ABD ile iade anlaşmasında devlet ve hükümet başkanına yönelik suçun, siyasi suç sayılamayacağını belirten açık hükme karşın Türkiye’nin başta Fethullah Gülen olmak üzere iade talebinde izlediği yol soru işaretlerine neden oldu. Gülen’in iadesi için gönderilen dosyaların sayısal fazlalığına karşın, “tasnif edilmemiş olması ve mahkeme kararından önce gönderilmesi” ve “idam, işkence ve hukuka uygunluk” konusunda izlediği yol şüpheleri artırdı.

22 Ağustos’ta ABD Adalet Bakanlığı’ndan uzmanlardan oluşan bir heyet Türkiye’ye gelecek; görüşmeler ise 23’ünde başlayacak. Heyet, 19 Temmuz’da iade talebiyle gönderilen evrakı ve ardından yollanan 85 koli belgenin tasnifine yönelik çalışmanın yöntemlerini Ankara ile birlikte belirleyecek. Ancak Türkiye’nin ilk olarak 19 Temmuz’da yolladığı dosyada darbe girişimine yönelik verilerin yer almaması dikkat çekti. Ardından Türkiye’nin gönderdiği dosyalar ve haftasonunda ilettiği tutuklama talebinde ise 15 Temmuz kalkışmasına yönelik veriler yer aldı. 19 Temmuz’daki ilk talebin ardından gönderilen diğer dosyaların ise ek niteliğinde olduğu belirtildi. Ankara iki ülke arasındaki iade anlaşmasının 9 ve 10’ncu maddelerinde yer alan “iade edilinciye kadar tutuklu tutulması” talebini de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararıyla iletti.

İşte o maddeler:

Devlet Başkanına suikast: İki ülke arasındaki iade anlaşmasının 3’ncü maddesinde iade talebinin siyasi nitelikle olması halinde reddedileceği belirtilirken “Bununla birlikte, bir Devlet Başkanına veya Hükümet Başkanına veya aileleri üyelerinden birine karşı işlenmiş veya işlenmeye teşebbüs edilmiş bir suç, siyasi nitelikte bir suç sayılmayacaktır” ifadesi yer alıyor.

Tutuklanma talebi: İadesi istenen kişi ile ilgili aranma ve gerekli önlemlerin alınmasını öngören 9’ncu maddede “İstenilen taraf yetkili makamları karara varıncaya kadar, tutukluluk altında bulundurulacaktır. Geri verme istemi kabul edildiği takdirde, tutukluluk hali teslime deyin sürdürülecektir” hükmü yer alıyor.

İvedi hal: Anlaşma’nın 10’ncu maddesi ise Türkiye’nin “ivedi hallerde” kişinin geçici olarak tutuklanmasını öngörüyor.

ABD’den talep tek değil

İade sürecinde temaslarda bulunan bir yetkili de ABD’de bir dava açılıp açılmayacağının Türkiye’nin sunduğu kanıtlar ışığında netleşeceğini, dava açıldıktan sonra da iade sürecinin yıllar alabileceğini belirtti. Yetkili, ABD’deki temasları sırasında benzer şekilde 2 dava olduğunu ve bunların 3 ile 6 yıldır devam ettiğinin temaslarında ele alındığını belirterek, “Mahkeme iadesine karar verse dahi ABD Dışişleri Bakanı’nın iadeyi ulusal güvenlik veya başka gerekçeyle reddetme şansı var” dedi.

MGK kararı da dosyada Washington’un tavrını hem heyet hem de Biden ziyaretiyle “Ciddiye alırmış gibi bir davranış var ama bunu göreceğiz” sözleriyle yorumlayan yetkili, ABD’den sadece Gülen’in değil aynı zamanda Pensilvanya’daki çiftlik evinde yaşayanların da iadesinin talep edildiğini belirtti. ABD’ye sunulan kanıtlar arasında önceki 2 mahkeme kararının yanı sıra MGK’nın terör örgütü kabul eden kararı ve gerekçeleri de yer alıyor.

Kafalardaki sorular

Diplomatik kulislerde darbe girişimi sonrasında Gülen’in mal varlığına tedbir konulmasını öngören mahkeme kararını anımsatan bir diplomat ise, “Bu bilgi ve belgelerin mahkeme kararından önce gönderilmesinin nedenini anlamakta zorluk çekiyoruz. Bir hafta daha bekleyip gönderseydi, anlamlı olurdu” dedi.

Batılı ve Doğulu diplomatlar ise Ankara’nın iade için izlediği politikanın soru işaretleri ile dolu olduğuna işaret etti.

İdam engeli

Bu sorular ve Gülen’in yanı sıra diğer örgüt mensuplarının iadesi için Ankara’dan beklenenler şöyle:

* Kesin delil gerekli. Bu aşamaya kadar sunulan deliller diplomatlar tarafından yeterli bulunmuyor. Bir diplomat başta üst düzey komutanların ifade tutanaklarını “siyah mı, gri mi, açık gri mi, beyaz mı belli değil” sözleriyle değerlendirdi.

* Başta ABD olmak üzere iadesi istenecek ülkede idam cezası yer alsa dahi, idam cezasının geri getirileceğinin dillendirilmesi sadece Batı değil, Doğu ülkelerinde de iadesi istenen cemaat mensuplarının iadesinin önünde engel olarak görülüyor. Bu çerçevede Dışişleri’nin firar ettiği açıklanan 32 isimle ilgili girişimlerine de bugüne kadar olumlu yanıt gelmedi. Kaçan bazı diplomatların hala sığınma talep ettikleri ülkenin havalimanında tutulduğu öğrenildi.

* İade için Türkiye’den beklenen insan haklarına saygı duyduğunu kanıtlamak ve savunma hakkını vermek. Ancak başta işkence fotoğrafları ve savunma alanında yaşanan süreç, Türkiye’ye iadelerin önünde engel olarak görülüyor.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr