1869-71 yılları arasında Maarif Nazırı Savfet Paşa’nın valiliklere gönderdiği “eski eserlerin toplanıp İstanbul’a gönderilmesi” emri, bu küçük koleksiyonun büyümesine, önemli bir katkıda bulunmuştur. Bu eserler, 1874 yılında, Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan Çinili Köşk’e getirilerek ilk defa bir müze ziyarete açılmıştır.

Bununla birlikte Türk müzeciliği, asıl kuruluşunu Osman Hamdi Bey’e borçludur. Aynı zamanda değerli bir ressam olan Hamdi Bey, 1881 yılında müze müdürlüğüne atandıktan sonra, hazırladığı bir tüzük ile eski eserlerin yurtdışına çıkarılmasını önlemiştir. Hamdi Bey 1887 yılında Sayda krallar mezarlığında yaptığı kazıda, İskender’e izafe edilen lahit ile Ağlayan Kadınlar, Likya ve Satrap lahitlerini bularak İstanbul’a getirmiştir. Arkeoloji dünyasının önemli buluşlarından biri olan Sayda lahitleri, o tarihlerde artık küçük gelmeye başlayan Çinili Köşk’ün karşısında inşa edilen yeni müze binasında, diğer eserlerle birlikte 1891 yılında ziyarete açılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli yerlerinden gelen ve çeşitli uygarlıklara ait olan eserler, yeni inşa edilen müze binasında yer almakta idi. 1917 yılında müze binasının yanında bulunan güzel sanatlar okulunun Cağaloğlu’na taşınması üzerine, bu bina da Eski Şark Eserleri Müzesi olarak kullanılmıştır. Bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’ne bağlı 3 müze vardır:Arkeoloji MüzesiEski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi.



İstanbul gezilecek yerler yazımıza bakmanızı da öneriyoruz.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr