BBC Türkçe'nin haberine göre, İngiltere Başbakanlığı görevini bugün David Cameron'dan devralacak olan Muhafazakar Parti'nin yeni genel başkanı Theresa May'in politikaları pek çok siyaset uzmanı tarafından 'ılımlı muhafazakar' ya da 'liberal muhafazakar' olarak görülüyor. İşte İngiltere'nin yeni başbakanı Theresa May'in desteklediği politikalar:

Avrupa Birliği

Avrupa Birliği (AB) referandumunda eski Başbakan David Cameron gibi İngiltere'nin AB'de kalması için kampanya yürüten Theresa May, oylamada birlikten ayrılama kararı çıkmasının ardından yaptığı açıklamada vatandaşların kararına saygı duyulması gerektiğini söyleyerek 'Brexit, Brexit demektir. Bu kampanyanın ardından AB içinde kalma ya da tekrar çıkarılma gibi bir yola girilmemeli' dedi.

May, İngiltere'nin AB'den ayrılma sürecini başlatacak olan 50. maddeyi ise 2016 yılı bitmeden uygulamaya koymayacağını ifade etti.

Göç ve serbest dolaşım

Theresa May, göç ve serbest dolaşım konusuda aldığı sert kararlar ve dile getirdiği katı görüşlerle tanınıyor. May, bugüne kadar yaptığı açıklamalarda İngiltere'ye gelen göçmen sayısının azaltılması gerektiğini ifade etti. İçişleri Bakanı olduğu dönemde ülkeye giren göçmen sayısını 100 binin altına düşürmeyi vaat ederek bu yönde düzenlemelere imza atan yeni başbakan, açıklanan 2015 rakamlarında göçmen sayısının 330 bin olduğunun görülmesi üzerine eleştirilerin odağı oldu.

May'in göçmen sayısını sınırlama yönünde attığı adımlardan en çok tartışılanı, eşlerini ve çocuklarını İngiltere'ye getirmek isteyen İngiliz vatandaşlarına en az 18 bin 600 sterlin gelire sahip olma zorunluluğu getirmesiydi. Yapılan bir araştırma, alınan bu kararın 2012 yılından bu yana 15 binden fazla çocuğu olumsuz etkilediğini ortaya çıkardı.

Theresa May'in İçişleri Bakanlığı döneminde hayata geçirilen diğer bir tartışmalı uygulama da 'eve dön kamyonları' oldu. Söz konusu kamyonlar, yasadışı göçmenleri evlerine dönmeye çağırmak için kullanıma sokulmuş, bu ilanlar sonucunda sadece 11 kişi ülkeden ayrılmıştı.

Theresa May, serbest dolaşım hakkıyla ilgili olarak ise şu açıklamada bulundu: "Öncelik İngiltere'deki şirketlerin ortak pazarla ticaretinin sorunsuz olmasını sağlamak ancak Avrupa'dan İngiltere'ye gelen göçmenlerin sayısının kontrol edilmesi de önemli."

İngiltere'de bulunan AB vatandaşlarının durumunun 'Brexit' müzakerelerinin bir parçası olacağını belirten May, rakiplerinin aksine AB vatandaşı göçmenlerin İngiltere'de kalabilecekleri konusunda herhangi bir garanti vermedi.

İnsan hakları

Theresa May, yakın zamana kadar İngiltere'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden ayrılması gerektiğini savunuyordu. AİHM kararlarının İngiltere'nin kendi kanunlarından üstün olmasını eleştiren May, parlamentonun çoğunluğu böyle bir hamleyi desteklemediği için başbakan olması durumunda bu yönde bir kampanya yürütmeyi düşünmediğini söyledi.

Kadın hakları

Feminist olduğunu dile getiren Theresa May, partisi içindeki kadın sayısının artması gerektiğini ifade etti. Aile içi şiddete karşı daha fazla adım atılması gerektiğini savunan May, kadınların günümüzde hala erkeklerden daha az kazandığına da dikkat çekti.

Eşcinsel hakları

Eşcinsellerin evlat edinebilme hakkıyla ilgili olarak 2002 yılında yapılan oylamada 'Hayır' oyu veren Theresa May, 2013 yılında teklif edilen ve eşcinsel evliliklerin önünü açan düzenlemeyi ise destekledi.

Eğitim

Üniversite harçlarının arttırılmasına yönelik planlara 2004 yılında İşçi Partisi hükümeti döneminde karşı çıkan Theresa May, 2010'da kendi partisi olan Muhafazakar Parti iktidarında ise öğrencilerin büyük protestolarına neden olan ve üniversite harçlarının yılda 9000 Sterlin'e çıkarılmasını öngören düzenlemeye destek verdi.

Ekonomi

İçişleri Bakanlığı döneminde kesinti politikalarına sürekli destek veren Theresa May, İngiltere emniyetindeki kesintileri ise bizzat yönetti. May'in hafta başında yaptığı konuşmada parti çalışanlarının hizmetinde olacağını söylemesi ve çalışanlarının haklarına vurgu yapması dikkat çekti. Theresa May, yaptığı konuşmada herkesin yararına olacak bir ekonomi programını devreye sokmayı da vaat etti.

Dış Politika

İngiltere'nin 2003 yılında aldığı Irak'a müdahale kararına destek veren Theresa May, 2013'te de Suriye'ye askeri müdahale önergesini destekledi. İngiltere'nin Suriye'de IŞİD hedeflerini bombalayan koalisyona katılıp katılmamasıyla ilgili oylamada da 'Evet' oyu kullanan May, Trident nükleer denizaltılarının yeni bir nükleer silah sistemiyle değiştirilmesini savunuyor.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr