Kanlı darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelerin ardından uygulamaya konulan OHAL’in çalışma yaşamını da az ya da çok etkileyeceği malum. Hele hele açığa, sendika kapatmalar ve işten almaların yaşandığı günlerde çalışma yaşamanı ne beklediğini ortaya koymak istedik.

Uygulamaya konulmasının ardından çıkarılan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) çalışma yaşamını nasıl etkileyeceği sorularımızı yanıtlayan Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik, darbe girişimi sonrasında on binlerce kamu görevlisinin Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PYD) aidiyeti, iltisakı ve irtibatı gerekçesiyle görevden uzaklaştırıldığını hatırlatarak, önümüzdeki günlerde 667 sayılı KHK ile bunların önemli bir bölümünün kamu görevden uzaklaştırılması gündeme geleceğini dile getirdi.

Görevlerinden uzaklaştırılan ve açığa alınan kamu çalışlanlarının ücret ve tazminat hakları, sendikaların çalışma koşullarına ilişkin gibi soruları yanıtlayan Çelik’in verdiği bilgiler özetle şöyle; * Öncelikle bu alçakça darbe girişimini düzenleyenlerin adil bir biçimde yargılanması ve cezalandırılması önem taşıyor.

* Öte yandan kamu görevine liyakat ilkesi gereğince değil, dini bir cemaat mensubu olduğu için getirilip  görevleri sırasında sırasında cemaat emirlerini uygulayarak suç işleyenler kamu görevinden çıkarılmalı.

* Darbe girişimi sonrası durumun gerekli kıldığı ölçüde “olağanüstü” önlemlerin alınması mümkündür. Ancak bu önlemlerin de hukukla sınırlı olduğunu unutmamak gerekir.

* 23 Temmuz 2016 tarihli ve 667 sayılı KHK ile yapılan düzenlemelerde bireysel çalışma haklarına ilişkin  ciddi sorunlar yer alıyor.  667 sayılı KHK’nın 4. Maddesine göre “terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı (yakınlığı, bağı) yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen” kamu görevleri idari bir işlemle kamu görevinden çıkarılabilecektir. Görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyecek, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekler. Bu hüküm kamu işçilerini de kapsıyor.

* Bu süreç oldukça sancılı olabilir, hukuksuzluklar ve keyfilikler yaşanabilir. Görevden uzaklaştırmalarda yürütmeyi durdurma kararı alınamaması ve ceza yargılamalarının sonucunun beklenmemesi ciddi mağduriyetler yaratabilir. Nitekim bu yönde uygulamalar da görülüyor.

* Öte yandan Gülen cemaatinin yıllardır devletin ve siyasetin çeşitli kademelerinden destek ve teveccüh gördüğü koşullarda bazı kamu görevlilerinin çeşitli nedenlerle Gülen cemaatine yakınlık duyması mümkün. Bu noktada suç işleyenler ile  suçsuz olanlar arasında mutlaka ayrım yapılmalı. Emekli ikramiyesi yok.

* Darbe girişimi nedeniyle kamu görevinden çıkarılanlar emekli ikramiyesi alamayacak. Ancak emekliği hak edenlerin emekli aylığı almasının önünde bir engel yoktur. Kamu görevinde açığa alınanlar, kamu görevinden çıkarma işlemine kadar maaşlarının ve diğer haklarının üçte ikisini almaya devam edecek.

* Açığa alınan kamu görevlileri kamu görevinden çıkarılmazsa eksik ödenen hakları kendilerine ödenir.  667 sayılı KHK’ya göre kamu görevinden çıkarılan memurlar ve işçiler bu kararlara karşı iptal davası açabilirler ancak bu davalarda yürütmeyi durdurma kararı istenemez. 

* 667 sayılı KHK kapsamında işten çıkarılan kamu işçileri için İş Yasasının haklı nedenli feshe ilişkin hükümleri uygulanabilir. Bu durumda tazminatsız işten çıkarılabilirler.

* Ancak bu işleme karşı işe iade davası açmaları önünde engel yok.

