Yayımlanan açıklama, “İstanbul Barosu olarak, “Yüksek” yargı başkanlarının anayasal konumlarına, temsil ettikleri makamların bağımsızlığı ve tarafsızlığına, saygınlığına yakışmayacak şekilde Cumhurbaşkanı ile yurt gezilerine çıkması ile ilgili olarak eleştiri ve kaygılarımızı belirtmiştik. Ne yazık ki yaşanan gelişmeler ve yapılan açıklamalar bu kaygılarımızı  haklı çıkarmıştır.” ifadeleriyle başlıyor.

'Alışacaklar'

Alışmayacağız

İstanbul Barsosu’nun internet sitesinde yayınlana açıklamanan devamı şu şekilde:

"HİÇBİR MAKAM YARGIYA EMİR VEREMEZ"

“Nitekim Hükümet Sözcüsü; siyasi iktidarın yargıya bakış açısını “Türkiye Cumhuriyeti’nde yargı kurum ve kuruluşları da Cumhurbaşkanı makamına bağlıdır” şeklindeki “veciz” ifadeyle ortaya koyarak malumu ilan etmiş, bu itirafıyla yargı ile ilgili “özlemleri” ni özetlemiştir. Hükümet sözcüsünün “zihnindeki”, “hayalindeki” yargının konumu bu olabilir. Ancak gerçekte yargının konumunu görmek istiyorsa, Anayasanın 6, 9, 11 ve 138. maddelerini okumalıdır. Bu hükümlere göre yargı, kimseye “bağlı” olmayıp, bağımsız olarak; Türk milleti adına ve Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verir. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargıya emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.

Hükümet sözcüsünün yukarıda bahsedilen beyanıyla, siyasi iktidarın sık sık dile getirdiği “Yeni Anayasa” nın ne denli “demokratik”  olacağı, bu Anayasa’da yargının ne denli “bağımsız” ve “tarafsız” olacağı bir kez daha anlaşılmaktadır. Esasen hükümet sözcüsünün bu ifadesinin yanında ayrıca ve özellikle “Yargı mensupları başkanları herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanı çağırdığı zaman toplantıya katılırlar” şeklindeki “emredici” beyanı, bir bütün halinde yargıyı tahkir ve tezyif etmektedir. Beklentimiz yargı camiası ve mensuplarının da buna gerekli cevabı vermeleridir. İstanbul Barosu olarak, Hükümet sözcüsünün bu “veciz” ifade ve yaklaşımı hususunda “Yüksek yargı” başkanlarının, özellikle Yargıtay Başkanının görüşlerini merak etmekteyiz.

"KURUMU YIPRATAN YARGITAY BAŞKANI’NIN TUTUMU"

Öte yandan yazılı açıklama yapan Yargıtay Başkanına hatırlatmak isteriz ki; yargı kurumunu asıl yıpratan, bizzat Yargıtay Başkanının kendi tutum ve söylemleridir. Kendisinin elbette ki yasal yollara başvurma hakkı bulunmaktadır. Ancak yargının saygınlığını korumanın asıl yolu, haklı eleştiri ve tepkilere karşı “yasal yollara” başvurmaktan ziyade, o saygınlığa yaraşır tutum ve davranışları içeren “yollara” başvurmak, Anayasal konumun gereğini yerine getirmektir.

Bilinmesini isteriz ki İstanbul Barosu olarak; Anayasaya, hukuka, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına, kuvvetler ayrılığına aykırı, saygınlığını zedeleyen her türlü tutum ve davranışa karşı çıkmaya, uyarı ve eleştiri görevimizi yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Hiç bir şey bizi bu görevimizden alıkoyamaz.

Son olarak belirtmek isteriz ki; Anayasanın, hukukun çiğnenmesine, kuvvetler ayrılığının ayaklar altına alınmasına hiç bir şekilde alışmayacağız. Ancak sizler, bugün olmasa bile yarın, er veya geç Anayasaya ve hukuka saygılı olmaya ve uymaya, anayasal yetkilerin dışına çıkmamaya, yargı bağımsızlığını ve denetimini kabullenmeye alışacaksınız.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr