toplumsal yaşamda maruz kaldıkları saldırılar sonucunda yaşamını yitirdi. En az 39 kadın maruz kaldığı şiddet nedeniyle yaralandı. Yine en az 26 kadın gözaltında, gözaltı yerleri dışında ve cezaevlerinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 8 kadın intihar ederek yaşamına son verirken. 3 kadın da intihar teşebbüsünde bulundu.

İHD Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen toplantıya HD Bölge Temsilcisi Abdulselam İnceören ile Kadın Komisyonu üyeleri katıldı. Komisyon üyelerinden Gülistan Yalçındağ, kadınların dünyanın her yerinde şiddete ve sömürüye maruz kaldığını belirterek, Türkiye’de yasal düzenlemelerin kadınları korumaya yetmediğini ve uluslararası sözleşmelerin yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini ortaya koyduğunu vurguladı. Cezasızlık politikasına dikkat çeken Yalçındağ, “Siyasal iktidarın ve medyanın cinsiyetçi dili kadına yönelik ayrımcılığı beslemekte ve şiddeti adeta normalleştirmektedir. Kadınların yaşamına ve kararlarına karşı ‘mırıldanma’yı kendine hak gören eril zihniyet, kadını her türlü saldırının hedefi haline getirmektedir.

Yargıya intikal eden kadınlara yönelik şiddet ve cinayet davalarında hâlâ iyi hal, haksız tahrik indirimleri uygulanmakta, özellikle çocukların mağduru olduğu tecavüz davalarında, “rıza” faktörü tartışılmakta ve erkek failler yargı eliyle ya cezasız kalmakta ya da olması gerekenden daha az cezaya çarptırılmaktadır. Bu cezasızlık hem adalete olan güveni zedelemekte hem de kadınlara ve çocuklara yönelik her türlü şiddetin artmasına sebebiyet vermektedir” diye konuştu.

Yalçındağ, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

* Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için toplumsal alanda çalışmalar yapılmalı, şiddeti meşru gösteren politikalara son verilmelidir.

* Yapılacak tüm çalışmalarda kadın kurumları ile insan hakları örgütlerinin önerileri doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

* Politikaların hayata geçirilmesi için ilgili tüm kadın ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılmalıdır.

* Gözaltı birimleri ile gözaltı yerleri dışında kadına karşı gerçekleştirilen işkence, cinsel işkence ve kötü muamele uygulamalarına son verilmelidir.

* Kadın cinayeti suçunu işleyen faillerin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması için yasal değişiklik yapılmalıdır.

* Kadına karşı gerçekleştirilen taciz, tecavüz, katliam dosyalarında haksız tahrik, iyi hal indiriminden vazgeçilmeli, soruşturmaların etkin yürütülebilmesi için, kadının beyanı esas alınmalıdır.

* Medyanın dili cinsiyetçi ve ayrımcı ifadelerden arınmalı, kadına yönelik her türlü şiddet kınanmalıdır.

* OHAL uygulamasına son verilmelidir.

* OHAL gerekçesi ile derneklerin kapatılma kararları geri alınmalıdır.

* OHAL gerekçesiyle düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğ, toplantı ve gösteri yapma hakkına, basın özgürlüğüne dokunulmamalıdır.

* Seçilmiş belediye eşbaşkanları ile milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr