Örtbas edilen 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) tarafından soruşturma dosyasına, 1 numaralı şüpheli Rıza Sarraf hakkında analiz raporu gönderilmişti. Raporda, Türkiye’nin ihracat hacmindeki büyümenin sebebi Rıza Sarraf’ın şirketlerine bağlandı. Bu şirketler Sarraf’ı ABD’de tutuklanmasına dayanak olan iddianamede geçen şirketler olması dikkat çekti. Soruşturmayı değerlendiren hukukçular, soruşturmanın eski bakanlara uzanabileceğini, INTERPOL ve uluslararası mahkemelerin de harekete geçebileceğini belirtti.

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında verilen takipsizlik kararında MASAK’ın 11 Temmuz 2013 tarihli raporu yer almıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Ekrem Aydıner tarafından kapatılan soruşturmanın kilit isim Rıza Sarraf hakkındaki tespitlerinin yer aldığı raporda, Türkiye’nin İran ve Dubai’ye olan dış ticaretinin 2012 yılından önceki dönemlere göre ani bir sıçrama yaptığı belirtilerek bu sıçramanın sebebinin kıymetli maden ihracatındaki artış olduğunun tespit edildiği kaydedildi.

120 kat artış

Rıza Sarraf’ın şirketlerinin bu ticarette en ön sırada olduğunun savunulduğu raporda, “Yine Sarraf şirketlerine İran bankaları üzerinden gönderilen para transferleri 2012 yılı öncesindeki toplam 112 milyon TL iken, 2012 yılında yaklaşık olarak 120 kat artarak 14.3 milyar TL düzeyine gelmiştir. Para transferlerindeki söz konusu artışın, ülkemizin dış ticaret hacmindeki artışın da kaynağını teşkil ettiği düşünülmektedir” denildi.

Valizlerle almıştı

Öte yandan ABD’li savcının iddianamesinde geçen şirketlerden biri olan Durak Döviz’in sahibi olarak geçen ancak Sarraf’ın çalışanı olan Abdullah Habbani, 1 milyon TL, 800 bin Avro ve 60 bin doların 55 bin TL’lik faizi ile 2 kilo külçe altını Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nden valizlerle teslim almıştı. Rıza Sarraf’ın yardımcısı olduğu öne sürülen Abdullah Habbani’nin 55 bin TL’lik faizi Kızılay’a bağışladığı iddia edilmişti.

TÜRKİYE’DEKİ İLİŞKİLERİ DE İNCELENİR

Ceza hukukçusu Avukat Celal Ülgen, ABD’li savcının Sarraf’a yönelttiği suçlamaların Türkiye’ye sirayet etmesinin beklenebileceğini aktararak, “Türkiye’de kara para aklama ayağı olarak kabul edilecek uygulamalar ve işlemler soruşturma sonucu ortaya çıktığı takdirde bu suçlarla ilgili Rıza Sarraf’ın eski dosyasının inceleme ve irdelenmesi ve eski 4 bakanla ilişkilerinin de mercek altına alınması beklenebilir” dedi. Ülgen, Amerika Mahkemeleri ve FBI’nın tek bir şahsın emir ve komutlarına göre hareket eden mahkemeler olmadığını vurgulayarak, “Avrupa’dan Singapur’a, oradan da Ortadoğu’ya değin egemenlik alanları uzanır. Amerika Mahkemesi kararına Avrupa’da uymayan veya kabul edilebilir bir yetki itirazında bulunan ülke görmedim. Bu yüzden bundan sonraki prosedür hem INTERPOL’ü hem de uluslararası mahkemeleri harekete geçirecek ve sorumluluğu olan ülkelere ve politikacılarına da ağır yaptırımlar uygulanabilecektir” diye konuştu.

‘ABD RIZA SARRAF’I İADE ETMEYEBİLİR’

Avukat Ali Rıza Dizdar, ABD’nin Rıza Sarraf’ı iade etmeyebileceğini ifade ederek, “Sarraf yurtdışına gitmiyordu çünkü İran onu arıyordu. ABD’de kefaletle serbest bırakılabilir. Bizim önümüzde bir deney var. Örneğin ABD Fethullah Gülen’i iade etmiyor. Ekonomik suçlar da ABD yine iade etmiyor. Türkiye’de kurulan şirketleri vasıta kılarak ABD’de suç işlemişse bağlantısı vardır. O zaman Türkiye’de takipsizlikle sonuçlanan soruşturma kapsamında da delil teşkil eder. Bütün deliller orada tartışılır. Eski bakanlara kadar uzanabiAli Rıza Dizdar lir” diye konuştu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr