Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, Musul operasyonuyla ilgili yaptığı açıklamada "Türkiye bu harekatın içerisinde nasıl yer alacağını ilgili taraflara anlatmıştır. Sayın Genelkurmay Başkanı'mız da Amerika'daki meslektaşlarıyla son olarak bu konuyu gözden geçirdiler. Türkiye'nin Musul konusunda B ve C planları da vardır. Bizi Musul konusunda ilgilendiren somut meselelerden birisi de Başika'daki varlığımızdır. Bugün itibariyle Türkiye asla Başika'da bulunmaktan vazgeçmeyecektir" dedi.

"BİN 250 KİLOMETREKARELİK ALAN, TERÖR ÖRGÜTÜNDEN TEMİZLENMİŞTİR"

Kurtulmuş, Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmelerin Bakanlar Kurulu toplantısında uzun uzun müzakere edildiğini belirterek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun özellikle Musul ile ilgili gelişmeler konusunda kurulu bilgilendirdiğini söyledi. Kurtulmuş, "Suriye'de Fırat Kalkanı operasyonu başarıyla devam etmektedir. Türkiye başından itibaren Fırat Kalkanı operasyonu dolayısıyla ortaya koyduğu kırmızı çizgileri çerçevesinde harekatını sürdürmekte ve adım adım hedeflediği noktaya doğru ilerlemektedir. En son Dabık'ın alınmasıyla birlikte özellikle Türkiye'nin güney sınırlarında Kilis'i ilgilendiren bölgede önemli bir rahatlamanın olacağı görülmektedir. Şu an itibariyle bin 250 kilometrekarelik bir alan Türkiye'nin desteklediği ÖSO tarafından alınmış ve terör örgütünden temizlenmiştir" ifadelerini kullandı.

"HALEP'TE ÇOK CİDDİ İNSANİ DRAMLARIN ORTAYA ÇIKACAĞI AÇIK"

Suriye ile ilgili önemli meselelerden birinin Halep'in geleceği olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Lozan'da yapılan Suriye görüşmesine değinerek, "Her ne kadar bu toplantıda bir sonuç ortaya çıkmadıysa da çok farklı duruş ve kanaatlere sahip olan ülkelerin görüşlerinin yakınlaşması konusunda da bu toplantı hiç olmazsa hazırlık mahiyetinde bir imkan sağladı. Halep konusunda görüş farklılıkları ülkeler arasında devam etmektedir. Türkiye olarak bizim Halep konusunda acil olarak altını çizdiğimiz konu, Halep'te şartsız şekilde acil bir ateşkes ilan edilmesi zaruridir. İnsanlar en temel ihtiyaç maddelerinden yoksun vaziyetteler. Böyle devam ederse Halep'te çok ciddi insani dramların ortaya çıkacağı açıktır" diye konuştu.

"YARDIMLARIN HALEP'E ULAŞTIRILMASI İÇİN ULUSLARARASI YARDIM KONVOYU ÜZERİNDE ÇALIŞILABİLİR"

Halep'e giden yardım konvoylarının engellenmesini eleştiren Kurtulmuş, "Halep'e gidecek olan yardım konvoylarının korunması şarttır. Bütün dünyanın gözü önünde Halep'e gönderilen yardım kuvvetleri yukarıdan uçaklarla bombalanmış hem yardım için giden konvoylar durdurulmuş hem malzemelerin oraya gitmesi engellenmiş hem de çok sayıda sivil yardım gönüllüsü öldürülmüştür. İnsani yardımların acil şekilde Halep'e ulaştırılması için uluslararası bir yardım konvoyu üzerinde de çalışılabilir. Böylece bu konvoyun bombalanması önlenmiş olur. Bölgedeki krizin sona erdirilmesi bakımından kilit şehirlerden birisi Halep'tir. Halep'teki durumun kısa süre içerisinde normalleştirilmesini sağlamak, buradaki siyasi bir sonucu elde edene kadar da Halep'teki insani yardım meselesinin üzerinde yoğunlaşmak mecburiyetindeyiz. Bu bir insanlık meselesidir" açıklamasında bulundu.

'MUSUL' AÇIKLAMASI: KOALİSYON GÜÇLERİNİN, IRAK ORDUSUNUN DESTEKLERİNE İHTİYAÇ OLACAK

Bölgedeki ikinci önemli şehrin Musul olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Musul ve Halep'teki statü, buradaki gelecek, burada oluşturulacak olan denge, ortaya çıkacak olan siyasi sonuç hiç şüphesiz Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgedeki siyasi sonucu da belirleyecek olan önemli gelişmelerdir. Biz başından itibaren Musul'un DEAŞ'tan kurtarılması için yerli unsurların eğitilmesi, Musul'un Musul halkı tarafından DEAŞ'tan kurtarılmasından sonra da Musul halkı tarafından yönetilmesinin hayati önemde olduğunun altını çizdik. Bunun için koalisyon güçlerinin, Irak ordusunun tabi ki desteklerine ihtiyaç olacaktır" dedi.

"TÜRKİYE'NİN EĞİTİM VERDİĞİ 3 BİN KİŞİ DEAŞ'A KARŞI MÜCADELENİN İÇERİSİNDE"

Musul operasyonuyla ilgili açıklamalarda bulunan Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Türkiye başından itibaren uluslararası koalisyonun destek vermesini ama orada DEAŞ'a karşı savaşacak unsurların ağırlıklı olarak yerel unsurlar olmasını başından itibaren savunuyor. Bu çerçevede Başika kampı o zamanki merkezi hükümetin daveti ve talebiyle Türkiye orada bir eğitim kampı kurdu. Eğitim kampında şimdiye kadar 4 bine yakın Musul'un yerli unsurlarından çok sayıda insan eğitildi. Bunlara Ninova Mücahitleri adını veriyorlar. Bu grupların içerisinden yaklaşık 3 bin kişi peşmergelerle birlikte Musul operasyonuna katılmıştır. Ağırlıklı olarak peşmergeler şu anda alandadır. Peşmergelerin arkasından da Irak ordusu işin içerisine katılacaktır. Türkiye'nin eğitim verdiği bu 3 bin kişi de peşmergelerle birlikte buradaki DEAŞ'a karşı mücadelenin içerisindedir"

"BÖLGEDE ÇOK CİDDİ OYUN OYNANIYOR"

Türkiye'nin Musul operasyonu konusundaki tutumuna değinen Kurtulmuş, "Bölgede çok ciddi bir oyun oynanıyor. Uzun süredir devam eden bu savaşların, işgallerini çatışmaların, iç çatışmaların ve vekalet savaşlarının arkasındaki esas niyet bölgenin mezhebi bakımdan daha fazla bölünüp parçalanmasıdır. Bu bölgenin bütün unsurlarının öncelikle Musul söz konusu olduğu için bu iki fay hattı üzerinden asla siyaset geliştirmemesi lazım. Musul, Musullularındır. Musul'daki demografik ve mezhebi dengeyi değiştirmek üzere bu harekatı fırsat bilmek, bundan sonra çok daha vahim sorunları ortaya çıkarır. Şii milis, Sünni milis; gibi laflar kullanıyoruz ya bunların hepsini bir tarafa atmamız lazım. Bölgedeki meselesi Şiilik ya da Sünnilik, Türklük ya da Kürtlük meselesi değildir. Bölgedeki mesele, bir siyasi alt üst oluş meselesidir. Uzun süredir devam eden siyasi bir türbülans söz konusudur. Buradan bütün bölge halkları olarak siyasi sonuçlar, çözümler bularak sonuç elde edeceğiz. Bölgedeki Musul operasyonunu mezhepler arasında bir gerilime dönüştürmemek gerekir. Terör örgütlerinden Musul'u kurtarırken DEAŞ'tan Musul'u kurtarırken ne buraya başka bir silahlı milis gücü getirip, yerleştirmek ne de PYD gibi YPG gibi başka bir terör örgütünü getirip Musul'a yerleştirmek sorunun çözümüne zerre katkıda bulunmaz. Kimse mevcut karışıklığı fırsat bilerek, buradan herhangi bir şekilde mezhebi ya da etnik siyaseti geliştirmek için fırsat kollamasın" diye konuştu.
'BAŞİKA' AÇIKLAMASI: ASKERİMİZİN ORADAKİ VARLIĞINDAN TÜRKİYE ASLA VAZGEÇECEK DEĞİL
Musul konusunda Türkiye'nin B ve C planlarının olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Irak'la yaşanan Başika krizine de değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye bu harekatın içerisinde nasıl yer alacağını ilgili taraflara anlatmıştır. Sayın Genelkurmay Başkanı'mız da Amerika'daki meslektaşlarıyla son olarak bu konuyu gözden geçirdiler. Türkiye'nin Musul konusunda B ve C planları da vardır. Biz bu bölgede daha fazla mezhebi ayrımların olmamasının üzerinde duruyoruz. Bu anlamda bizi Musul konusunda ilgilendiren somut meselelerden birisi de Başika'daki varlığımızdır. Bir miktar askerimiz orada bulunuyor. Bu askerimizin oradaki varlığından Türkiye asla vazgeçecek değildir. Bugün itibariyle Türkiye asla Başika'da bulunmaktan vazgeçmeyecektir. Başika'da bulunan TSK mensuplarının ciddi şekilde güvenliklerinin korunması da Türkiye'nin Musul operasyonuna ilişkin önemli hassasiyetlerinden birisidir. Bununla ilgili de her tedbiri aldık"
BAŞBAKAN-BAHÇELİ GÖRÜŞMESİ: ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİYLE İLGİLİ KOMİSYONUN ÇALIŞMALARINI GÖZDEN GEÇİRECEKLER
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Başbakan Binali Yıldırım'ın bugün gerçekleştireceği görüşmeyle ilgili bilgi veren Kurtulmuş, "MHP'nin Sayın Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Sayın Başbakan'ımız görüşme yapacak. Bu görüşme aslında yeni dönemde iktidar ve muhalefet arasındaki diyaloğun artırılması bakımından takip ettiğimiz yol açısından önemlidir. Bütün siyasi partilerin, iktidar ve muhalefet partilerinin özellikle FETÖ'ye karşı verilen ortak milli mücadeleden sonra ortak zeminlerde buluşması, görüşlerini birbirine aktarması ve siyasetin daha yapıcı bir dil ve üslup üzerinden sürdürülmesine çok büyük önem veriyoruz. Bu görüşmeyi de bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor. Sayın Bahçeli ile Sayın Başbakanımız bu toplantıda Anayasa değişikliğiyle ilgili komisyonun çalışmalarını gözden geçirecekler. Ayrıca FETÖ ile mücadelede gelinen nokta, OHAL uygulamaları çerçevesinde atılan adımlar, Fırat Kalkanı operasyonu ve Musul operasyonu başta olmak üzere çok sayıda iç ve dış konuyu bu toplantıda müzakere edeceklerdir" ifadelerini kullandı.
"BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMASININ TÜRKİYE İÇİN YAPILMASI NORMAL"
Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, şu açıklamalarda bulundu: "Tahmin ediyoruz ki bu görüşmede Sayın Bahçeli, daha evvel dile getirmiş olduğu başkanlık sistemiyle ilgili görüşlerini de Sayın Başbakanımız ile paylaşacaktır. Bizim de görüşlerimiz bu konuda son derece açık. Türkiye'nin bundan sonraki süreçte etkin bir yönetim modeli olarak başkanlık sistemine geçmesinin daha doğru olacağını, mevcut durumun zaten ikili bir yapı ortaya çıkardığı, bunun ortadan kaldırılması için bir başkanlık sistemi tartışmasının Türkiye için yapılması normal bir tartışma; atılması önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Ümit ederiz ki bugünkü görüşmede de bir mesafe alınır ve bu konu gündeme gelir, diye tahmin ediyoruz"

"KUYRUĞU SIKIŞAN DEAŞ ÖRGÜTLERİNİN İLK YAPACAĞI ŞEY, TÜRKİYE'DE TERÖR EYLEMLERİNİ ARTIRMAK" 

Kurtulmuş, gazetecilerin Musul operasyonuyla ilgili sorunu yanıtlayarak, "Musul'dan kaçacak DEAŞ militanları, bir yolunu bulup Türkiye'yi tehdit etmeye çalışacaktır. Musul operasyonunda kuyruğu sıkışan DEAŞ örgütlerinin ilk yapacağı şey, Türkiye'de terör eylemlerini artırmaktır. Çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Türkiye hem muhtemel göç dalgaları üzerinden hem muhtemel yeni terör dalgaları üzerinden birinci derecede etkilenecek olan bir ülkedir" dedi.

'TÜRK FINDIĞI KANSEROJEN' İDDİALARINA YANIT: YANLIŞ, TARAFLI BİR HABERDİR

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, açıklamalarının ardından, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Türk fındığının kanserojen madde içerdiği iddiasıyla İtalya'da açıklanan bir raporun birinci sırasında yer alması üzerinden Türkiye'nin bu konuda nasıl bir adım atacağı sorulan Kurtulmuş, "Bu konuyu gündeme getirenler halt etmişlerdir. Türk fındığı hiçbir şekilde kanserojen olmadığı gibi sağlığı tehdit eden bir nitelikte değildir. Bu, Türkiye'nin uluslararası alanda dünyada en büyük fındık üreticisi olmasını çekemeyenlerin ve fındık borsasının artık Türkiye'de kurulması gerekir tezlerimizi kabul etmeyenlerin ortaya çıkarmış olduğu manipülatif bir haberdir. Hiçbir itibarı ve değeri yoktur. Biz konunun takipçisiyiz. Son derece yanlış, taraflı bir haberdir. Türkiye'deki fındığın gelişimine en ufak zararı olmayacağını ifade etmek isterim. Karadeniz halkı rahat olsun. Endişe edecek bir durum yok" ifadelerini kullandı.

"WASHİNGTON DC'YE GİDECEK HALLERİ YOK, GELECEKLERİ YER TÜRKİYE"

Musul operasyonu nedeniyle bölgeden kaçacak terör örgütü unsurlarına ilişkin yeni güvenlik önlemlerinin alınıp alınmayacağı ile Musul için Türkiye'nin B ve C planlarının ne olduğu sorulan Kurtulmuş, "Allah muhafaza Musul'da işlerin ters gittiğini düşünün, çok sayıda insanın şehri terk edip kaçmak zorunda kaldığını düşünün. Nereye gelecekler? Washington DC'ye gidecek halleri yok. Gelecekleri yer, Türkiye'dir. Musul'dan kaçacak DEAŞ militanları, bir yolunu bulup Türkiye'yi tehdit etmeye çalışacaktır. Musul operasyonunda kuyruğu sıkışan DEAŞ örgütlerinin ilk yapacağı şey, Türkiye'de terör eylemlerini artırmaktır. Çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Türkiye hem muhtemel göç dalgaları üzerinden hem muhtemel yeni terör dalgaları üzerinden birinci derecede etkilenecek olan bir ülkedir. Bu kadar açık şekilde etkilenme ihtimali olan soruna en yakın ilgiyi de gösterecektir. B ve C planlarımız var ama ortalık yerde konuşacak değiliz" diye konuştu.

"HAŞDİ ŞABİ, OPERASYONUN İÇERİSİNDE DEĞİL"

Musul operasyonunda PKK unsurlarının yer alıp almadığı sorulan Kurtulmuş, "Haşdi Şabi adı altında bir milis grubu vardır. Bu grup şu anda operasyonun içerisinde değildir. Irak'ın resmi ordusu operasyonun içinde ama şu anda da peşmerge sahada ön kuvvet olduğu için Irak ordusu da beklemededir. Musul'un bütün dengeleri değiştirecek olan birtakım başka milislerin getirilip Musul'a konulması Musul'daki dengeyi bozduğu gibi DAEŞ sonrasında ortaya çıkacak çözüm arayışını da son derece baltalayacak ve çözüm arayışına zarar verecektir" açıklamasında bulundu.

"BEKLEMEDİĞİMİZ GELİŞMELER KARŞISINDA HAZIRLIKLARIMIZI YAPIYORUZ"

Türkiye'nin Musul operasyonunda yer almamasının sakıncalarının ne olacağı sorusu üzerine Kurtulmuş, "Türkiye, Kuzey Irak Yönetimi ile çok ciddi yakın ilişkiler içerisinde. Bu süreci, özellikle Musul'a ilişkin hassasiyetleri birlikte kontrol ediyoruz. Ortak noktalarda olduğumuzu ifade edeyim. Türkiye kendi kırmızı çizgilerini koruyor. Israrla Musul'un bir örgütten kurtarılırken başka bir örgütün eline teslim edilmesinin sakıncaları üzerinde duruyor. Herkesle bu konuyu konuşuyoruz. Amerikalılarla da konuşuluyor. Belli bir noktaya gelindiğini görüyorum. Şu ana kadar Türkiye'nin genel çerçevesini zorlayacak bir durumda devam etmiyor operasyon. Biz olası, beklemediğimiz gelişmeler karşısında da tedbirlerimizi almış olarak hazırlıklarımızı yapıyoruz" dedi.

BAŞİKA KRİZİYLE İLGİLİ BAĞDAT'LA TEMAS: GEÇİŞ İZNİ SAĞLANDI

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın başkanlığında bir heyetin, Başika krizine ilişkin Bağdat'la temas kurması için gönderilip gönderilmediği sorulan Kurtulmuş, "Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımızın Bağdat'a gitmesiyle ilgili dünden itibaren görüşmeler yapılıyor. Hava sahasının açılıp, geçiş izni verilmesiyle ilgili geçiş izni sağlandı. Zannediyorum önümüzdeki saatlerde Dışişleri Müsteşarımız, Bağdat'ta olacaktır. Bağdat hükümetiyle hem Musul konusu hem diğer konular teferruatlı şekilde müzakere edilecektir" diye yanıt verdi.

'FETÖ' AÇIKLAMASI: DEVLETTEN ARINDIRILMASI UZUN SÜRE ALACAK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın FETÖ ile mücadeleyle ilgili 'Yeni uygulamalar var' açıklaması üzerinden bu uygulamalar içerisinde 'vatandaşlıktan çıkarma' konusunun yer alıp almayacağı sorulan Numan Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı: "Elimizde 2 maddelik, 3 maddelik anahtar var. Onu kullandığımız zaman bu iş kökten çözülecek, diye bir şey yok. 40 yıldır devletin içerisine sızmış, her yere girmiş, kendisini uzun süre gizlemeyi başarmış, belki hala devletin kadroları içerisinde kripto vaziyette varlığını koruyan bir çeteden bahsediyoruz. Bunların pisliklerinin temizlenmesi, devletten arındırılması uzun süre alacaktır. Ne gerekiyorsa o yapacaktır. Bunların devletten arındırılması için Türkiye'ye bir daha hiçbir şekilde zarar verecek noktada olmamaları için ne gerekiyorsa o yapılacak"

'BAŞKANLIK' AÇIKLAMASI: ARA FORMÜLÜN DEĞİŞTİRİLMESİ, ESAS FORMULÜN
UYGULANMASI ZAMANI

İktidarın, muhalefete 'partili cumhurbaşkanlığı' formülünü teklif edeceği yönündeki iddiaları yanıtlayan Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Bizim görüşümüz belli. Diğer siyasi partilerin de görüşlerinin ortaya çıkması lazım. Bugünkü Sayın Bahçeli ile Başbakan'ın yapacağı görüşme bu çerçevede önemlidir. Nihayetinde siyaset, imkanlar meselesidir. Tek başına AK Parti'nin bir Anayasa değişikliği yapması imkanı yok. Başkanlık sistemindeki görüşümüzün diğer partilerle paylaşılarak, belli bir noktaya gelmesini sağlayacağız. Bizim birinci hedefimiz bir başkanlık sistemidir. Bu anlamda da zaten fiilen şu anda zaten AK Parti'nin kurucusu olan ama şu anda Anayasal olarak bağımsız bir Cumhurbaşkanı'mız var. Buradaki sıkıntı hem seçilmiş bir parlamentonun varlığı, başbakanın varlığı hem seçilmiş cumhurbaşkanının varlığıdır. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, sistemi tıkayanların ortaya çıkarmış olduğu bir durumu çözmek için getirilmiş ara formüldü. Şimdi o ara formülün değiştirilmesi ve esas formulün uygulanması zamanıdır. Esas formül de başkanlık sistemidir"

"SİVİL VATANDAŞIN BÖYLE BİR SUÇLAMAYLA KARŞI KARŞIYA BIRAKILMASI DOĞRU DEĞİL"

Orhan Buyruk isimli Türk vatandaşının İsrail'de yaklaşık 3 haftadır gözaltında olduğu hatırlatılan Kurtulmuş, Buyruk'la ilgili bir girişimin olup olmadığı sorusu için "Orhan Bey'in gözaltına alındığı andan itibaren meseleyi takip ediyoruz. Sivil bir vatandaşımız, turistik gezi için Kudüs'e ziyaret yaparken, 19 gündür gözaltındadır. Her safhada meseleyi takip ediyoruz. Temaslar yapılmıştır. Ümit ediyorum ki 19'unda yapılacak olan mahkemede serbest bırakılması mümkün olur. Çünkü sivil bir vatandaşın böyle bir suçlamayla karşı karşıya bırakılması doğru değil" diye yanıt verdi.

"BAŞKA UNSURLAR, GİRERSE TÜRKİYE BUNA SEYİRCİ KALMAYACAK"

Fırat Kalkanı harekatı kapsamında Türkiye'nin bölgede ne kadar daha kalacağı sorulan Kurtulmuş, şu açıklamalarda bulundu: "Rakka operasyonu, Fırat Kalkanı operasyonunun dışındadır. El Bab, bu operasyonun içindedir. Bizim bütün bu şehirlerle ilgili söylediğimiz şeyin modelini Suriye'de ortaya koyduk. Musul'u Musul halkı kurtarsın. Buradaki sivilleri eğitelim, donatalım; bunlar kendi şehirlerini kurtarmak için ortaya çıksınlar, mücadele etsinler. Uluslararası camia da destek versin. Aynı şeyi Rakka için söylüyoruz. Yerel unsurlar gitsin, çünkü o adamların memleketi orası. Biz de Türkiye olarak bunlara lojistik birtakım destekler verelim. Başka unsurlar, girerse Türkiye buna seyirci kalmayacaktır"Kaynak: Cumhuriyet.com.tr