* OHAL KHK ile kıdem tazminatı düzenlenemez, kıdem tazminatı fonu kurulamaz. Hükümete meclis tarafından bu yönde KHK çıkarılması için verilmiş bir yetki yoktur. OHAL ilanıyla bu konuların hiçbir ilgisi yok. * İşçileri bireysel olarak ilgilendiren en önemli hüküm OHAL kanunu 11. Madde (n) fıkrasında yer alıyor.

* İşçinin isteği, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, sağlık sebepleri, normal emeklilik ve belirli süresinin bitişi nedeniyle hizmet akdinin sona ermesi veya feshi dışında kalan hallerde işçi çıkartmalarını işverenin de durumunu dikkate alarak üç aylık bir süreyi asmamak kaydıyla izne bağlamak veya ertelemek valiliğin yetkisinde. Sendika kapatılamaz

* OHAL döneminde valilik kararıyla sendikaların faaliyetleri durdurulamaz ve sendikalar kapatılamaz.

* Ancak KHK ile bu yönde düzenleme yapılması mümkün.

* Olağanüstü halin ilanını gerekli kılan gelişmelerle bağlantılı olması halinde sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı KHK ile sınırlanabilir veya geçici olarak durdurulabilir.

* Ancak bu mutlak ve sınırsız bir yetki değildir. Sendikal hakların sınırlanması veya geçici olarak durdurulabilmesi için olağanüstü hal ilanını gerektiren sebeplerle bağlantılı bir durumun varlığı gerekir.

* 667 sayılı KHK ile Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PYD) aidiyeti, iltisakı (bağı) ve irtibatı belirlenen Cihan-Sen ve Aksiyon-İş konfederasyonlarına bağlı 19 sendika kapatıldı.

* 12 Eylül darbesinin ardından dahi sendikalar kapatılmamış, faaliyetleri durdurulmuş ve haklarında kapatma davası açılmıştı.

* Yapılması gereken darbe girişimi ile ilgili olduğu yönünde güçlü emareler olan sendikaların faaliyetlerinin durdurulması ve haklarında dava açılmasıydı.

* OHAL-KHK ile sendikaların temelli kapatılması Anayasa’ya açık aykırılık oluşturuyor.  Greve engel değil

* Toplu iş sözleşmeleri OHAL uygulanmasından etkilenmez.

* OHAL nedeniyle toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasına müdahale edilemez.

* Toplu iş sözleşmesi süreci de OHAL döneminde sınırlandırılamaz. * Aynı şekilde OHAL döneminde greve çıkılabilir. OHAL grev yasağı anlamına gelmez.

* Grev uygulamaları OHAL ilanına yol açan sebeplerle ilgili olmadığı için KHK ile grevlerin yasaklanması hukuksuz olur.

* OHAL, OHAL Valilerin grevleri yasaklama yetkisi yok.

* Yine sendika kurulması, sendikal faaliyet, toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri ve uygulaması konusunda da valilerin yetkisi yok.

* Ancak OHAL Kanunu 11 (m) maddesi özellikle grev ve işçi direnişlerini etkileyebilir. Valiler bu hükme dayanarak grev ve direniş yerlerinde toplu halde bulunmayı yasaklayabilir. Ancak burada da OHAL ilanının amacına ve ölçülülük ilkesine uygun davranılması gerekir.

* Greve çıkan, hak aramak için işyeri önünde toplanan işçileri dağıtmak ve engellemek mevcut OHAL’ın amacına ve ölçülülük ilkesine aykırı olur.

* Kısaca sendikalar OHAL döneminde de uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve sendikal yasaların sağladığı hakları kullanmaya devam edebilirler.

* Bu konuda otomatik ve genel bir yasak uygulanamaz. Sendikalar toplu iş sözleşmesi yapabilir, iş uyuşmazlığı çıkarabilir, basın toplantısı, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilir, bildiri dağıtabilir ve  greve çıkabilirler. Sendikal faaliyet ve mücadele darbecilikle ve şiddet olaylarıyla ilişkilendirilemez. Ama şunu da unutmamak da yarar var; normal koşullarda cam grevini bile ülkenin güvenliğini gerekçe göstererek grev erteleyen bir hükümet olağanüstü hallerde ne yapmaz...

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr