Darbe girişiminin ardından Türkiye’deki gelişmeleri endişeyle takip eden Avrupa’dan hukukun üstünlüğü ilkesine saygı çağrıları bitmiyor. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye’nin demokratik kurumları, insan haklarını sınırlamak için kullanmaması gerektiği uyarısında bulundu. Mogherini, “Türk dostlarımıza, demokratik ve meşru kurumların arkasında olduğumuzu çok açık şekilde söylüyoruz. Verilen tepki temel hak ve özgürlüklere zarar vermemeli, bunun mazereti olamaz” dedi. “Özellikle üniversite, basın ve yargıda gördüklerimiz kabul edilebilir değil” diye ekledi.

AB Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri’nden sorumlu Johannes Hahn ve Mogherini’nin ortak açıklamasında da AB’nin olağanüstü hal ilanı sonrası Türkiye’de basın, eğitim ve yargı sektöründeki gelişmelerden kaygılı olduğu vurgulandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin askıya alınması durumunda uyulması gereken kurallar olduğu hatırlatıldı.

Öte yandan Almanya’da siyasetçiler, Başbakan Angela Merkel ‘e Ankara’ya karşı kararlı tutum sergilemesi için baskıyı artırdı.

‘Türkiye uzaklaşıyor’

Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, Türkiye’de temel hakların giderek kısıtlanmasından endişe duyduğunu belirterek, “Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi olarak açık bir şekilde yükümlü olduğu Avrupa asgari standartlarından giderek uzaklaşmaktadır” dedi. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili politikacı, kitlesel tutuklama ve tasfiyelerin endişe verici olduğunu belirterek, bu uygulamaların önceden hazırlığının yapıldığının anlaşıldığını söyledi.

Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Genel Sekreteri Andreas Scheuer ise “Erdoğan Türkiyesi’nin, değerler üzerine kurulu ve temel hakları kabul etmiş bir Avrupa Birliği’nde yeri yoktur” dedi. Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen Alman Sosyal Demokrat Parti’de (SPD) de Türkiye’de yaşanan gelişmeler nedeniyle endişe hakim. SPD Meclis Grup Başkanvekili Axel Schäfer “Ankara’dakiler üyelik müzakerelerinin temelli dondurulması için ellerinden gelen herşeyi yapıyor” diye konuştu.

Muhaliflere iltica talebi

Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir, darbe girişimi sonrası Türkiye’de siyasi takibata uğrayan muhaliflerin Avrupa’ya kabul edilmesini öngören bir program hazırlanmasını talep etti. İtalya parlamentosunun alt kanadı olan Temsilciler Meclisi Başkanı Laura Boldrini, Türk sığınmacılara hazır olmaları ve onları kabul etmeleri gerektiğini söyledi. Bir ülkenin sadece seçimler yaparak demokratik olamayacağını, her türlü kurala uyarak demokratik olabileceğini ifade eden Laura Boldrini, “Aksi halde artık demokratik değildir” diye konuştu.

AİHS tümden askıya alınamaz

Avrupa Konseyi’nin kurucu üyeleri arasındaki Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) 1952’de imzaladı. OHAL süresince askıya alındığı duyurulan sözleşmenin 15. maddesi, “savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde, durumun gerektirdiği ölçüde ve uluslarararası hukuka ters düşmemek” kaydıyla sözleşmeye aykırı tedbirler alınmasına izin veriyor. Ancak bu durumda dahi sözleşmenin 2, 3, 4 ve 7. maddeleri hiçbir surette ihlal edilemiyor. Yani meşru savaş fiilleri sonucunda meydana gelen ölüm hali dışında yaşama hakkı, işkence yasağı, kölelik ve zorla çalıştırma yasağı ile cezaların yasallığı her koşulda korunmak zorunda.

İdam geri gelemez

Sözleşmenin ana metninde yer alan bu hükümlere, ilerleyen yıllarda 6. Protokol’ün 1. maddesi (barış halinde idam yasağı) ve 13. Protokol’ün 1. maddesi (tüm hallerde idam yasağı) da eklenmiş. Bu protokollerin ilkini 2003, diğerini 2005’te imzalayan Türkiye’nin ölüm cezasını geri getirmesi, Avrupa Konseyi üyeliğini kaybetmesi anlamına gelecek.

Zanlı iade edilmedi

Hollanda’da yargı, Türkiye’de adil yargılamanın şüpheli hale geldiğini savunarak Ankara’dan gelen bir iade talebini askıya aldı. Zanlının avukatı “Gözaltındakilere nasıl davranıldığını bilmiyoruz” dedi. Adalet Bakanlığı sözcüsü, iade dosyalarını savcılığa göndermeme kararı alabileceklerini söyledi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr