Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump'tan PYD'ye verilen desteğin kesilmesini talap ettiğini söyledi. Kalın ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump'ın Mayıs ayında görüşeceğini belirterek "Mayıs ayı içinde NATO'da ara zirve yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımız katılacak. Orada yüz yüze bir görüşme olacak. NATO Zirvesi'nden önce de bir zirve planlanıyor. Yüz yüze görüşmede Türk-ABD ilişkileri ele alınacak" diye konuştu.

"Terör örgütleriyle hiçbir ilişkisi olmayan grupların DEAŞ'a karşı etkin bir mücadele vereceği Fırat Kalkanı Harekâtı ile görmüş olduk" diyen Kalın,  "ABD, PYD'den desteği kestiği zaman 'Bunlar sahaya hakim' gibi argümanların da bir geçerliliği kalmayacaktır. Cumhurbaşkanımızın Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde bu konuyu gündeme getirdik. Hakan Bey'in CIA Direktörü ile görüşmesinde de aynı konuyu gündem getirdik." diye konuştu.

Sözcü Kalın, 15 Temmuz yargılamalarını yakından takip ettiklerini belirterek "15 Temmuz darbesini yapan üniformalı teröristlerin yargı önüne çıkartılması, bu ihanet suçunu işleyenlerin bedelini ödemeleri açısından önem arz ediyor. Bu aynı zamanda Türk mahkemelerinin çalıştığını göstermektedir" ifadesini kullandı.

Kalın'ın açıklamaları şöyle:

Bugün de hep beraber özellikle sabah saatlerinden beri takip ediyoruz 15 Temmuz darbesi ile ilgili yargılamalar başladı. 15 Temmuz darbesini yapan üniformalı teröristlerin yargı önüne çıkartılması, bu ihanet suçunu işleyenlerin bedelini ödemeleri açısından önem arz ediyor.

Bu aynı zamanda Türk mahkemelerinin çalıştığını göstermektedir. Kimileri arsızca "Ben bu darbeyi yaptım" diyor var, inkar edenler de var. Bu yargı sürecini elbette biz de izleyeceğiz. Yapanın yanına hiçbir şeyin kalmadığını göreceğiz. 15 Temmuz gecesi kaybettiğimiz 248 şehidimizi asla unutturmayacağız.

Bundan sonraki tüm çabamız Türkiye'nin bir daha böyle karanlık bir gecenin yaşamamasıdır. Çabamız Türkiye'de bir daha böyle bir darbe girişiminin yaşanmamasıdır. Bunu da milletimizle gerçekleştireceğiz.
 
Cemaat okulları

Bahreyn'de bildiğiniz gibi 4 anlaşma imzalandı. Yine bu Körfez ile olan diplomasi trafiğimizin yoğunlaşması adına Kuveyt Emiri'nin bir ziyareti olacak. Tabii muhtemelen halkoylamasından sonra Cumhurbaşkanımızın diğer Körfez ülkelerine yapacağı birtakım ziyaretler olabilir. bu trafiğin giderek yoğunlaşacağını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Körfez ziyareti sırasında FETÖ ile mücadele konusunu gündeme getirdik. Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden FETÖ'ye karşı Körfez ülkelerinin aldığı önlemler memnuniyet verici. Katar'da bir Türk okulunun da açılışını yaptık.

Bu okulların önemi, FETÖ'nün okulları kapatıldığında bir mağduriyet olacak mı sorularına cevap vermektir. Maarif Vakfı çalışmaları da, FETÖ'yle yurt dışında yürüttüğümüz mücadeleyi kapsıyor. Afrika'da 17 okul Maarif Vakfı'na devredildi. Başka yerlerde de birçok FETÖ okulları kapatıldı. Bu konudaki mücadelemiz her alanda, her satıhta kararlı bir şekilde devam edecektir. Türk okulları, Türkçe olimpiyatları gibi sıfatları kullanarak kirli emellerine ulaşmaya gayret eden hainlere fırsat verilmeyecektir.
 
Bir diğer önemli konu, geçen hafta gündeme geldi. Bu Almanya'daki DİTİB mensuplarıyla ilgili pie sapa gelmez, hiçbir zemini olmayan suçlamaların gündeme getirilmesiydi. Siyasi saiklerle alınmış ve talihsiz bir karar olarak bunu görüyoruz. DİTİB Alman kanunlarına göre kurulmuş çok önemli bir kurumumuzdur. Tam bir şeffaflık içerisinde faaliyet göstermektedirler.

Yaklaşık 3 milyon Türk'ün yaşadığı Almanya'da İslam ve yabancı düşmanlığının arttığı bir dönemde DİTİB mensuplarına yönelik böyle bir takibatın başlatılmış olması, arkada başka art niyetlerin olduğunu akla getirmektedir. DİTİB, Türk Müslüman toplumun hizmetlerini karşılamakla kalmıyor, IŞİD'e katılımları da önlüyor.

Bunun takdir edilmesi gerekirken, bu tür karşı propagandanın başlatılmış olması kabul edilemez. PKK, FETÖ, DEAŞ gibi illegal örgütlerin Avrupa'da cirit attığı dönemde asıl yoğunlaşılması gereken DİTİB mensupları değil, bu terör örgütleridir.

El Bab operasyonu devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın gün gün, saat saat takip ettiği bir operasyondur. Operasyon başarılı bir şekilde devam etmektedir. Amacımız 2 bin küsur kilometrekarelik alanın terörden arındırılmış bir bölge haline getirmektir. Sivil kayıpların olmaması için hem bizim özel kuvvetlerimiz hem ÖSO büyük bir dikkatlilikle mücadeleye devam ediyor.

Burada huzur ve barış ortamını kurmak, DEAŞ ile mücadelede de önem arz ediyor. Rakka ile ilgili sorularınız olacak biliyorum. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi. Suriye'de Obama yönetiminin PYD/YPG'ye destek vermesi kabul edilebilir bir durum değildir.

PYD'nin en etkin mücadeleyi veren grup olduğu efsanesi, Fırat Kalkanı Harekatı ile yerle bir olmuştur. Terör örgütleriyle hiçbir ilişkisi olmayan grupların DEAŞ'a karşı etkin bir mücadele vereceği Fırat Kalkanı Harekatı ile görmüş olduk. ABD, PYD'den desteği kestiği zaman "Bunlar sahaya hakim" gibi argümanların da bir geçerliliği kalmayacaktır.

Cumhurbaşkanımızın Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde bu konuyu gündeme getirdik. Hakan Bey'in CIA Direktörü ile görüşmesinde de aynı konuyu gündem getirdik.

Soru - Cevap

Münbiç operasyonu: PYD/YPG unsurlarının SDF/SGD kılıfı altında orada var olmaya devam ettiğini Trump yönetimiyle görüşüyoruz. Bu terör örgütünü aklamaya çalışanlar, raporları okudukları zaman durumun vahametini anlayacaklardır. Açık suçları yok saymamız mümkün değil. DEAŞ'la mücadele konusunda tüm bu hususları masada tutacağız.

Rakka operasyonu: Başkan Trump'ın DEAŞ'la mücadele konusunda yeni bir yol haritası talimatı var. Bizim iki haftadır yürüttüğümüz diplomasi trafiğinin nedeni budur. Rakka'ya operasyon konusunda önerdiğimiz alternatif var. Bu yönde çalışmalarımız devam edecek.

Hamaney açıkalamaları: Biz İran'la hep diyalogda olduk. Nüfuz elde etme çabalarını görmezden gelme anlamına gelmiyor. Rejimi tanımıyoruz. Bu rejimi tanıyan kaç ülke var ona bakmak lazım. 600 bin insanın katili bir rejimle iş tutmayı İranlıların kararını vermesi gereken durumdur. Biz çatışmadan yana değiliz. Ama Türkiye'nin Suriye ve Irak sahasında pozisyonu ortadadır. Türkiye'nin DEAŞ'la mücadele çabasını takdir etmeliler. Biz bölgenin geleceği için, kendi ulusal güvenliğimiz için ciddi mücadele veriyoruz.

Fikri Işık'ın açıklamaları: Bütün opsiyonlar masada. PYD ve FETÖ konularında ABD ile mesafe alamadık. Bu iki konuda görüşmelerimiz sürüyor.

Erdoğan-Trump görüşmesi: Mayıs ayı içinde NATO'da ara zirve yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımız katılacak. Orada yüz yüze bir görüşme olacak. NATO Zirvesi'nden önce de bir zirve planlanıyor. Yüz yüze görüşmede Türk-ABD ilişkileri ele alınacak.

S400 füzeleri: Görüşmeler devam ediyor. Müzakerelerin birçok teknik konuları var. Bunun NATO ile uyum konusunda olumsuzluk görmüyoruz. Bize en iyi teklifi getiren kim olursa çalışmaları yaparız. Türkiye kendi önceliklerini benimser. Bunun NATO'ya alternatif olması gibi bir konu beklemiyoruz. Türkiye'nin ulusal savunma sisteminin kurulması önceliğimizdir.

Barzani ziyareti Sayın Barzani'nin Sayın Cumhurbaşkanımızla bir görüşmesi olacak. Konuşacağımız çok konu var. Irak bizim için çok önemli. Bu trafiğin devam ettirilmesi çok önemli. Erbil yönetimi hem DEAŞ hem PKK ile mücadele konusunda Türkiye ile aynı noktada bulunmaktadır. Bağdat-Erbil gerginliklerini de düşününce biz bunları dikkate alarak hareket ettik.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr